Güncelleme Tarihi:
GENÇLERİN AİLELERİ YIKILDI - FOTO GALERİ
CENAZESİ KARIŞTIRILAN TARIK ŞÜKRÜ YILMAZ
CENAZESİ KARIŞTIRILAN EROL CAN ÖZDOKUMACI
CEREN OKKALI BEYAZ DUVAKLA UĞURLANDI
BÜŞRA BEK'İN CENAZESİNDEN FOTOĞRAFLAR
Keçiören'deki Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsi ve diğer işlemlerin ardından Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü öğrencisi 18 yaşındaki Büşra Bek ve aynı üniversitenin Ticaret Yönetimi Bölümü öğrencisi 21 yaşındaki Tarık Şükrü Yılmaz'ın cenazelerini, yakınları gözyaşları içinde aldı. Teslim sırasında, ikisi de Manisalı olan Tarık Şükrü Yılmaz ile Erol Can Özdokumacı'nın cenazeleri karıştı. Bir saatlik karmaşanın ardından, Yılmaz yerine teslim edilen Özdokumacı'nın cenazesi Adli Tıp Kurumu'na tekrar getirildi. Cenazeler daha sonra ailelerine yeniden teslim edildi.
Sevgili olan, okullarını bitirdikten sonra birlikte ABD'ye gitme hayalleri kurdukları öğrenilen Tarık Şükrü Yılmaz ile Büşra Bek'in cenazeleri, Karşıyaka Mezarlığı'na götürüldü.
ANNEANNESİNİN YANINA DEFNEDİLDİ
Büşra Bek ve Tarık Şükrü Yılmaz'ın cenaze namazları, Karşıyaka Mezarlığı Camii'nde 26 başka cenazeyle birlikte toplu olarak kılındı. Cenazeye, öğrencilerin aileleri, yakınları ve arkadaşları ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, CHP Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı, Bilkent Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Erol Arkun ve Prof. Dr. Kürşat Aydoğan katıldı.
Büşra Bek'in annesi Ayşe ve babası Mustafa Bek, yakınlarının kolları arasında güçlükle ayakta durabildi. Anne Ayşe Yılmaz, cenaze töreni öncesi Karşıyaka Mezarlığı'na geldiğinde, “Nasıl toprağa vereceğim yavrumu ben? Annem, annem benim” diye ağıtlar yakıp gözyaşı döktü.
Büşra Bek'in cenazesi, anneannesi Hayriye Yıldız'ın yanına defnedildi. Bu mezar yerinin Büşra'nın hayatta olan dedesi Mustafa Yıldız için ayrıldığı öğrenildi.
Kızları Büşra'nın defnedilmesini anne Ayşe ve baba Mustafa Bek, gözyaşları arasında izlerken, yakın okul arkadaşları ise beyaz, kırmızı ve sarı karanfilleri mezara koyup, hıçkırarak ağladı. Arkadaşları, “Çok yakınlardı, birbirlerini çok seviyorlardı. ABD'ye gitme hayalleri kuruyorlardı. Ölüme de birlikte gittiler” dedi.
TARIK ŞÜKRÜ'NÜN AİLESİ PERİŞAN
Tarık Şükrü Yılmaz’ın babası Dursun ve annesi Semanur Yılmaz da yakınlarının yardımıyla ayakta güçlükle durabildi. Cenazede kızı için ağıtlar yakan anne Semanur, “Yavrum, kurbanların olurum yavrum. Nerelerdesin sen yavrum? Anneni bırakıp da nerelere gittin sen kuzum?” diyerek gözyaşı döktü.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş de cenaze namazı sonrası gazetecilerin sorusu üzerine yaptığı açıklamada, doğalgaz ekibinin saat 05.09'da olay yerine geldiğini, ancak ölümün saat 06.00'da olduğunun sanıldığını açıkladı. Otopsiden alınacak sonuçlara göre olayın takipçisi olacaklarını belirten Ateş, ailelerin talebi üzerine konuyu TBMM gündemine taşıyacaklarını da söyledi.
