Ölüm cezası Türkiye'de tarih oldu

Güncelleme Tarihi:

Ölüm cezası Türkiyede tarih oldu
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 21, 2004 10:46

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanan 7 yasa, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. 5218 sayılı “Ölüm Cezasının Kaldırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”, Anayasa'da yapılan değişikliklere uyum kapsamında çeşitli kanunlardaki “idam” ve “ölüm cezası” ibarelerini “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” olarak değiştiriyor.

Haberin Devamı

Kanunla, Türk Ceza Kanunu'nun 46 maddesinde değişiklik yapıldı. Kanunda yer alan “ölüm ve idam” ibareleri “ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis” olarak değiştirilirken, bunun yöntemine ilişkin düzenlemeler yapıldı.
  
Buna göre, ağır hapis cezasının “ağırlaştırılmış müebbet, müebbet veya geçici” olarak uygulanacağı hükme bağlanırken, ağırlaştırılmış müebbet, ağır hapis cezası ve müebbet ağır hapis cezasının, hükümlünün hayatı boyunca devam edeceği öngörülüyor.
  
Kanun uyarınca, birden çok ağırlaştırılmış müebbet ağır hapse mahkumiyet halinde bir yıldan az ve altı yıldan fazla, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis ile müebbet ağır hapis cezasına mahkumiyet halinde dokuz aydan az ve beş yıldan fazla, birden çok müebbet ağır hapse mahkumiyet halinde ise altı aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere hükmedilecek miktar geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek üzere, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis veya müebbet ağır hapis cezaları infaz olunacak.
  
Kanunla, 1322 sayılı Kanunların ve Nizamnamelerin Sureti Neşir ve İlanı ve Meriyet Tarihi Hakkında Kanun'un bir maddesi ile Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 4 maddesinden, Orman Yasası'nın bir maddesinden de idam cezası hükümleri çıkarıldı.
  
Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanun'da da değişiklik yapan kanuna göre, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına hükümlü hakkında hücrede kalma süresi üç yıldan fazla olamayacak. Ancak, terör suçluları için bu süre üç katı olarak uygulanacak.
  
Bugünden itibaren, kesinleşmiş idam cezaları kendiliğinden ağır hapis cezasına dönüşecek. Henüz Yargıtay'a gönderilmemiş veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda bulunanlar ile daha önce TBMM'ye gönderilenler hükmü veren mahkemece, Yargıtay'da bulunanlar da ilgili ceza dairesince karara bağlanacak. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı veya TBMM'de bulunan dosyalar, bugünden itibaren bir ay içinde hükmü veren mahkemeye geri gönderilecek. Askeri mahkemeler, Askeri Yargıtay Başsavcılığı ve Askeri Yargıtay'da bulunan dosyalar hakkında da bu düzenleme hükümleri kıyas yoluyla uygulanacak.
  
Getirilen düzenleme ile Asayişe Müessir Bazı Fiillerin Önlenmesi Hakkında Kanun, Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, Yargıtay Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Kanunu, 4771 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanun, Demiryollarının Usulü Zabıtasına Dair Nizamname'de yer alan ölüm cezası ibareleri de ağırlaştırılmış müebbet hapse dönüştürüldü.
  
Cezaların infazında, müebbet ağır hapis cezasına çarptırılanlara uygulanan her ay için 6 günlük indirimden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlüleri de yararlanacak. Buna göre, müebbet ağır hapis cezası mahkumları 16 yıl, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlüleri de 20 yıl cezaevinde kalacak.
  
Kanun, YÖK, RTÜK, Haberleşme Yüksek Kurulu ve Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu'nda asker üye bulundurulması uygulamasına da son veriyor.
   
SAĞLIK TESİSLERİNİN SATIŞI
  
5220 sayılı “Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, Sağlık Bakanlığı'na tahsisli taşınmazlar ile bu bakanlığın kullanımındaki taşınmazlardan “gerekli görülenlerin” Hazine'ye devredilerek satışını öngörüyor.
  
Kanuna göre, Sağlık Bakanlığı'na tahsisli Hazine mülkiyetindeki taşınmazlar ile Sağlık Bakanlığı kullanımında bulunan diğer taşınmazlardan gerekli görülenlerin mülkiyeti, Hazine'ye bedelsiz devredilecek. Bu işlemin ardından Maliye Bakanı, Sağlık Bakanlığı ile mutabık kalarak taşınmazların tahsislerini kaldırabilecek ve bunları satabilecek.
  
