Oluşturulma Tarihi: Temmuz 29, 2005 00:00
CHP’nin Merkez Yürütme Kurulu, partinin uzun zamandır içinden çıkamadığı bir sorunu nihayet çözmüş ve Rıdvan Budak’ın, ‘partili olma sorumluluğuna uygun davranmadığı; iyi günde, kötü günde partiye sahip çıkmadığı’ gerekçesiyle ‘parti üyeliğine kabul edilmemesine’ karar vermiş.CHP yönetimini ne kadar kutlasanız azdır...Öyle ya... Üyelik için 23 Aralık 2003 tarihinde Bakırköy İlçesi’ne başvuran Budak’a tam bir buçuk senede yanıt verebilen bir partiyi kutlamaz da ne yaparsınız?Budak daha önce tam 26 yıl süreyle CHP üyeliği yapmış, siyasi çizgisinden hiç sapmamış bir sosyal demokrat, eski bir milletvekilidir.Burak bundan tam bir ay önce bir gazetede yayınlanan tam sayfa boyutlu bir ilanla, bu utanç verici tabloyu tüm hikayesiyle gözler önüne seriyor ve ‘Kaçak müteahhitlerin delege olduğu bir yerde ben (CHP’ye) üye olamıyorsam, bu durumu CHP parti örgütünün ve kamuoyunun vicdadına sunuyorum’ diyordu.Keşke CHP Genel Merkezi, ‘Böyle bir şey yoktur’ diyebilmiş olsaydı...Tam da Budak’la ilgili kararın açıklandığı gün yani dün gazetelerde, eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen’in, CHP İstanbul İl Başkanlığı için, Genel Merkez’e muhalif CHP’lilerin yaptıkları ‘adaylık’ önerisini kabul ettiğine ilişkin
haberler vardı.Öymen öneriyi, ‘parti içi demokrasi sorununun çözümüne katkıda bulunmak için kabul ettiğini’ bildiriyordu.Öymen’in gerekçesi çok yerindedir, çünkü o da Genel Başkanlığını yaptığı partinin üyesi olduğunu kanıtlamak için, son Kurultay öncesinde bir Sakarya Savaşı vermek zorunda kalan kişidir.Gerçekten CHP’de parti içi demokrasinin zerresi yoktur. Dahası parti içi demokrasinin olmadığı yerde haklar kolayca ayaklar altına alındığı için hukuk kavramı da artık itibar görmemektedir. Bunun en son ve itiraz kabul etmez kanıtı, CHP Genel Merkezi’ne Anayasa Mahkemesi tarafından yazılı ihtarda bulunulmuş olmasıdır.CHP’nin aldığı ihtarın nedeni, parti üyelerince usulüne uygun şekilde yapılan başvuruya rağmen Olağanüstü Kurultayı toplamamış olmaktı. Genel Merkez bu tutumuyla üyelerin hukukunu ayaklar altına almakta sakınca görmediğini ilan etmekteydi.Tuhaftır... Biz CHP’den söz ediyoruz ama, Türkiye’deki siyasi partilerin hiçbirinde parti içi demokrasi olmadığını söylemek daha doğru olur. Nitekim CHP’li üyelerin yaptığı Olağanüstü Kongre başvurusunun bir benzerini de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye muhalif olan Ramiz Ongun öncülüğündeki MHP’liler yaptı.Ama Baykal’ın CHP’si başvuruya nasıl bir tepki gösterdiyse Devlet Bahçeli’nin MHP’si de aynı şeyi yaptı ve başvuruyu işleme koymadı.Şimdi bir hukuk savaşı da orada sürüp gidiyor.İyi de... Bizden berber dükkanı açma işlemlerini bile Avrupa Birliği kriterlerine uygun şekilde yapmamızı isteyen AB neden parti içi demokrasi konusunda hiçbir talepte bulunmaz? Böyle liderler bize yakışıyor diye mi?
button