CEREN ANKARA'DA TOPRAĞA VERİLDİ
Ankara'da Bilkent Üniversitesi'nde okuyan 2'si kız 6 arkadaşıyla birlikte yılbaşı kutlaması yaptıkları evde, doğalgaz kombisinin bacasından geri tepen karbonmonoksit gazından zehirlenerek ölen Uluslararası İlişkiler Bölümü hazırlık sınıfı öğrencisi 18 yaşındaki Ceren Okkalı'nın cenazesi, Ankara'nın Yenimahalle İlçesi'nde gözyaşları arasında toprağa verildi. 1 Ocak 1991 doğumlu olan Ceren'in ardaşlarıyla hem yeni yılı hem de doğumgününü kutladığı ortaya çıktı. Cenaze töreninde fenalık geçiren anne Canan Okkalı'nın “Melek yüzlüm ne olur kalk ‘Şaka yaptım’ de” feryadı yürekleri dağlarken, baba Mehmet Okkalı, “Gitmesini hiç istememiştim. İçimde kötü hisler vardı. Melek yüzlüm beni bırakıp nedeye gidiyorsun?” diyerek ağladı.
Ailesinin ve arkadaşlarının ‘Melek yüzlü’ dediği, Bilkent Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü hazırlık sınıfı öğrencisi Ceren Okkalı'nın cenazesi dün gece Adli Tıp Morgu'ndan alınarak, İbni Sina Hastanesi'ne morguna kaldırıldı.
1991 yılında yılbaşı gecesi arkadaşlarıyla hem doğum gününü, hem de yılbaşını kutlamak için Özgür Turan Attila'nın evine gittiği öğrenilen Ceren Okkalı'nın bu sabah ailesi tarafından hastane morgundan alınan cenazesi, Demetevler 10'uncu Sokak'taki baba evine getirildi.
Bağ- Kur emeklisi olan baba Mehmet ve ev hanımı anne Canan Okkalı'nın 4'ü kız 1'i erkek 5 çocuğundan en küçüğü olan Ceren'in cenaze aracı içinde tabutunun evinin önüne gelmesi, ailesi ve yakınlarını gözyaşlarına boğdu. Ceren'in ablası 20 yaşındaki Cansu Okkalı, cenaze aracına sarılarak, “Ablanı bırakıp nere gidiyorsun?. Seni böyle mi uğurlayacaktık? Ne olur bizi bırakıp gitme” diyerek ağıtlar yaktı.
MELEK YÜZLÜM ‘ŞAKA YAPTIM’ DE
Ceren'in cenazesi gözyaşları arasında babasının memleketi olan Yenimahalle İlçesi'ne bağlı Yuva Köyü'ndeki Sosyal, Kültürel, Kalkındırma ve Yardımlaşma Derneği önüne getirildi. Burada Ceren'in cenaze aracından çıkartılan tabutu açıldı. Bu sırada anne Canan, ablaları Handan, Hacer ve Cansu, açılan tabutta yatan Ceren’in son kez yüzüne bakıp, göz yaşı döktüler. Anne Canan, tabutun arkasından el sallayıp, “Melek yüzlüm, bizi böyle bırakıp nere gidiyorsun? Melek yüzlüm ‘Şaka yaptım’ de. Güle güle yavrum” demesi yürekleri dağladı.
Tabutunun başına konulan duvakla birlikte Ceren'in cenazesi daha sonra köy camisine götürüldü. Ceren'in naaşı, köy halkının geleneği gereği odasında serili olan halı veya kilimden biri olan halıya sarılarak musalla taşına konuldu. Burada Cuma namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra Ceren'in cenazesi, köy memazarlığında toprağa verildi. Ceren'in tabutuna sarılan halı ise daha sonra hayrına camiye bırakıldı.
Ceren'in, Okkalı çiftinin tek okuyan çocuğu olduğu ve başarılı bir öğrenci olduğu belirtildi. Baba Mehmet Okkalı, Ceren'in okuması için kendisine yalvardığını ifade ederek, “Baba, ne olur beni okut. Benim payıma düşen mallar varsa, onları kardeşlerime dağıt, ama beni okut. Sadece okumak, üniversite bitirip, çok başarılı olmak ve benimle gurur duymanızı istiyorum” dediğini belirtti.
