Olaya Çeçen süsü verilmek isteniyor

Güncelleme Tarihi:

Olaya Çeçen süsü verilmek isteniyor
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 07, 2003 00:00

Moskova'da 21 Ocakta, çocuÄŸunu bıraktığı okulun önünden kaçırılan ve sorgulanmasına iliÅŸkin video kasetin Çeçenistan'da bulunduÄŸu öne sürülen Anadolu Ajansı'nın Moskova eski temsilcisi gazeteci Remzi Öner Özkan, ilk kez konuÅŸarak olayın perde arkasını Hürriyet'e anlattı. Özkan, ‘‘Olaya Çeçen süsü verilmek isteniyor olabilir’’ dedi.Kendisini kaçıranların görünüş ve konuÅŸmalarıyla Rus olduklarını savunan Remzi Öner Özkan, kaçırıldıktan sonra cep telefonundan Ä°stanbul'daki Kafkas Çeçen Dayanışma Komitesi'nin arandığını arama kayıtları listesinden tespit ettiÄŸini söyledi. Arama süresinin 11 saniye olduÄŸuna dikkat çeken Özkan, ‘‘Bu kadar süre içinde detaylı bir konuÅŸma yapmak pek mümkün deÄŸil. Belki olaya Çeçen süsü vermek için böyle bir yöntem kullanılmış olabilir’’ dedi.Kaçıranların uzun süre sessiz kaldıktan sonra birbirlerine Çeçen isimleriyle hitap ettiklerine de dikkat çeken Özkan, kaçırılmasından iki-üç ay önce izlendiÄŸini fark ettiÄŸini, gerekli makamları uyarmasına raÄŸmen, herhangi bir önlem alınmamasını hayretle karşıladığını söyledi. Özkan, başından geçen olayı özetle şöyle anlattı:NEFES ALAMIYORDUMKremlin Sarayı'na 2 kilometre uzaklıktaki okula çocuÄŸumu bıraktıktan sonra kaçırıldım. Ellerim arkadan kelepçeli, dizlerim karnıma çekik, iki büklüm vaziyette bir aracın arka koltuÄŸuna yatırıldım. Kelepçeyi o kadar çok sıkmışlardı ki, sol elimin uyuÅŸukluÄŸu daha yeni geçti. Ä°nanılmaz acı çekiyordum. Nefes alamıyordum. 1.5 saat bu ÅŸekilde yolculuk yaptım. Garaj gibi bir yere girdik. Bu sırada kafama bir ÅŸapka geçirdiler. Åžapkanın aralıklarından çevreyi biraz görüyordum. Bir kapak açtılar. Yeraltına çukur kazılmıştı. Beni oraya indirdiler. Bir süre orada toprak üstünde yattım. Åžapkayı çıkardılar. Sonra birisi geldi, ‘‘Evet bu Remzi’’ dedi. PeriÅŸan halimde beni tanıdığına göre, kesinlikle beni yakından izlemiÅŸ biriydi. Moskova aksanıyla akıcı Rusça konuÅŸuyordu.NEDEN TERÖRÄ°ST DEDÄ°NDaha sonra Kafkas aksanıyla konuÅŸan birisinin de aralarında olduÄŸu bir grup geldi. Kafkas aksanlı Ruşça konuÅŸan, bana sürekli olarak Moskova'da geçen yıl ekim ayında meydana gelen tiyatro baskınıyla ilgili sorular sordu. Sorularla birlikte video çekimi de baÅŸladı. Baskını gerçekleÅŸtiren Çeçenler için ‘‘terörist’’ yazmamın nedenini soruyordu. Ben de ‘‘Kendileri terör eylemi yaptıklarını söylüyorlar, ‘Terörden baÅŸka çıkışımız yok' diyorlar. Bu nedenle eylemcilerden terörist diye bahsettim. Ruslar da terörizm yaptıklarında Ruslara da terörist diyorum’’ dedim.DEMÄ°R ÇUBUKLA VURDUÇukurda yaklaşık bir saat kaldım. 