Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2003 00:00
GEÇEN hafta üç okurumdan alığım e.posta, benden bir felsefeci hakkında yazı bekliyordu:Bu felsefecinin adı yakın zamanda kaybettiğimiz Hüseyin Batuhan'dı.Vefalı okurlarım, benim Andreas Tietze üzerine yazımı okuduktan sonra, bu adı unutmamam gerektiğini, herhalde benim de yazacağımı belirttiler.Gazete yazarlığı, okurlarla ortak bir çalışma alanıdır. Nice önemli adı, nice önemli konuyu, onlar bana anımsatmıştır.Hüseyin Batuhan da, okur vefasını, ilgisini gösteren bir yazıdır.Felsefe, özellikle mantık alanındaki çalışmalarıyla, Türkiye'de felsefeyi sevdirdi, felsefenin insan yaşamı, düşüncesi, kimliği açısından önemini, uzmanlar dışındaki meraklılara da ulaştırdı.Kısa bir biyografisini aldım yazıma.Hüseyin Batuhan, 1921'de Sürmene'de doğdu. 1943 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdi. Aynı yıl arkadaşı Turan Pamuk'la evlendi. 1954-1957 arasında Heidelberg'de çalıştı. Batı'da Tolerans Fikrinin Gelişmesi çalışmasıyla doçentlik unvanını kazandı.Dostu ve meslektaşı Teo Grünberg ile Modern Mantık kitabını yazdı. On yıl süreyle bütün felsefe öğretmenlerinin yaz aylarında açılan modern mantık kurslarından geçmesini, böylece bu dersin liselerde okutulmasını sağladı.Batuhan'ın diğer kitapları; Bilim, Din ve Eğitim Üzerine Düşünceler, Bir Zamanlar Turan Vardı, İspanya'da Bir Şato, Sevgili Ölülerim, Turan'ın En Mutlu Yılları 1942-1958, Uğur Felsefe Öğreniyor.* * *HÜSEYİN BATUHAN'la son olarak aramızdan ayrılmadan iki yıl önce Heybeliada'daki evinde konuşmuştum. Yazdıklarında felsefenin erdemiyle kendi doğruluğunu birleştiren bir kişiliği yansıtmak istiyordu. Acelesi buydu.Bilim ve Şarlatanlık kitabındaki bu tespit, birçok kafanın düşünce eksikliğini gösteriyor:‘‘Halkı aydınlatma deyiminin -birbiriyle akından ilişkili- iki anlamı olduğunu hatırlatmama bilmem gerek var mı? Bunlardan biri insan kafasını güvenilir bilgilerle donatma, ötekisi insan kafasını temelsiz veya boş inançlardan arıtma anlamına geliyor.İşte ne yazık ki, okullarda verilen (sözüm ona) bilim eğitimi bunlardan ne birini becerebiliyor, ne ötekini. Bu nedenle de okumuş kişilerden pek çoğunun kafasında bilimsel bilgi kırıntıları boş inançlarla kucak kucağa yaşayabiliyor.’’Felsefenin, bilimin, insanı ‘‘okumuş’’luğun ötesine götüreceğini, kişiliğin ancak ikisiyle çağdaş bir hüviyet kazanabileceğini belirtiyor.Batuhan'ın çağdaş eğitimle ilgili yazdıklarının günümüzde çok daha önem kazandığını, onun kitaplarını okuduğunuzda anlayabilirsiniz.Öğretmenleri ve öğrencileri düşündü, öğrenciler ve meraklılar için iyi bir başlangıç kitabı niteliğindeki ‘‘Uğur Felsefe Öğreniyor’’u özellikle anmak gerekiyor.Ölen dostlarını yazdığı Sevgili Ölülerim'in başındaki cümleler bir felsefecinin insan kaderine dair yazdığı trajik gerçek:‘‘Yıldızlar hatta galaksiler bile yok oluyor; evren ölçüsünde bizim ne değerimiz olabilir? Sözün kısası, karıncalar gibi bizim de ölümlü olduğumuza ve evrensel tarihte dünyanın de pek önemi olmadığını unutmamamız gerek. Arkamızdan bir iki kişinin dökeceği bir iki damla yaştan fazlasını beklemek boşuna. Ne yazık ki, bu iş böyle!..’’* * *HÜSEYİN BATUHAN'ın düşünceleri özellikle genç okurların beyninde yaşayacak.
button