YALVARDIM, GİTME DEDİM
Bağ- Kur emeklisi baba Mehmet Okkalı, olayın yaşandığı gece kızının yılbaşı kutlaması için arkadaşına içinde kötü hisler olduğu gerekçesiyle gitmesini hiç istemediğini belirtti. Mehmet Okkalı, “Kızım bana ‘Ne olur baba gideyim. Ben büyüdüm, artık üniversite öğrencisiyim, çocuk değilim. Ne yapacağımı biliyorum. Eğer istemiyorsan ablam da benimle gelsin’ dedi. Ardından annesini de ikna ederek evden çıktılar. Ancak daha sonra ‘Sen gelirsen ber rahat edemem’ diyerek ablasını bırakıp tek başına gitmiş. Ondan sonra böyle bir acıyla karşılaştık. Kızım niye kandırdın beni, niye gittin? Melek yüzlüm beni bırakıp nedeye gidiyorsun?” diyerek ağladı.
DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLAYACAKTI
Baba Mehmet Okkalı, kızının doğum günü için yaşgünü pastası aldıklarını belirtirken, “Kızıma, ‘Doğumgününü gel evde beraber kutlayalım’ dedim. ‘İstersen arkadaşlarını da buraya çağır, annen hazırlık yapsın, hep birlikte burada kutlayalım’ dedim. Ancak beni dinlemedi. ‘Arkadaşlarıma söz verdim, onlarla birlikte kutlayacağım baba’ dedi. Keşke kesinlikle izin vermeseydim” diye konuştu.
Ceren'in ablası Cansu Okkalı ise “Gece saat 23.00 sıralarında beni aradı. ‘Abla seni çok seviyorum’ dedi. Kardeşim, doğum günü pastanı kesecektik, doğum gününü birlikte kutlayacaktık. Doğum gününü böyle mi kutlayacaktık?” dedi.
"BEN HALA ŞAKA SANIYORUM"
Ankara'daki doğal gaz faciasında hayatını kaybeden 7 üniversite öğrencisinden Elif Koyuncuoğlu'nun cenazesi, getirildiği Adana'da düzenlenen törenin ardından gözyaşları arasında toprağa verildi.
Ankara Adli Tıp Kurumundaki otopsinin ardından, yakınları tarafından alınarak Adana'ya getirilen Koyuncuoğlu'nun (21) cenazesi, önce ailesinin yaşadığı Yeni Yurt Mahallesi'ndeki evine götürüldü.
Evden alınan cenaze daha sonra Kabasakal Mezarlığına getirildi. Burada anne Yasemin Topaloğlu ve Elif'i 5 yaşında evlatlık alan teyzesi Münteha Koyuncuoğlu, birbirlerine sarılarak gözyaşı döktü.
Yakınları tarafından güçlükle sakinleştirilen Münteha Koyuncuoğlu, “Şaka değilmiş ben hala şaka sanıyordum. Kameralar onun düğününü çekecekti, benim tek yavrumdu şimdi ben onsuz ne yapacağım” diye ağıt yaktı.
Cenaze namazı sırasında ise 5 yaşından bu yana Elif'e bakan Osman Koyuncuoğlu fenalık geçirerek yere yığıldı. Güçlükle ayağa kaldırılan Koyuncuoğlu, “Kendimiz için mezar yeri aldık, kızımızı toprağa veriyoruz. Bundan büyük acı olmaz. Kızıma doyamadım, buna sebep olanlar Allah'ından bulsun” dedi.
Namazın ardından cenaze, gözyaşları arasında toprağa verilirken, yakınları mezarın üzerine Elif'in olduğu belirtilen yazmasını bıraktı.
OĞUZHAN TOZBURUN, YARIN BURSA'NIN MUSTAFAKEMALPAŞA İLÇESİNDE TOPRAĞA VERİLECEK
Ankara'da karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle 6 arkadaşıyla birlikte dün yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Oğuzhan Tozburun'un (19) cenazesi, yarın Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesi Ocaklı köyünde toprağa verilecek.
Bilkent Üniversitesi Kimya Bölümü hazırlık sınıfı öğrencisi Oğuzhan Tozburun'un cenazesi, ailesi tarafından ilçeye getirilerek, Mustafakemalpaşa Devlet Hastanesi'nin morguna kaldırıldı.
Oğullarının cenazesini getiren anne Güler ile baba Seyit Tozburun'u, akrabaları ve dostları teselli etmeye çalıştı.