Güncelleme Tarihi:
Buca’da oturan Harika Kanık, çocukluk aşkı, özel güvenlik görevlisi 26 yaşındaki Figani Kanık ile 2 yıl önce evlendi. Hamile kalan Harika Kanık, geçen yıl 13 Nisan’da özel bir hastanede doğum yaptı. Sezaryenle yapılan doğumun ardından kızını kucağına alıp, annelik heyecanı yaşayan genç kadının karnındaki ağrı ve halsizliği geçmedi. Birkaç kez gittiği doğumu yaptıran kadın doğum uzmanı Dr. Ü.Ç., iddiaya göre ağrıların sezaryenden kaynaklandığını belirterek, ağrı kesici almasını söyleyip kadını evine gönderdi. Bu sorundan kurtulmak için çare arayan Harika Kanık’ın rahatsızlığına teşhis konulamadı. Doğumu yaptıran Dr. Ü.Ç., son olarak Kanık’ı, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderdi. Burada tedaviye alınan Harika Kanık’ın kanında yüksek miktarda iltihap bulundu. İltihabın tedavi uygulanmasına rağmen düşmemesi üzerine Harika Kanık’ın ameliyata alındı.
Özel hastanede doğumu gerçekleştiren Ü.Ç.’nin, Harika Kanık’ın rahminde sargı bezini unuttuğu, bunun zaman içerisinde rahim duvarına yapışmasıyla oranın parçası gibi algılandığı, zehirlenme ve ardından vücutta iltihaplanmaya neden olduğu saptandı. Farklı bölümlerde uzmanlaşmış cerrahların çağırıldığı 6 saat süren ameliyatta, Harika Kanık’ın rahminin tamamı ile idrar kesesinin bir bölümü alındı. Operasyondan sonra yoğun bakım ünitesine alınıp uyutulan Kanık, vücuduna yayılan iltihabın organlarında yarattığı tahribatın tedavi edilememesi üzerine, ameliyattan 8 gün sonra 23 Ekim’de hayatını kaybetti.
ADLİ TIP KUSURLU BULDU, SAVCI DAVA AÇTI
Acı olay sonrasında yıkılan Harika Kanık’ın eşi ve ailesi, yaşadıklarına isyan etti. Aile adına avukatları, başta doğumu yaptıran doktor olmak üzere sorumluluğu bulunanlar hakkında hem savcılığa suç duyurusunda bulundu, hem de İzmir 5’inci Tüketici Mahkemesi’nde 330 bin lira manevi tazminat istemiyle dava açtı.
Genç kadının ölümüyle ilgili savcılık da soruşturmayı sürdürdü. Harika Kanık’ın ölüm nedeninin belirlenmesi için alınan numuneler İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. İncelemeler sonrasında, Adli Tıp Birinci İhtisas Kurulu, doğumu yaptıran doktor Ü.Ç. ile malzeme sayımından sorumlu olan ameliyathane hemşiresi H.C.’yi kusurlu buldu.
Savcı bu rapor ve toplanan diğer delillerle iddianame hazırladı. Buna göre savcı, doktor Ü.Ç. ile hemşire H.C. hakkında taksirle ölüme neden olmaktan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Duruşmanın önümüzdeki günlerde asliye ceza mahkemesinde başlaması bekleniyor.
KENDİSİNDEN BAŞKA HERKESİ SUÇLAMIŞTI
Bu arada Harika Kanık’ın ailesi adına avukatlarının açtığı dava sonrasında Dr. Ü.Ç. de, İzmir 5’inci Tüketici Mahkemesi’ne avukatı aracılığıyla daha önce yanıt göndermişti. Dr. Ü.Ç.’nin avukatı yanıt dilekçesinde, şu savunmayı yapmıştı:
"Müvekkilim 13 Nisan 2016 tarihinde Harika Kanık’ın sezaryenle doğum yapmasını sağlamıştır. Ölüm olayı ise aylar sonra, 23 Ekim 2016 tarihinde meydana gelmiştir. Ameliyatla ölüm olayı arasında Harika Kanık, sadece bir kez müvekkilime başvurmuştur. Müvekkilim de kontrolleri sonrasında, çalıştığı özel hastane enfeksiyon bölümü ve yeterli uzman kadrolara sahip olmamasından dolayı başka bir hastanede tanı ve tedavi önermiştir. Zaten kendisine bu safhada yüklenen yükümlülük, enfeksiyon bölümü bulunan bir hastane önermek ve bilgilenme yapmaktan ibarettir. Bu görev eksiksiz yerine getirilmiştir. Harika Kanık’ın tedavisini asıl gerçekleştiren Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’dir. Tanı önerilen tarih ile ölüm tarihi arasındaki 4 aylık sürede, tedavisinin yapılamamış olması, ölüm olayında diğer kişi ve kuruluşların sorumluluğunun bulunduğunu ortaya koymaktadır."
Ameliyatlarda tampon ile sargı bezi sayılmasının Dr. Ü.Ç.’nin görev ve sorumluluğunda olmadığını ileri süren avukat şöyle devam etmişti:
"Tamponların sayılması, kaydedilmesi ve gerekli özelliklere sahip tampon kullanılması müvekkilimin görev ve yetkisine girmemektedir. Tamponun unutulduğu iddiasına ilişkin müvekkilimin herhangi bir kusuru bulunmamaktadır. Harika Kanık’ın ölüm sebebi ameliyat sırasında tamponun unutulması olarak kabul edilse dahi, tüm sorumluluk Özel H. Hastanesi’ne aittir. Tamponların sayımı ve kaydedilmesi, müvekkilimin değil, ameliyatta bulunan hemşirenin görevidir. Müvekkilimin yetki ve görev içinde olmayan bir eylemden sorumlu tutulması, mümkün değildir. Ameliyatta görev alan hemşireler, tüm tamponların çıkartıldığını beyan etmiştir. Ameliyat sırasında radyolojik inceleme ile tespiti mümkün olan tampon kullanmış olsa, unutulduğu iddia edilen tamponun varlığı kolaylıkla tespit edilebilecekti. Hastane tarafından yeterli özellikte malzeme kullanılmaması, tamponun varlığının tespitini zorlaştırmıştır. Bu nokta bakımından da sorumluluğun, söz konusu hastanede olduğunun kabulü gerekir."