Okur Temsilcisi'ne mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Okur Temsilcisine mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2006 00:00

Gazetecinin itirazı

YENİ Şafak Gazetesi'nde 7 Ocak tarihinde "Sezer'in eşsiz davet kararlılığı sınırları aştı" şeklinde bir haberim yayımlandı. 8 Ocak tarihli Hürriyet Gazetesi'nde ise Uğur Ergan imzası ile "Eşsiz Davet, Uydurma Haber" başlıklı bir haber çıktı. Çankaya Köşkü'nün haberimizi net bir dille yalanladığı iddia ediliyordu. Ancak haberde yalanlamayı yapan kişi veya kurumun "Çankaya Köşkü'nden üst düzey bir yetkili" olması dikkat çekiyordu. Sizden Çankaya Köşkü'ndeki üst düzey yetkilinin kim olduğunu açıklamanızı istiyorum. Benim haberimde Hamit Karzai ve Semra Sezer arasında geçen konuşmalara yer verilmektedir. Bu iki isimden yalanlama gelmediğine dikkatinizi çekmek isterim.

Bilal ÇETİN

Yeni Şafak muhabiri

TEMSİLCİNİN NOTU: Yeni Şafak Gazetesi'nde çıkan haberde, Semra Sezer'in Afgan Lideri Karzai'ye "Eşinizi neden getirmediniz?" diye sorduğu, Karzai'nin de "Çünkü eşsiz davet edildim" dediği belirtiliyor, Bayan Karzai'nin türbanlı olduğu için davet edilmediği ima ediliyordu. Hürriyet'te, bu haberi yalanlayan bilgiyi muhabir Uğur Ergan yazdı. Uğur Ergan, "Ben Çankaya Köşkü'nden üst düzey bir yetkiliyle konuştum. Ancak bilindiği gibi, bu bilgileri verirken kesinlikle isim yazdırmazlar. Onun için ismi şu kişidir diye yazamayız" dedi.

Uğur Ergan, kendisine bilgiyi veren üst düzey Çankaya yetkilisinin adı ve görevini bana açıkladı. Ancak, eleştiride bulunan muhabirin de gayet iyi bileceği "haber kaynaklarının açıklanmaması" ilkesi gereği bu ismi ben açıklamıyorum.

Yeni Şafak Muhabiri, Hamit Karzai ve Semra Sezer'in kendi haberini yalanlamadığını söylüyor. Bu tür haberlerde, yalanlama genel olarak cumhurbaşkanları veya eşlerinden gelmez. Kurumlardan yani Çankaya Köşkü'nden gelir. Eğer Hürriyet'te yayımlanan haber yalan olsa, Çankaya Köşkü'nün bunu da yalanlaması gerekmez miydi?

Yeri gelmişken, kaynağı gizli tutulan haberlerle ilgili ilkeyi de hatırlatmak istiyorum: Ciddi gazeteler, kaynağını açıklamayacakları haberlerden genel olarak kaçınırlar. Alınan bilgi çok önemliyse, kamuoyuna duyurulmasında ihtiyaç varsa, muhabir kaynağın kim olduğunu bir üstüne veya yayın yönetmenine açıklar. Haber yayınlanır veya yayınlanmaz ancak kaynak gizli tutulur.

ABD'de Başkan Richard Nixon'ı deviren Watergate Skandalı'nda da haberin kaynağı 30 yılı aşkın süre gizli tutuldu, sonunda kendisi ortaya çıktı.


G.Saray haberleri

19
Ocak tarihli gazetenizin spor sayfalarında Galatasaray'la ilgili hiçbir haber yer almadı. Gazetenizin son zamanlarda taraflı spor yayıncılığı yaptığı iddiası bu davranışla daha da kesinleşmiştir. Bu durumun en kısa zamanda düzeltileceğini umuyor ve bekliyorum.

Müşfik ESER İNCE

TEMSİLCİNİN NOTU: Okurun taraflı yayın eleştirisi için Spor Servisi gereğini yapacaktır, eminim. Ancak o günkü gazetede Galatasaray'la ilgili hiçbir haber yayınlanmaması eleştirisine katılmıyorum. Eğer ortada bir haber yoksa, oturup masa başında Galatasaray haberi yazılmasını beklemek doğru değil. Haber varsa, gazetede yer alır. "Bugün bu konuda haber yok ama biz bir şey koyalım" diye düşünürseniz, ortaya "masa başı uydurma haberler" çıkar. Ve maalesef spor sayfalarında buna çok sık rastlıyoruz.

Ağırlığınızı koyun

YILLARDAN
bu yana babamın işi nedeniyle Türkiye'nin dört bir yanını dolaştık. Evimize çeşitli gazeteler girdiyse de her zaman Hürriyet okuduk. Bu nedenle Hürriyet'in çok güçlü olması gerekiyor. Ülke menfaatleri için gündemi oluşturacak ve değiştirebilecek kadar güçlü. Bu nedenle güçlü ülkelerin tarihinde, güçlü bir gazetenin ortaya çıkardığı gerçekler muhakkak vardır. Ben ise sizi bu gücü kullanamayacak kadar içe dönük görüyorum.

Neden ülkenin gerçeklerini ortaya koyup çözümün bir parçası olmuyorsunuz?

Neden ülkede bir tane ayakkabısız, paltosuz çocuk kalmayana kadar mücadele edilmesine öncülük etmiyorsunuz? Neden "Her eve bir kardeş" kampanyaları düzenlemiyor ve önayak olmuyorsunuz? Neden sivil toplum kuruluşlarının yaptıklarını çok az yazıyorsunuz?

