Güncelleme Tarihi:
Bugüne kadar hakkında çok şey bilinmeyen, kendiyle ilgili pek çok sırrı mezara kadar taşıyan bir kadın, Latife Hanım... Modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu yıllarda Atatürk'ün eşi olarak tarih sahnesine çıkan bu gizemli kadının, Latife Hanım'ın hayatını anlatan bir kitap şu günlerde okuyucunun elinden düşmüyor. İpek Çalışlar'ın kaleme aldığı “Latife Hanım” adlı biyografi 15 günde 20 bin adet sattı.
YAZA DAMGASINI VURACAK
Doğan Kitapçılık Satış Müdürü Vahit Uysal, kitap konusunda büyük bir talep patlaması yaşadıklarını söyledi.
Okurun esere büyük ilgi gösterdiğini belirten Uysal, “Kitap, 10 Haziranda okurla tanıştı. Şu ana kadar da 20 bin adet sattı. Kısa sürede önemli bir satış rakamına ulaştı” dedi.
Kitabın 10 bin adetlik altıncı baskısının yayına hazırlandığını kaydeden Uysal, “İlk baskıları 2 biner adet yapmıştık. Bu sayı giderek yükseldi. Altıncı baskının tamamının tükenmesiyle birlikte toplam 30 bin kitabımız satılmış olacak. Bu eser, yaz aylarına damgasını vuracak” diye konuştu.
ÖMÜR BOYU SÜREN AŞK...
Haziran başlarında okuyucuyla buluşan “Latife Hanım” kitabı, Atatürk ve eşinin fotoğraflarıyla da süsleniyor.
Yazar İpek Çalışlar'ın uzun araştırmalar, arşiv taramaları ve Latife Hanım'ın üçüncü kuşaktan yeğeni Muammer Erboy ile yaptığı görüşmeler sonucunda kaleme aldığı kitap, Latife Hanım'ın entelektüel ve siyasi kimliğini, Cumhuriyet'in kuruluşuna yaptığı katkıları da işliyor. Kitap, yazarının satırlarıyla şöyle tanıtılıyor:“Evlilikleri bitince, Latife Hanım'ın entelektüel ve siyasi kimliği yok sayıldı, Cumhuriyet'in kuruluşuna yaptığı katkılar unutuldu. Latife Hanım'ı gölgeleyen perde kaldırıldığında hem bir mücadele kadınıyla, hem de bambaşka bir Mustafa Kemal ile karşılaşacaksınız. Karısıyla siyasi tartışmalara giren, 'Hanım bize bir Çaykovski çal' diyen, boşandıktan sonra eski eşinin evine güller gönderen Mustafa Kemal ile...Cumhuriyet'in kuruluş dönemine ait pek çok yeni bilgiyi de içeren bu kitap, aynı zamanda ölünceye kadar sürmüş bir aşkın da hikayesi...Atatürk öldükten sonra kasasından çıkan eski eşyalardan biri, içinde '1339 Gazi M.Kemal' yazılı bir nikah yüzüğüydü. Ölümünün ardından Latife Hanım'ın kasasından da tülbent bir kesede sakladığı nişan yüzüğü çıktı. İkisi de İsmet Paşa'nın Lozan'dan armağan olarak getirdiği yüzükleri ömürlerinin sonuna dek saklamışlardı...”