Ölüm orucu değil, açlık grevi

Türkiye genelinde 66 cezaevinde 658 tutuklu ve hükümlünün başlattığı açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla bugün Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde çocukları açlık grevinde olan kadınlar BDP Diyarbakır Milletvekili Nurseli Aydoğan’ın katılımıyla oturma eylemi yaptı. Aydoğan yaptığı açıklamada, artık ölümün kıyısına yaklaşıldığı günler olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

“ÖLÜM ÇIKARSA, VAHİM OLAYLAR YAŞANIR”

“Çok fazla söz söylemenin zamanı değil. Ölümler çıkmadan, açlık grevcilerinin taleplerini bir kez daha düşünme zamanıdır. Kürt halkı kendi iradesiyle yapıyor açlık grevini. Açık söylüyorum. Görülmezse, anlaşılmazsa bu ülke bu coğrafya önümüzdeki günlerde çok daha vahim olaylara gebedir.�Açlık grevcileri siyasi tutuklulardır. Niçin bu eyleme girdiklerini başladıklarını günden bugüne kadar kamuoyu ile paylaşmaktadır. Ama buna rağmen Başbakan, tutsakların açlık grevinde olmadıklarını yiyip içtiklerini ifade ediyor. Gerçekçi değildir. Eylem ölüm orucu eylemi değildir. Ölüm orucuna girselerdi, tuz şeker dahi almayacaklardı. Eylemleri açlık grevi eylemleridir tatlı su, tuz ve çay alıyorlar. Bu eylemin içeriğini bilmek gerekir. Çarpıtarak kimsenin eline bir şey geçmez.

ORADA BUNU YAPIYORLAR, KALKIP ÖLÜN DİYORLAR

HÜKÜMET AÇIKLAMA YAPARSA, TUTUKLULAR AÇLIK GREVİNİ GÖZDEN GEÇİRİR

60. günden sonra bu ülkede cezaevinden ölüm çıkmaya başlarsa o zaman merak ediyorum bu ülkenin Başbakan'ı bunu nasıl ifade edecek. Bu mesele çözülmediği müddetçe bu ülkenin her tarafında çatışmaların giderek artacağını iktidarda hepimiz tarafından bilinmektedir. Adalet Bakanlığı’nın başlattığı iyi niyetli girişim o noktada kalmıştır. Açlık grevindekilerle görüşmeden sonra bir adım atılmamıştır.�Ne partimizle ne başka güçlerle diyalog ve temas olmadı. Hükümet tarafından yapılacak bir açıklama dahi diyalog ve müzakere sürecini başlatmaya,�tutukluların açlık grevlerini gözden geçirmelerine neden olacaktır.�Kritik günler yaklaşırken AKP tarafından bir adımın atılmasını bekliyoruz. Bu vicdanı ve insanı bir sorundur.

ŞANTAJ YAPIYOR

Bir talep var. Bu talebin karşılanması isteniyor. 30 yıldan beri dillendirilen taleptir. Şantaj olarak algılamak “Ben bu sorunu çözmek istemiyorum” demektir. Sorunu çözmek için bedenini ölüme yatıranlar var. Buna saygı duyulması gerekir. Saygı duyulmaması şantajdır. Tersinden okunması gerekir.

Çocucuğu açlık grevinde bulunan Hüsnügül Öncel adlı kadın da, “Başbakan'a sesleniyorum. Onun oğlu yok mu? Biz barış istiyoruz Çocuklarımız dört duvar arasında. Gündüz ve gece bizim için olmuyor. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Başbakan Erdoğan ‘Yemek yiyor’ diyor. Hayır, onlar bir şey yemiyor. Ölüme yatmışlar. Biz anneyiz. Çocuklarımız için geldik buraya. Çocuklarımızın buradan çıkıp eve gelmelerini istiyoruz”  dedi.

Bu arada, dün Diyarbakır’daki olaylarda 71 eylemci gözaltına alınırken, 10 kişi de yaralandı.

3 KASIM’DA MİTİNG

Diyarbakır’da 3 Kasım’da BDP ve DTK’nın organize ettiği “Özgür yaşam için vicdan buluşması” mitingi nedeniyle 200 bin el ilanı dağıtıldı, 5 bin BDP’li il ve ilçelerde mitinge katılım çalışmaları başlattı. BDP’nin 15 gün önce Diyarbakır Valiliği'ne yaptığı miting bavşurusu izniyle ilgili henüz karar çıkmazken, BDP İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, “Her şeye rağmen mitingi yapacağız” dedi.