Okur Temsilcisi'ne mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Okur Temsilcisine mektuplar
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 20, 2004 00:00

Paparazzi fotoÄŸrafı15 Eylül tarihli gazetenizde yer alan ‘Eylül Keyfi, Deniz Seki Sevgilisiyle Fethiye’de’ baÅŸlıklı yazıda kullanılan fotoÄŸrafın gazetecilik ilkeleriyle baÄŸdaÅŸmadığını düşünüyorum. Bu fotoÄŸrafın haber deÄŸeri var mıdır? Ya da bu fotoÄŸraf kullanılırken, herhangi bir kamu çıkarı sözkonusu mudur? Seki’nin, yazıdaki ifadede yer alan ‘bikinisinin üstünü çıkarıp, altını da toplayarak tanga haline getirmesi’ toplumun hangi kesimi tarafından merak edilmektedir? Bu, kadın bedenini en estetikten yoksun haliyle sömürü aracı olarak kullanmak demek deÄŸil mi?Åž. KILIÇTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Tanınmış isimlerin özel yaÅŸamı, uzaktan çekilmiÅŸ görüntülerinin yayınlanması, hem Türk basınında hem de Batı basınında hep tartışılan bir olay. Hürriyet’in 11 numaralı yayın ilkesi, özel yaÅŸamın yayınlara konu edilmesini düzenliyor. Madde şöyle:‘KiÅŸilerin özel yaÅŸamı -ilgilinin açık veya kapalı rızası olduÄŸu anlamına gelen yaÅŸam ÅŸekli veya kamu çıkarlarının gerektirdiÄŸi durumlar dışında- yayınlara konu edilemez.’Yani kamu çıkarı varsa veya ilgili (yani ünlü kiÅŸi) böyle bir yayından ÅŸikáyetçi olmadığını göstermiÅŸse, özel yaÅŸam yayınlara konu edilebilir. Bu nedenle fotoÄŸrafın yayınlanmasında yayın ilkeleri açısından bir sorun yok.Ãœnlülerin bu tür fotoÄŸraflarını çekmek, çoÄŸu kez özel çabalar gerektiriyor, paparazziler bazen böyle bir fotoÄŸraf için günlerce bekliyorlar. Bu nedenle fotoÄŸraflar gazetecilik baÅŸarısı sayılıyor. Bazı basın yayın organları da böyle fotoÄŸraflara önemli paralar ödüyorlar. Bunun son örneÄŸi de, by-pass ameliyatından sonra evinin bahçesinde dolaşırken Clinton’ın fotoÄŸrafının çekilmesi ve bir Ä°ngiliz gazetesinde yayınlanması oldu.PRENSES FAKTÖRÃœBu konuda, üç ay önce Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi’nden önemli bir karar çıktı. Ve kararı aldıran da, Monaco Prensesi Caroline oldu. Yıllarca sayısız ‘paparazzi fotoÄŸrafı’ çekilen Caroline, bu karar için tam 11 yıl çaba harcadı. Olay şöyle geliÅŸti: Prenses Caroline, ata binerken ve alışveriÅŸ yaparken çekilmiÅŸ fotoÄŸraflarının 1993 yılında izinsiz Alman Bunte ve Neue Post dergilerinde yayınlanmasını, özel hayatının mahremiyetini ihlal sayıp Alman Anayasa Mahkemesi’ne baÅŸvurdu. Alman mahkemesi, 1999’da, Prenses Caroline gibi bir ÅŸahsiyetin kamuoyuna açık bir yerde çekilen fotoÄŸraflarının özel hayata müdahale kapsamına giremeyeceÄŸi yönünde karar vererek Prenses’i haksız buldu. Bunun üzerine Prenses Caroline, davayı Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi’ne (AÄ°HM) götürdü. AÄ°HM ise tam tersi bir karar alarak, ‘bireylerin kamuoyuna açık bir yerde bile olsa özel hayatını koruma hakkına sahip olduklarını’ bildirdi ve Alman dergileri ile Alman Anayasa Mahkemesi’nin mahremiyet haklarını ihlal ettiÄŸi sonucuna vardı.AÄ°HM’nin bu kararı, bu alanda yeni bir dönem açtı. KuÅŸkusuz karar yakın bir gelecekte Türk basını için de ölçüt haline gelecek. Sarı kart doÄŸru deÄŸil16 Eylül tarihli gazetenizde yer alan ‘Daum’a Sarı Kart’ haberi doÄŸru deÄŸil. Hiçbir futbol hakemi, teknik elemanlara, yani antrenör ve teknik direktöre disiplin cezası uygulayamaz. Yani sarı veya kırmızı kart gösteremez. Yedek oyuncular bu disiplin cezasına tabidirler. Fenerbahçe’nin Sparta Prag maçında Daum’a sarı kart gösterildiÄŸi iddiası doÄŸru deÄŸil. Bu olayda ÅŸu yaÅŸandı: Daum’u, saha içinde hakemin kararlarına fazla itiraz etmesinden dolayı önce 4’üncü hakem uyardı. Bu uyarılar iÅŸe yaramayınca da maçın Portekizli hakemi sadece not almak için sarı kartını çıkardı. Maçın raporunda kullanmak için olayı not etti.Adımı lütfen yayınlamayıneski bir futbol hakemiTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Okurumuzun bu eleÅŸtirisini, eski bir hakem olan Hürriyet yazarı Erman ToroÄŸlu haklı buldu. ToroÄŸlu, şöyle dedi: ‘Bundan önce bazı hakemler kuralları ihlal eden teknik adamlara kart gösteriyorlardı. ÖrneÄŸin Ä°spanya’da, Toshack’a hakem tarafından kırmızı kart gösterilmiÅŸ, Galli hoca kulübeyi terk etmek zorunda kalmıştı. Ancak bu uygulama kural kitabında yer almıyordu. 