Oluşturulma Tarihi: Ağustos 19, 2007 00:11
1) Kriz nasıl yönetildi?
Olayın hemen ardından İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü merkezinde 2 ayrı kriz masası oluşturuldu. Emniyetteki kriz masasını Terörden Sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü yönetirken, İçişleri Bakanlığı’ndaki kriz masasını Bakan Osman Güneş idare etti. Buradaki yönetimi, daha sonra Dışişleri Bakanı Abdullah Gül devraldı. Aynı şekilde Antalya, İstanbul ve Lefkoşa’da da kriz masaları oluşturuldu. Gölbaşı’ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığı’nda özel eğitimden geçirilen Rehine Kurtarma Timi, 4 saat içinde Antalya’daydı.
2) TV’ler nasıl davrandı?
Uçaktaki yolcular, cep telefonlarını açıp yakınlarına durumu bildirdi. Televizyon kanalları da, yolcu yakınlarıyla irtibat kurup gelişmeleri dakika dakika aktarmaya başladı. İçişleri Bakanı Osman Güneş, korsanlarla ilk teması sağlayan teknik tamir ekibinin basın tarafından deşifre edildiğini söyleyerek şikayet etti.
3) Pilotlar atlayarak doğru mu yaptı?
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden (SHGM) üst düzey bir yönetici, pilotlarının kokpit camından kaçmasını "görev ihlali" olarak değerlendirdi ve Uluslararası Sivil Havacılık organizasyonu ICAO’nun kuraalrına göre gemiyi en son kaptanın terk etmesi gerektiğini söyledi. THY eski Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdürü Yusuf Bolayırlı ise pilotların doğru davrandığını savundu. Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) Başkan Yardımcısı Altay Yıldırım da, pilotların uçağı terk etmelerinin doğru olduğunu söyledi.
4) Yolcular kaçmakla iyi mi etti?
Pilotlar motorları durdurduğu için hidrolik sistem çalışmıyordu ve kapılar dışarıdan açılmıyordu. Ancak yolcular, büyük ihtimalle bilmeden içeride, arka bölmedeki merdiven altında yer alan ’kedi yolu’ denilen yolu buldu ve kilit mekanizmasını çözüp kapıyı açtı. Atlasjet CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tuncay Doğaner, yolcuların kendi inisiyatifleriyle uçağı terketmesini "Türk yolcusunun belli bir uçma kültürüne eriştiğinin göstermesi" açısından olumlu buldu.