20 dakika videoya kayıt yaptılar. Bir ara dizime demir çubukla vurdular, karnımı yumrukladılar. Ellerim arkadan kelepçeliyken Filistin askısı yaptılar. ‘‘Rus domuzlardan kaç para alıyorsun’’ diye de sordular. Ben de ‘‘Maaşımdan baÅŸka kimseden para almam’’ dedim. Beni öldüreceklerine o kadar emindim ki, çünkü başımın üstünde sürekli ÅŸarjör deÄŸiÅŸtirme sesleri duyuyordum. ‘‘Hadi öldürün artık, fazla uzatmayın. Artık dayanacak gücüm kalmadı’’ dedim. Åžarjörü deÄŸiÅŸtiren kiÅŸi ‘‘Da Ladna’’ (Hadi ordan) dedi. BÄ°ZE TEÅžEKKÃœR ET DEDÄ°Beni çukurdan çıkarıp yeniden bir araca bindirdiler. Kelepçeleri çözüp ellerimi önden paket bantlarıyla baÄŸladılar. Bu sefer arka koltuÄŸa daha rahat yattım. Yarım saat kadar gittik. Arabadan indirdiler. Araçtan inerken birisi ‘‘Bize teÅŸekkür et’’ dedi. Aracın yanında beklemeye baÅŸladım. ‘‘Acaba başımdan mı, yoksa vücudumdan mı vuracaklar ’’ diye düşündüm. Fazla iÅŸkence çekmemek için başımdan vurulmayı istedim. Ben bunları düşünürken, araç süratle yanımdan uzaklaÅŸtı. Çok ÅŸaşırdım, çünkü bunu hiç beklemiyordum. Paket bantlarını diÅŸimle çözdükten sonra hemen cep telefonumu bulmaya çalıştım. Telefon kapalı vaziyette montumun cebindeydi. Moskova’daki diÄŸer Türk gazetecileri arayarak başımdan geçenleri anlattım. Gazeteciler beni buldular. Ancak içinde 400 dolar kadar para olan cüzdanım kayıptı. Türk DışiÅŸleri’nin açıklaması beni üzdüDaha soruÅŸturma devam ederken Türkiye DışiÅŸleri Bakanlığı, Ankara'da açıklama yaparak olayın ‘‘adi bir suç’’ olduÄŸunu iddia etti. Oysa olay akÅŸamı, Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi KurtuluÅŸ TaÅŸkent, Rusya televizyonuna çıkarak, ‘‘Bu gazetecilik mesleÄŸine yönelik bir suçtur’’ açıklamasında bulundu. Ankara'daki açıklama beni gerçekten çok üzdü. Oysa DışiÅŸleri Bakanlığı, kendi büyükelçisini dinleseydi, böyle bir açıklama yapmazdı. Sanırım Rusya ile bir kriz yaÅŸanmaması için böyle bir tutum takındılar.Rus polisi parmak izi bile almadıRemzi Öner Özkan, Rus polisinin olayı hiç ciddiye almadığını, çeliÅŸkili davranışlarda bulunduÄŸunu öne sürdü:‘‘Kaçırıldığım okulun önüne geldim. Daha orada polisin iÅŸi ciddiye almadığını anladım. Paket bantlarında, cep telefonunda ve arabamda parmak izi olabileceÄŸimi söyledim. Ancak hiçbirinden parmak izi almadılar. Cep telefonum kullanıldığı için, hangi baz istasyonunu kullandıklarını da öğrenebilirlerdi. Bunu da yapmadılar. Kaset o kaset ve polis tarafından izlendiÄŸini anlıyorum. Ancak polis benim Çeçenistan'a kaçırıldığımı, o günden beri haber alınamadığını söylüyor. Oysa üç saat içinde Moskova'dan binlerce kilometre uzaklıktaki Çeçenistan'a gitmek mümkün deÄŸil. Kaçırılma olayına Çeçen süsü verilmek isteniyor. Tam olarak bilemiyorum.’’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!