Ölen ağaçları ormanda bırakın
Güncelleme Tarihi:
Latif SANSÜR/KUŞADASI (Aydın), (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2008 13:52
KURUYAN ağaçların orman dışına çıkarılması uygulamasının eko sistemi bozduğu ve ormana zarar verdiği belirtildi.
Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD), Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın (WWF) ‘Ölü Ağaçlar-Yaşayan Ormanlar’ projesini desteklendiklerini bildirirken, “Ormanlardaki ölü ağaçlar yerinde bırakılsın” çağrısında bulundu.
EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, milli park ve ormanları gezenlerin gördükleri ölü ağaçların neden kaldırılmadığını merak ettiklerini, oysa yerinde bırakılan bu ağaçların ormana sayısız yararının olduğunu söyledi. Sürücü, şöyle dedi:
“Ormanları yaşlı ve kuru gövdelerden temizlemek ülkemizde geleneksel bir yaklaşım tarzı haline gelmiştir. Ölü ağaçlar, diğer ağaçlar için organik madde ve besin sağlayarak ormanı daha verimli hale getirmekte ve toprak erozyonunu önlemektedir. Ormanlar ve içinde barınan canlılar açısından gözardı edilemeyecek ölçüde gereklidirler ve biyolojik çeşitlilik açısından bulundukları ortama çok büyük katkı sağlarlar.
Çünkü ormandaki bir ölü ağaç, algler, mantarlar, likenler, yosunlar, böcekler, kuşlar ve küçük memeli hayvanların özel yaşama alanı olarak işlev görür. Ölü ağacın insan eliyle orman dışına çıkarılması burada yaşayan canlılarının yaşama ortamının yok olması demektir.”
Ölü ağaçların orman işletmeciliğinin gereği olarak temizlenmesi nedeniyle, birçok özel canlı türünün yok olduğunu ya da soyu tehlike altına giren türler listesine girdiğini bilim adamlarının ortaya koyduğunu kaydeden Sürücü, şöyle devam etti:
“Bazı sucul canlılar, devrik ağaç gövdeleri ve dalları etrafında oluşan su birikintilerinde yaşar. Ölü ağaçlar, böcek, mantar ve bakteri gibi kendine özgü beslenme özelliğine sahip türler için besin kaynağı sağlar. Fırtına, sel gibi doğal olaylara karşı, eğimin ve yüzey dengesinin korunmasına yardım ederek, toprak erozyonunu önler ve ormanın devamlılığını sağlar. Karbonu uzun süreli depolayarak iklim değişikliğinin bazı olumsuz etkilerini azaltır. Ormanlarda yeterince yaşlı ve ölü ağaç bırakılmadığında, biyolojik çeşitlilik hızla azalır.”
Ölü ağaçla ilişki içinde olan türlerin Avrupa'da ‘tehlike altında’ bulunan türlerin en büyük grubunu oluşturduklarını söyleyen Sürücü, “İngiltere'deki 1700 omurgasız türün yaşam döngülerinin en azından bir aşamasında ölü ağaçlara bağımlı oldukları ve bu türlerin 330 tanesinin nadir, hassas ya da tehlike altında oldukları için ‘Kırmızı Liste'ye alındıkları bilim adamları tarafından açıklanmıştır.
Ağaç ölünce öncelikle kabuk böcekleri oluşur. Sonra da onları yemek için ağaçkakanlar gelir. Çürümenin evresine göre değişik mantar ve böcek türleri, kırkayaklar ve diğer kuş türleri gelir. Daha sonra upuzun yatan o ölü ağacın bedenine yavaş yavaş birçok ağaç fidanları sarmaya başlar” dedi.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın, ‘Ölü Ağaçlar-Yaşayan Ormanlar’ konulu projesinin Türkiye ayağını WWF- Türkiye Temsilciliği'nin yürüttüğünü, kendilerinin de bu projeye destek verdiğini kaydeden Sürücü, ölü ağaçların bulunduğu yerde bırakılmasını istedi.
EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, milli park ve ormanları gezenlerin gördükleri ölü ağaçların neden kaldırılmadığını merak ettiklerini, oysa yerinde bırakılan bu ağaçların ormana sayısız yararının olduğunu söyledi. Sürücü, şöyle dedi:
“Ormanları yaşlı ve kuru gövdelerden temizlemek ülkemizde geleneksel bir yaklaşım tarzı haline gelmiştir. Ölü ağaçlar, diğer ağaçlar için organik madde ve besin sağlayarak ormanı daha verimli hale getirmekte ve toprak erozyonunu önlemektedir. Ormanlar ve içinde barınan canlılar açısından gözardı edilemeyecek ölçüde gereklidirler ve biyolojik çeşitlilik açısından bulundukları ortama çok büyük katkı sağlarlar.
Çünkü ormandaki bir ölü ağaç, algler, mantarlar, likenler, yosunlar, böcekler, kuşlar ve küçük memeli hayvanların özel yaşama alanı olarak işlev görür. Ölü ağacın insan eliyle orman dışına çıkarılması burada yaşayan canlılarının yaşama ortamının yok olması demektir.”
Ölü ağaçların orman işletmeciliğinin gereği olarak temizlenmesi nedeniyle, birçok özel canlı türünün yok olduğunu ya da soyu tehlike altına giren türler listesine girdiğini bilim adamlarının ortaya koyduğunu kaydeden Sürücü, şöyle devam etti:
“Bazı sucul canlılar, devrik ağaç gövdeleri ve dalları etrafında oluşan su birikintilerinde yaşar. Ölü ağaçlar, böcek, mantar ve bakteri gibi kendine özgü beslenme özelliğine sahip türler için besin kaynağı sağlar. Fırtına, sel gibi doğal olaylara karşı, eğimin ve yüzey dengesinin korunmasına yardım ederek, toprak erozyonunu önler ve ormanın devamlılığını sağlar. Karbonu uzun süreli depolayarak iklim değişikliğinin bazı olumsuz etkilerini azaltır. Ormanlarda yeterince yaşlı ve ölü ağaç bırakılmadığında, biyolojik çeşitlilik hızla azalır.”
Ölü ağaçla ilişki içinde olan türlerin Avrupa'da ‘tehlike altında’ bulunan türlerin en büyük grubunu oluşturduklarını söyleyen Sürücü, “İngiltere'deki 1700 omurgasız türün yaşam döngülerinin en azından bir aşamasında ölü ağaçlara bağımlı oldukları ve bu türlerin 330 tanesinin nadir, hassas ya da tehlike altında oldukları için ‘Kırmızı Liste'ye alındıkları bilim adamları tarafından açıklanmıştır.
Ağaç ölünce öncelikle kabuk böcekleri oluşur. Sonra da onları yemek için ağaçkakanlar gelir. Çürümenin evresine göre değişik mantar ve böcek türleri, kırkayaklar ve diğer kuş türleri gelir. Daha sonra upuzun yatan o ölü ağacın bedenine yavaş yavaş birçok ağaç fidanları sarmaya başlar” dedi.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın, ‘Ölü Ağaçlar-Yaşayan Ormanlar’ konulu projesinin Türkiye ayağını WWF- Türkiye Temsilciliği'nin yürüttüğünü, kendilerinin de bu projeye destek verdiğini kaydeden Sürücü, ölü ağaçların bulunduğu yerde bırakılmasını istedi.