1.5 yıl önce FIFA, hakemlere bir genelge gönderdi ve bu konudaki karışıklığa son verdi. Artık hakemler kuralları ihlal eden teknik adamlara kart göstermiyor, 4. hakem aracılığıyla saha dışına gönderiyor.’Osmanlı padiÅŸahları okur-yazar mıydı?13 Eylül tarihli gazetenizde yer alan ve Güler Sabancı’nın parmağındaki Sultan Yıldırım Bayezid portreli yüzükle ilgili yazıda, tarihsel bir hata olduÄŸu düşüncesindeyim. Okur yazar ilk Osmanlı padiÅŸahının Yıldırım Bayezid olduÄŸu yolunda haberde geçen ifade tarihsel gerçekliÄŸe göre yanlıştır. Bugünkü manada modern Osmanlı tarihçiliÄŸi böyle bir saptamayı delillendirmiÅŸ deÄŸildir. Haberde geçen durumun aksine ilk Osmanlı padiÅŸahı Osman Gazi’den itibaren Osmanlı sultanlarının en azından okur yazar olduklarına dair delil kabul edilebilecek ifadeler AşıkpaÅŸazade ve bunun gibi diÄŸer Osmanlı kroniklerinde mevcuttur. ÖrneÄŸin, Osman Gazi’nin Åžeyh Edebali’nin misafiri iken Kuran-ı Kerim okuması, AşıkpaÅŸazade tarihinde anlatılır. Bütün bunları bir tarihçi adayı olarak yazıyorum.Hasan ARPAKTEMSÄ°LCÄ°NÄ°N NOTU: Yazının yer aldığı Cinnah Fısıltıları’nı hazırlayan Hürriyet Ankara Bürosu, ‘Bu bilgiyi Ana Britannica ansiklopedisinden aldık. Ansiklopedide, ‘İyi bir örgütçü ve komutan olan Bayezid, okuma yazma bilen ilk Osmanlı hükümdarıydı’ deniyor. Aynı bilgi, Meydan Larousse’ta da var’ dedi.‘Allahsız’ iyi oldu14 Eylül tarihli gazetenizde ‘Allahsızlar’ baÅŸlığınızı gördüm. Gazeteniz yazı iÅŸlerinde meydana gelen infial, bizlerde de olmuÅŸtur. Sizi kutluyoruz. Çünkü ALLAHSIZLAR baÅŸlığınız oldukça güzel. Bir insanda Allah korkusu var ise o insan karıncayı bile incitemez. Bunlar olsa olsa... Hayvan desem deÄŸiller. Daha da aÅŸağısı. Hükümet de ne yapacaksa yapsın artık. Yard. Doç. Dr. Erhan AYDINerhan.aydin@tnn.net‘Allahsız’ yakışmadıBU manÅŸeti Hürriyet Gazetesi’ne yakıştıramadım. Allah her zaman ve herkes için vardır. Bu yüzden ‘Allahsızlık’ diye bir tabir olamaz. Bunun yerine ‘İnançsızlık’ kelimesi kullanılabilirdi. Bazı kelimeler kullanılırken iyi düşünülmeli...Ahmet MERTahmetmerttir@mynet.comKampanya çok üzdüYENÄ° baÅŸlatmış olduÄŸunuz reklam kampanyasında, ufak bir çocuk fotoÄŸrafının yanında, ‘Bazen Hürriyet kendi dilinde ÅŸarkı söylemektir’ diye yazıyor. Bu ülkenin resmi dili Türkçe’dir. EÄŸer bazı zümrelere yaranıp hoÅŸ görünmek için yapıyorsanız yanlış düşündüğünüzü ve bu ülkenin 21 yaşında evladı olarak bu kampanyadan üzüntü duyduÄŸumu iletmek istedim.KürÅŸat ÖZERkursat_o@yahoo.comOKURLARIMIZDAN KISA KISACEVDET ÃœNÃœVAR Yıllardır acaba hangi medya mensubu fark edecek, ben de alkışlayacağım diye bekledim. Ama herhalde boÅŸa bekliyorum. Konu ÅŸu efendim: Devamlı olarak gazetelerde foseptik çukuru diye haberler yazar; foseptik zaten lağım çukuru demek. Çukur çukuru demek ne kadar abesse bu tabir de o kadar uygunsuzdur.NURAN ESENER Büyükçekmece’de oturuyorum. Sularımız sabahtan beri kesik. Bunun üzerine belediyeyi aradım. Basın açıklamasını yaptıklarını, Hürriyet’e 11 ve 12 Eylül’de faks geçtiklerini söylediler. Ama bu haberi ben Hürriyet’te görmedim. Böyle bir haberi nasıl vermezsiniz? Ä°ki yabancı misafirim var ve çok utandım.CUMHUR USTAÖMER Ä°ki konuda isteÄŸim var. Türkiye’de malum çok sayıda trafik canavarı mevcut. Bu sayıyı azaltmak için oto ekinizde sürücülük konulu eÄŸitici bir köşe talep ediyorum. Ä°kinci isteÄŸim; Milli Piyango listesine bir süredir konmayan son üç, dört ve beÅŸ rakamı ibaresinin konulması.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!