Güncelleme Tarihi:
OLEYİS tarafından hazırlanan raporda, gelişmekte olan birçok ülke açısından turizmin çekici yönlerinden en önemlisinin, ekonomik yararlılığını daha kısa sürede gösterebilmesi olduğuna işaret edilerek, bunun turizm yatırımının getiri sağlamadan önceki hazırlık döneminin, diğer sektörlerdeki yatırımlara oranla daha kısa olmasından kaynaklandığı ifade edildi.
Turizmin, başarılı bir tanıtım kampanyasından 1 ya da 2 yıl sonra, büyük gereksinim duyulan döviz gelirini sağlayabilen, gelir ve istihdam artışı yaratabilen bir sektör olduğu vurgulanan raporda, özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınmalarını gerçekleştirmede karşılaştıkları en büyük sorun olan döviz dar boğazının aşılmasında, turizm sayesinde elde edilen dövizlerin bir çıkış yolu olabildiği dile getirildi.
Türkiye'de son yıllarda en hızlı büyüme gösteren sektörlerden biri olan turizmin ülke ve ülke ekonomisi açısından öneminin her geçen yıl arttığına dikkat çekilen raporda, 1980 yılında 1,2 milyon olan yabancı turist sayısının geçen yıl 21 milyon kişiye, turizm gelirinin de 400 milyon dolardan 18 milyar dolara yükseldiği anımsatıldı. Raporda, Türkiye'nin, geçen yıl elde ettiği bu 18 milyar dolarlık turizm geliri ile dünya turizmi içinde yüzde 2.8 pay aldığı kaydedildi.
“YETERİNCE YARARLANILAMIYOR
Türkiye'nin tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle dünyanın önemli turizm merkezlerinden biri olma potansiyeline sahip olduğu vurgulanan raporda, bu potansiyelden yeterince yararlanılamadığı belirtildi.
Raporda, Türkiye'de turizm sektörünün temel soruları şöyle sıralandı:
“-Turizmimiz 6 aylık bir sezonla sınırlı durumdadır. Öncelikle bunun 12 aya yayılması için politikalar geliştirilmelidir.
-Ülkemizde turizm belli bölgelere sıkışmış durumdadır. 2005 yılında ülkemize gelen toplam turistlerin yüzde 33'ü Antalya ve civarını ziyaret etmektedirler. Antalya'yı yüzde 23 ile İstanbul, yüzde 20 ile Ege kıyıları izlemekte, yüzde 24'ü ise ülkenin geri kalan bölgelerini ziyaret etmektedir.
-Son 2 yıldan bu yana sunulan hizmetlerin kalitesinde önemli bir azalma vardır. Paket turlarla gelen turistlere yönelik 'her şey dahil' sisteminde fiyat rekabetinden dolayı hizmet kalitesi giderek düşürülmektedir.
-Ülkemizin tanıtım faaliyetleri yeterince etkin olmadığından dolayı, bu sektörde rakibimiz olan ülkelere oranla turist sayısını artırmada başarılı olunamamaktadır. Türkiye'nin ciddi bir imaj sorunu var.
-Ülkemizde kamu harcamaları içinde turizme ayrılan pay yüzde 0,7 düzeyinde iken, bu oran Mısır'da yüzde 6,6, İspanya'da yüzde 6,7, Yunanistan'da yüzde 3,8 düzeyindedir. Kamu harcamaları içinde turizme ayrılan paya göre dünya ortalaması ise yüzde 3,8'dir. IMF'ye endeksli politikalarla kamu yarımlarını rafa kaldıran AKP iktidarı, turizm sektörünün gelişebilmesi için temel koşul olan yeterli ve sağlıklı alt yapı için gerekli kaynakları ayırmamaktadır. Bu nedenle Antalya dahil, ülkemizin en gözde turizm bölgelerinde dahi, altyapı ve çevre sağlığı yetersiz kalmaktadır.”