Ölüm denizi

Güncelleme Tarihi:

Ölüm denizi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 02, 1999 00:00

Haberin Devamı

Şile'de her yaz yaşanan boğulma olayları bu sene de devam ediyor. Belediye önlemleri arttırdı

Sezonu toplam dokuz haftasonuyla sınırlı olan Şile'de geçen yıl, boğulan kişi sayısı 60'ı geçmişti. Bu yıl ilk iki haftasonunun bilançosu ise 11 kişi oldu. Şile Belediyesi, boğulmaları önlemek için bir dizi ek tedbir alıyor.

Her yaz İstanbul'dan bir an olsun uzaklaşıp deniz sefası sürmek isteyenlerin acılı haberleri gelir Şile'den. Her hafta sonu gazetelerde trafik kazasında ölen insan sayısı gibi, Şile'de boğulan tatilci rakamı verilir. Bu yaz da, Şile boğulma haberleri açısından geçen seneleri aratmıyor. Yaklaşık 9 hafta süren Şile'nin tatil sezonunun ilk haftası 12-13 Haziran 6, ikinci haftası 19-20 Haziran da 5 ölüyle geçilince Şile Belediyesi ilçede ek tedbirler almaya karar verdi.

Dikkatsizlik, cehalet, iyi yüzme bilmeme gibi sebeplerden geçen sene 60'ın üzerinde boğulma olayının yaşandığı Şile'nin Belediye Başkanı İhsan Çayıroğlu, 25-30 milyar lirayı bulacak ek tedbirleri şöyle sıralıyor:

Boğulmalara karşı mücadele için belediye bünyesinde belediye başkanı yönetiminde bir komite kuruldu.

Eski ambulans tamir edildi. Bunun yanı sıra tam techizatlı yeni bir ambulans kiralandı.

Plajlardaki şamandıralar ve ipler yenilendi.

Şilespor futbolcularından 19 kişilik bir cankurtaran kadrosu kuruldu. Üç plajda merkezler tayin edilip cankurtaranlar buralarda konuşlandırıldı.

Şile'nin kıyılarının jeolojik haritası çıkarıldı. Bu haritaya göre tehlikeli akıntıların bulunduğu yerlerde yüzmenin yasaklanması için hazırlıklar başlatıldı.

İngiltere'den bütün cankurtaranlar için tanesi 30 milyon liraya mal olan özel cankurtaran yelekleri sipariş edildi.

İlçeye bir zodiac alınması için kaynak ve piyasa araştırması başlatıldı.

Şehrin değişik yerlerine asılmak üzere boğulmalara karşı halkı bilinçlendirici panolar hazırlandı. Dağıtılmak üzere broşürler basıldı.

Şile yolunda, şoför ve yolcuların görebilmesi için virajalara konulacak ‘‘Şile'ye gidiyorsun. Dikkat boğulma!’’ yazılı tabelalar hazırlandı.

Çayıroğlu, bütün bu tedbirlerin halkın Şile'de haftasonunu daha sağlıklı geçirmesi için planlandığını söylerken, bu konuda bazı zorluklar yaşadıklarını da ilave ediyor.

Şile'nin aynı zamanda İstanbul'un varoşları olan Dudullu, Sultanbeyli, Ümraniye, Sarıgazi gibi komşu ilçelerinden gelen deniz kültüründen yoksun günü birlik tatilcilerinin boğulma olayları yaşadığını anlatan Çayıroğlu, ‘‘Ne kadar önlem alırsak alalım, en büyük sıkıntımız cehalet’’ diyor.

‘‘Hafta içi 8 bin olan nüfus hafta sonu 50 binin üzerine çıkıyor. Kamyonla, traktörle, damperlilere atlayıp ne bulurlarsa Şile'ye geliyorlar. O kadar yol geldiklerinden illaki eğlenmek istiyorlar. Alınan tedbirler bu insanlara yasak gibi geliyor. Haklı olarak isyan ediyorlar. Deniz kültürümüz olmadığından bütün boğulma olayları da tedbirlere uymamaktan oluyor. Alkollü denize girmek, yasaklanan yerlerde yüzmek gibi...’’