Satış bedellerinin bütçeye gelir kaydedilmesini öngören kanun, sağlık kurum ve kuruluşlarının yapımı, onarımı ve donatımı ile tıbbi araç ve gereçlerin alımında kullanılmak üzere Sağlık Bakanlığı bütçesine gerekli ödeneklerin konulmasını düzenliyor.
  
Kanun, Sağlık Bakanlığı'nın kullanımı için şahsi bağış yapanların taşınmazlarının, amacına yönelik kullanılmadıkları takdirde bu kişilere iade edilmesini de hükme bağlıyor.
      
YEŞİL KARTLILARIN SAĞLIK GİDERLERİ
  
5222 sayılı “Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, “Yeşil Kart” sahiplerinin ayaktan tedavi ve ilaç bedelleri ile bebeklerinin tedavi giderlerinin de devlet tarafından karşılanmasını öngörüyor.
  
Kanunla, halen Türkiye'deki yataklı tedavi kurumlarında yatarak tedavi hizmetleri ve her türlü masrafları devlet tarafından karşılanan yeşil kartlılara yasa ile ek imkanlar getiriliyor.
  
Buna göre, hiçbir sosyal güvenlik kurumunun güvencesi altında bulunmayan ve bu kanunun öngördüğü usul ve esaslar çerçevesinde belirlenecek aylık geliri veya aile içindeki gelir payı asgari ücretin üçte birinden az olan ve Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşlarının sağlığa ilişkin şu giderleri devlet tarafından karşılanacak:
  
“Türkiye'deki yataklı tedavi kurumlarında yatarak görecekleri tedavi hizmetleri ve her türlü masrafları,
  
Türkiye'deki sağlık kurum ve kuruluşlarında ayaktan tedavi kapsamında görecekleri muayene, tetkik, tahlil, pansuman, diş çekimi hizmetleri ve ilaç bedelleri,
  
90 günün aşılmaması kaydıyla yeşil kart hamili anne ve babanın yeni doğan bebeğinin yeşil kartı çıkarılıncaya kadar, acil tıbbi müdahale ve tedavi gerektiren ve annenin doğum yaptığı hastanedeki tedavi giderleri ile sevk edildikleri sağlık kurum ve kuruluşlarında uygulanan yatarak ve ayakta tedavileri ve bunların giderleri.”
  
Yeşil kart sahiplerinin diş protez ve gözlük bedelleri de bütçe uygulama talimatları çerçevesince devlet tarafından ödenecek.
  
Koşulları almaya uygun olduğu halde yeşil kart sahibi olmayan ancak acil tıbbi müdahale ve tedavi gerektirdiği için hastaneye yatırılanların, 90 günü aşmamak kaydıyla yeşil kart çıkarılıncaya kadar hastanedeki tüm masrafları da devlet tarafından karşılanacak.
  
Kanun, herhangi bir sağlık güvencesi altındakilere bağımlı olarak sağlık hizmetlerinden yararlanması gerekenler ile silah altında bulunanlar ve sağlık güvencesi olan yükseköğrenim öğrencilerini kapsam dışında bırakıyor.
  
Bakanlar Kurulu, sağlık giderinin devlet tarafından karşılanmasında kıstas alınan “asgari ücretin üçte biri oranındaki miktarı” 3 katına kadar artırabilecek.
   
ÖDEME GÜCÜ OLMAYANLAR
      
Kanun kapsamına girecek durumda olmadığı halde gerçek dışı beyan veya gerçeğin gizlenmesi suretiyle yeşil kart alarak ücretsiz tedaviden yararlananlar ve yararlandırılanlara ise yaptırımlar getiriliyor. Ayrıca, aylık geliri veya gelir payı miktarı yasa kapsamı dışına çıkmayı gerektirmesine rağmen yeşil karttan yararlanmaya veya yararlandırmaya devam edenlere de yaptırımlar öngörülüyor.
  
Bu kişiler için yapılan harcamalar kendilerinden, velilerinden veya kanunen bakmakla yükümlü bulunan yakınlarından 2 katı olarak geri alınacak. Bu belgeleri kullanan ve düzenleyenler hakkında ayrıca genel hükümlere göre ceza kovuşturması yapılacak.
  
Yeşil kart sahibine verilen tedavi hizmetlerinin bedellerini gösteren fatura ve benzeri belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi suretiyle fazla ödemeye sebebiyet verilmesi halinde ise fazla ödenen meblağ, belgeyi tanzim edenlerden de 2 misli olarak geri alınacak, ayrıca ceza kovuşturması yapılacak.
  