Hürriyet, bu ülkenin yoksul çocuklarını, kimsesiz ihtiyarlarını, kuru ekmeğe muhtaç evsiz hayvanlarını dert etmek demektir. Hürriyet, barış zamanında duyarsızlığa karşı herkesi harekete geçirmek demektir.

Hürriyet, bu yazıya vakit ayırabilmek demektir.

İlker TORTOP

Özel üniversite isimleri

21
yıllık okurunuzum. Gazeteler içinde en saygıdeğer olanı hiç şüphesiz Hürriyet. Yalnız değinmek istediğim bir nokta var. Ben Bilgi Üniversitesi öğrencisiyim. Neden acaba her trafik kazası haberinde, ölen ya da yaralanan özel veya vakıf üniversiteli öğrencilerin isimleriyle beraber okullarını da yazıyorsunuz? İnsanları yönlendirmeye hakkınız yok. Sizin yüzünüzden her yerde "zengin ..." damgası yiyoruz ki, çok mazbut ve onunla alakasız bir yaşamımız var. Size ne bu insanların okullarından. Neden devlet üniversiteli ölen gençlerin okulu hiç yazılmaz? Onlar içinde zengin olan yok mu? Lütfen artık bunu yazmayı bırakın, yeter!

Ali UMAR

TEMSİLCİNİN NOTU: Aslında, devlet üniversitelerinde okuyan öğrencilerin okullarının isimleri de gazetede bol miktarda kullanılıyor. Haberle ilgisi olduğu sürece, ayrıntıların belirtilmesi gerekir.


Magazin eleştirisi

GAZETENİN tepesinde Hülya Avşar'ın "Kaya ile Yatağa Girerim" sözleri. Bu gazeteyi babamız 40 yıl önce de alıyordu, benim oğlum 2.5 yaşında o da okuyacak. Bu haberi ancak poşet içindeki gazeteler verir. Biz buna karı koca inanamıyoruz ve böyle Hürriyet istemiyoruz. Hürriyet'i hep alacağız; ama Hürriyet böyle olmayacak. Başka Hürriyet yok çünkü.

Murat AÇIKYÜZ

Yunan gelin

7 Ocak tarihli haberinizin başlığı "Yunan Gelin, Takıları Alıp Kaçtı" idi. Ben bu yazıyı Yunanistan’da okudum. Başlık ilginçti; ama yazıdaki kişilerle bir alakası "sanki" yoktu. Kaçan gelin Gönül Ali (gazetede adı Gkıonoul diye geçiyor), İskeçeli ve Yunanistan'ın Batı Trakya bölgesinden. Ne ilginçtir ki Gönül ismi Türkçe'dir ve Batı Trakya'da Yunanistan vatandaşı 150 bin Türk yaşamaktadır. Bu gelin de bir soydaştır. Bir Yunanistan vatandaşıdır; ama Yunan değildir. Her ne kadar yaptığı hareket tasvip edilemeyecekse de özellikle Batı Trakya konusunda fevkalade dikkat etmemiz gerekmektedir.

Ahmet ŞAKİROĞLU

Okurdan okurlara

BENİM bu yazım size değil sevgili Hürriyet, okur mektuplarını yazanlara. Abartmayın diyorum ben arkadaşlara; yani ne yerin dibine batırın, ne de göğün en üstüne çıkarın. Gazeteye sadece isteklerimizi belirtirsek, sanırım dikkate alınır. Zaten alınmayacak olsa bu köşe yapılmazdı. Acımasız eleştiriler, hatta "yazıklar olsun" denilecek yanlışlar olduğunu düşünmüyorum. Yanlılıkla suçladığınız bu gazeteyi eleştirmeden önce her gün takip ettiğiniz gazetelere de bir göz gezdirin derim. Eğer konu tarafsızlıksa, belli bir tarafa en uzak olan gazete olarak görüyorum Hürriyet'i. Bazı eleştirdiğim noktalar var; ama bunlar yayın ilkeleriyle alakalı şeyler değil. Bazı yazarların üslupları ya da Türkçe'yi kullanış biçimleriyle ilgili benim eleştirim.

Bahar BAYKARA

baykarabahar@hotmail.com


OKURLARDAN KISA KISA

ZEKİ DEMİRHİSAR: 16 Ocak günkü Hürriyet'in manşeti, "Mafya Oğlumu Avukatı İstiyor" idi. Siz bu haber başlığını okudunuz mu? Şu anda okuyunca ne anlıyorsunuz? Gazeteyi okuyanlar ne anlamışlardır? Ben üniversite mezunuyum, hiçbir şey anlamadım.

ALTAN GÜN: Sosyal güvenlik reformunun ve halen SSK'da yaşanan sorunların (hastanelerin devrinden sonra hep işin hastane boyutu ele alındı. Peki SSK ne yapıyor? Bunca faturayı nasıl inceleyip ödüyor?) haberlerde daha çok işlenmesini, Meclis'te bekleyen reform tasarısının mevcut sorunları nasıl çözeceğinin mercek altına alınmasını istiyoruz.

AYŞE KASAPOĞLU: Kuş gribiyle ilgili halkın görüşlerine yer vermeniz beni çok mutlu etti. Zaten Hürriyet'in kalitesi belli. Bir gazeteden de beklenen, halka doğru zamanda, doğru bilgiyi sunmaktır.

FATİH T. Hürriyet Gazetesi, Türkiye'nin tapusudur.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!