Güncelleme Tarihi:
120 SAAT GÖZALTI
Soruşturma kapsamında 120 saat gözaltında kalan arkadaşları Can Tavut, Halil Çetin ve Mustafa Karakuş, ifadelerinde Fırat ile saat 03.00’e kadar birlikte oturduklarını, daha sonra uyuduklarını söyledi. Ertesi gün öğle saatlerinde uyandıklarında salonda Ramazan Fırat’ı yerde hareketsiz gördüklerini öne süren 3 arkadaş, gece de herhangi bir ses duymadıklarını anlattı. Olayın ardından 3 kişi tutuklanırken, haklarında Kırklareli 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
Yaklaşık 7 ay tutuklu kalan Can Tavut, Halil Çetin ve Mustafa Karakuş, mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanıkların serbest bırakılmalarına Fırat ailesinin avukatlarının itirazı üzerine mahkeme, Lüleburgaz Cumhuriyet Savcılığı ve Emniyet Müdürlüğü’nden delil talep etti. Gelen yeni deliller üzerine 3 sanık, 2018 yılında yeniden tutuklandı ve yaklaşık 8 ay cezaevinde kaldıktan sonra avukatlarının itirazı üzerine, adli kontrol şartı konularak, serbest bırakıldı.
Kırklareli 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan karar duruşmasına sanıklar Can Tavut, Halil Çetin ve Mustafa Karakuş, bulundukları yerlerden SEGBİS sistemi ile katıldı. Sanık ve mağdur tarafın avukatlarını da hazır bulunduğu duruşmada, sanıklardan Halil Çetin, son sözü sorulması üzerine, "Biz kardeş gibiydik, dosttuk. Birbirimize destek çıkıyorduk. Beraatımı talep ederim" dedi.
Can Tavut ise, "Daha önceki beyanlarımı tekrar ederim. Beraatımı talep ederim" dedi. Mustafa Karakuş da, "Ramazan ile herhangi bir husumetim yoktur. Önceki beyanlarımı tekrar ederim. Beraatımı talep ederim" dedi.
Sanıkların son sözlerinin ardından mahkeme heyeti, sanıklar Can Tavut, Halil Çetin ve Mustafa Karakuş’u, ’kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı, ardından da takdiren indirim yaparak 25 yıl hapis cezası verdi. Sanıkların haklarında ayrıca adli kontrol kararı verdi.
KARARA MUHALEFET ŞERHİ
Mahkeme hakimlerinden Ali İhsan Sezgin, sanıklar hakkında verilen 25 hapis cezasına muhalefet şerhi koydu. Sezgin, "Gerekçeli kararda açıklanacağı üzere, sanıkların cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldığından, atılı suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle, 5271 Sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince sanıkların üzerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatına karar verilmesi gerektiği kanaatiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum" dedi.