Ödeme gücü olmayan vatandaşların sağlık hizmetlerinden daha geniş ölçüde bedelsiz yararlanmasını öngören kanunla getirilen ek imkanlar, 1 Ocak 2005 tarihine kadar Sağlık Bakanlığı'nca belirlenen en çok 3 ilde pilot olarak uygulanacak.
   
SİNEMAYA TEŞVİK
  
5224 sayılı “Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanun”, sinema sektörünün geliştirilmesi ve güçlendirilmesi amacıyla yerli ve yabancı yatırımın teşvikini öngörüyor.
  
Kanuna göre, sinema filmlerinin değerlendirilmesi ve sınıflandırılması, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak Değerlendirme ve Sınıflandırma Kurulu'nca yapılacak.
  
Bakanlık, insan onurunun, kamu düzeninin, genel ahlakın, çocukların ve gençlerin ruh sağlığının korunması amacıyla, şiddet, pornografi ve insan onuruyla bağdaşmayan görüntü ve etkiler içeren filmleri yeniden değerlendirilmek üzere Değerlendirme ve Sınıflandırma Kurulu'na sevk edebilecek.
   
Sinema sanatına ilişkin temel yaklaşımların, sektörel eğilim ve yönelimlerin araştırılması ve etkin bir iletişim kurulması amacıyla  ”Danışma Kurulu”,  destekleme başvurusunda bulunulan projeleri değerlendirmek ve desteklenecek olanları belirlemek üzere “Destekleme Kurulu” oluşturulacak.
      
TANITICI FAALİYETLERİN DESTEKLENMESİ
  
Kanun uyarınca, bakanlık, uluslararası alanda ülke tanıtımına yönelik özel nitelikteki proje ve yapımlar ile ulusal ve uluslararası film festivallerini, film hafta ve günlerini, sinema alanına ilişkin kültürel ve sosyal amaçlı etkinlikleri ve sinema sektörü çalışanlarını, Destekleme Kurulu'na bildirilen meblağ dışındaki kaynaklardan doğrudan destekleyebilecek. Bakanlık döner sermaye bütçesi ile bakanlık bütçesinde yer alan diğer ödenekler de bu amaçla kullanılabilecek.
  
KÜLTÜRE TEŞVİK
  
5225 sayılı “Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanunu” ise kültür yatırımları ve kültür girişimlerinin teşvik edilmesini öngörüyor.
  
Kanunda kültür yatırımı veya girişimi kapsamındaki teşvik veya indirimden yararlanacak faaliyetler şöyle sıralanıyor:
    “ Kültür merkezlerinin yapımı, onarımı ve işletilmesi, 
      Kütüphane, arşiv, müze, sanat galerisi, sanat atölyesi, film platosu, sanatsal tasarım ünitesi, sanat stüdyosu ile sinema, tiyatro, opera, bale, konser ve benzeri kültürel ve sanatsal etkinliklerin ya da ürünlerin yapıldığı, üretildiği veya sergilendiği mekanlar ile kültürel ve sanatsal alanlara yönelik özel araştırma, eğitim veya uygulama merkezlerinin yapımı, onarımı veya işletilmesi, 
      2863 sayılı Yasa kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarının yasa amacı doğrultusunda kullanılması, 
      Kültür varlıkları ile somut olmayan kültürel mirasın araştırılması, derlenmesi, belgelendirilmesi, arşivlendirilmesi, yayınlanması, eğitimi, öğretimi ve tanıtılması faaliyetleri.”

Haberin Devamı

Bakanlık, kanun kapsamında kültür yatırımı ve girişimleri için mal tahsis etmeye yetkili olacak.
  
Kültür yatırımı ve girişimlerine, “Taşınmaz mal tahsisi, gelir vergisi stopajı indirimi, sigorta primi işveren paylarında indirim, su bedeli indirimi ve enerji desteği, yabancı uzman personel ve sanatçı çalıştırabilme, hafta sonu ve resmi tatillerde faaliyette bulunabilme” gibi teşvikler uygulanacak.
  
Bakanlık, kanun kapsamında kültür yatırımı ve girişimleri için taşınmaz mal tahsis edecek.
   
