Ölüm izin gününde geldi
Güncelleme Tarihi:
Şefik DİNÇ-Orhan SAAT/ İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 2007 00:00
Ankara Feribotu’nun kopan halatın çarpması sonucunda ölen Met Grup Güvenlik elemanı Zekeriya Timur’un, birkaç kuruş fazla kazanabilmek amacıyla izin gününde iskelede görev yaptığı anlaşıldı.
İSTANBUL Ticaret Odası’nın güvenlik şirketi Met Grup Güvenlik’te altı aydır çalışan 30 yaşındaki Zekeriya Timur’un cenazesi almak için dün Adli Tıp Kurumu’na gelen yakınlarından amcası Ali Timur şunları söyledi:
"Kaza sonrası hiçbir gemi yetkilisi bizi arayıp başsağlığı dilemedi. Bu bir insani görev. Telefon da açabilirlerdi. Yeğenim ihmal sonucu hayatını kaybetti. Ancak kaza sonrası gözaltına alınan bütün personel ifade verip serbest kaldı." Ali Timur, yeğeninin yolcuların hayatını kurtarmak isterken öldüğünü belirterek, "Kaza sırasında halatın gerildiğini gören yeğenim, gemiden inen yolcuları uyarmak isterken canından oldu. Eğer koşup yolcuları uyarmasaydı belki de çok sayıda ölü ve yaralı olacaktı" dedi.
Adını vermek istemeyen bir yakını ise mesai arkadaşlarının anlattıklarına dayanarak, "Yolcuların indiği sırada gemi hareket etmiş. Bu sırada halatların gerildiğini gören Zekeriya yolcuları feribota dönmeleri için uyarmak istemiş. Tam o anda kopan halatlardan biri Zekeriya’ya çarpıp yere düşürmüş. Orada da ölmüş. Eğer böyle bir uyarı yapmasaydı kazada sadece üç yaralı olmaz, çok sayıda insan yaralanır ya da ölebilirdi" dedi.
ELİF DE AĞLADI
Zekeriya Timur’un cenazesi dün Adli Tıp Kurumu’ndan yakınları tarafından alınarak Üsküdar, Evren Caddesi’ndeki evine getirildi. Eşi Ayşegül Timur, helallik için evin önüne getirilen Zekeriya Timur’un tabutuna ellerini uzatıp, "Hoşgeldin! Seni dün işe gönderdim. Evine böyle mi dönecektin?" diyerek ağladı. Evin önünde akrabalarının kucağında ne olup bitiğini anlamadan tabuta bakan Zekeriya Timur’un dört yaşındaki kızı Elif de annesinden etkilenerek ağladı. Timur’un cenazesi, Yusuf Ziya-Hamire Üçüncü Camii’nde kılınan namazın ardından Başıbüyük Mezarlığı’nda toprağa verildi.
"Kaza sonrası hiçbir gemi yetkilisi bizi arayıp başsağlığı dilemedi. Bu bir insani görev. Telefon da açabilirlerdi. Yeğenim ihmal sonucu hayatını kaybetti. Ancak kaza sonrası gözaltına alınan bütün personel ifade verip serbest kaldı." Ali Timur, yeğeninin yolcuların hayatını kurtarmak isterken öldüğünü belirterek, "Kaza sırasında halatın gerildiğini gören yeğenim, gemiden inen yolcuları uyarmak isterken canından oldu. Eğer koşup yolcuları uyarmasaydı belki de çok sayıda ölü ve yaralı olacaktı" dedi.
Adını vermek istemeyen bir yakını ise mesai arkadaşlarının anlattıklarına dayanarak, "Yolcuların indiği sırada gemi hareket etmiş. Bu sırada halatların gerildiğini gören Zekeriya yolcuları feribota dönmeleri için uyarmak istemiş. Tam o anda kopan halatlardan biri Zekeriya’ya çarpıp yere düşürmüş. Orada da ölmüş. Eğer böyle bir uyarı yapmasaydı kazada sadece üç yaralı olmaz, çok sayıda insan yaralanır ya da ölebilirdi" dedi.
ELİF DE AĞLADI
Zekeriya Timur’un cenazesi dün Adli Tıp Kurumu’ndan yakınları tarafından alınarak Üsküdar, Evren Caddesi’ndeki evine getirildi. Eşi Ayşegül Timur, helallik için evin önüne getirilen Zekeriya Timur’un tabutuna ellerini uzatıp, "Hoşgeldin! Seni dün işe gönderdim. Evine böyle mi dönecektin?" diyerek ağladı. Evin önünde akrabalarının kucağında ne olup bitiğini anlamadan tabuta bakan Zekeriya Timur’un dört yaşındaki kızı Elif de annesinden etkilenerek ağladı. Timur’un cenazesi, Yusuf Ziya-Hamire Üçüncü Camii’nde kılınan namazın ardından Başıbüyük Mezarlığı’nda toprağa verildi.