Karadeniz'in kuyuları

Çayıroğlu, toplam 70 kilometreyi bulan Şile'nin sahil şeridini kontrol etmenin de bir hayli güç olduğunu söylüyor. 10 kilometresi mücavir alan içinde olan -yani belediyenin sorumluluğunda olan- Şile sahilinde her yerden denize girilmemesi gerektiğini, ama kalabalık yüzünden bu kurala çoğu zaman uyulmadığını anlatıyor. Çayıroğlu, ‘‘Ormanlardan bile sahile inmek mümkün olduğundan kontrol etmemiz çok güç oluyor’’ diyor.

Çayıroğlu, Karadeniz'in azgın bir deniz olduğunu, iyi yüzme bilmeyenlerin çok dikkatli yüzmesi gerektiğini söylerken, en çok durgun denizde boğulmalar yaşandığını açıklıyor. ‘‘Deniz dalgalı olunca korkup girmiyorlar ama durgun olunca hafif esen meltemin yarattığı akıntıyı farkedemeyip sürükleniyorlar. Boğulmalar Karadeniz'e has kuyuların akıntıyla sürüklenenleri içine çekmesiyle yaşanıyor.’’

Cankurtaran dövdüler

Şile'de yaşanan boğulma vakalarına karşı Belediye ve Emniyet Teşkilatı birlikte hareket ediyor. Şile İlçe Emniyet Müdürü Yakup Acar, Şile'nin 60 kişilik emniyet kadrosuna ilaveten, İstanbul'dan sezon boyunca görevli gönderilen 40 kişilik ek kadroyla birlikte, boğulmalara karşı bütün sahillerde kontroller yaptıklarını söylüyor. Acar da, Belediye Başkanı Çayıroğlu gibi bu tür vakaların en büyük sebebinin alkol ve cehalet olduğunu vurguluyor. Sahildeki görevlilerin uyarılarına rağmen denize istedikleri yerden girme konusunda ısrar edenlerin boğulanların çoğunluğunu oluşturduğunu anlatan Acar, ayrıca boğulanlara yapılan otopsilerde, bu insanların yüzde 70'inde alkol tespit edildiğini anlatıyor.

‘‘Boğulan insanların hepsi Şile'ye günü birlik gelen tatilciler. İstanbul'dan buraya kadar denize girmek, eğlenmek için gelince karşılığını almak istiyor, uyarıları dinlemiyorlar. Geçen hafta bir cankurtaran dövdüler. Sebep, ‘‘Burada denize giremezsiniz’’ demiş. Vatandaşa onu yapamazsın, bunu yapamazsın demek pek hoş değil. Ama onların hayatını korumak için bazı önlemler almak zorundayız.’’

Ortak noktalar

Şile'deki boğulma vakalarından sonra çıkan haberlere bakıldığında, boğulanların soyadlarının genelde aynı olduğu ve boğulma vakaların saat 17.00'den sonra yoğunlaştığı dikkat çekiyor. Bunun sebebi de ailece tatile gidenlerin alkol aldıktan sonra 17.00'ye doğru iyice sarhoş olması ve içlerinden birinin denize girip boğulma tehlikesi yaşaması durumunda onu kurtaracağım diye sarhoş kafayla suya atlayarak hepsinin birden boğulması. Buna benzer bir boğulma vakası geçtiğimiz haftalarda Şile Mendireği'nde iki askerin boğulması olayında yaşandı. İki asker gece geç saatlerde mendirekte içki içerler. İlerleyen saatlerde askerlerden biri denize girmek ister. Denize giren asker bir süre sonra kontrolünü kaybeder ve suda çırpınmaya başlar. Arkadaşına yardım etmek isteyen mendirekteki diğer asker ise postallarla suya atlar. Ancak ikisi de boğularak can verir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!