İNDİRİMLER
  
Kanuna göre, belge alan kurumlar vergisi mükellefi yatırımcı veya girişimciler, aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri, belgeli yatırım veya girişimde çalıştıracakları işçilerin ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin, yatırım aşamasında üç yılı aşmamak kaydıyla yüzde 50'si, işletme aşamasında ise yedi yılı aşmamak kaydıyla yüzde 25'ini vermeyecek.
  
Belgelendirilmiş kurumlar vergisi mükellefi yatırımcı veya girişimcilerin, çalıştıracakları işçilerin, sigorta primlerinin işveren hissesinin, yatırım aşamasında üç yılı aşmamak şartıyla yüzde 50'si, işletme aşamasında ise yedi yılı aşmamak şartıyla yüzde 25'i Hazine tarafından karşılanacak.
  
Kültür yatırımı ve girişimleri, su ücretlerini yatırım veya girişimin bulunduğu yörede uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden ödeyecek. Bu yatırım veya girişimin elektrik enerjisi ve doğalgaz giderlerinin yüzde 20'si beş yıl süreyle Hazine'ce karşılanacak.
  
YABANCI UZMAN PERSONEL VE SANATÇI ÇALIŞTIRABİLME
  
Belgeli yatırım veya girişimlerde, Bakanlık ve İçişleri Bakanlığı'nın görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca verilen izinle yabancı uzman personel ve sanatçı çalıştırılabilecek. Ancak, bu şekilde çalıştırılan yabancı personelin sayısı toplam personelin yüzde 10'unu aşamayacak. Bu oran bakanlıkça yüzde 20'ye kadar artırılabilecek. Bu personel, en erken işletmenin faaliyete geçmesinin üç ay öncesinden itibaren çalışmaya başlayabilecek.
  
Belgeli girişimler ile belge kapsamındaki diğer birimler, belgede belirlenen çalışma süresi içinde hafta sonu ve resmi tatillerde de faaliyetlerine devam edebilecek.
  
BAKANLIK YETKİLİ
  
Bakanlık, kanunda yer alan düzenlemelerin uygulanmasına yönelik tercih ve öncelikleri belirlemeye yetkili olacak.
  
Teşvik ve indirimlerden yararlanan kültür yatırım ve girişimleri için başka bir teşvik mevzuatında da benzer teşvik ve indirimlerin bulunması durumunda, yatırımcı veya girişimcinin lehine olan hükümler uygulanacak.
  
Kültür yatırımı belgesi veya kültür girişimi belgesi, bakanlıkça verilecek. Belge, yatırım veya girişimin nitelik ve nicelikleri esas alınarak düzenlenecek. Belge alanlar, bu Kanun ve ilgili mevzuatta yer alan diğer teşvik ve indirim unsurlarından yararlanacak. Yatırımların bakanlıkça belirlenen süreler içinde başlaması, tamamlanması ve işletme aşamasına geçilmesi zorunlu olacak. Ancak, süre zorunlu sebeplerden dolayı bakanlıkça süreleri uzatabilecek.
  
Kültür merkezlerinin yol, su, kanalizasyon, doğalgaz, elektrik, telekomünikasyon ve diğer altyapı ihtiyaçlarının kamu kuruluşlarınca öncelikle tamamlanması zorunlu olacak.
  
MEMURLARIN DOĞUM İZNİ 16 HAFTAYA ÇIKTI
    
5223 sayılı “Devlet Memurları Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun”a göre de, kadın memura doğumdan önce 8, doğumdan sonra da 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta aylıklı doğum izni verilecek.
  
Çoklu gebeliklerde doğumdan önceki süre 10 haftaya çıkacak. Kadın memur, sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ve memurun isteğiyle doğumdan önceki üçüncü haftaya kadar çalışabilecek. Bu durumda, doğum öncesi izinden kalan süreler doğum sonrasına eklenecek.
  
Doğum izni, doktor raporu ile uzatılabilecek.
  
Memurlara, bir yaşından küçük çocuklarını emzirebilmeleri için günde toplam birbuçuk saat süt izni verilecek. Süt izninin kullanım saatini anne belirleyecek.
  
Kadın memura, istemi halinde, doğum izninin bitiminden itibaren bir yıla kadar ücretsiz izin verilecek.
   
ADLİ TATİL KISALIYOR
  
5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa”, adli tatili 9 gün kısaltıyor.
  
Buna göre, önümüzdeki yıldan itibaren adli tatil 45 günden 36 güne inecek. Adli tatil, tüm yargı çevrelerinde 1 Ağustos-5 Eylül tarihleri arasında uygulanacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!