Okur Temsilcisi'ne mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Okur Temsilcisine mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2005 00:00

Milli maç haberleri

MİLLİ maç sonrasında yaşanan olaylarla ilgili yayınlar değişik tepkiler aldı. Özellikle Mehmet Özdilek’in çelme takarken gösterilen fotoğrafının Hürriyet’te irice yayınlanmasını bazı okurlar eleştirdiler. Fatih Terim, ‘İsviçre basını kendi takımıyla hareket etti’ diyerek Türk basınını suçladı. İşte Hürriyet okurlarının bazı eleştirileri:

MEHMET ORMERAL: Milleti deşifre ettiniz. Bir kabahatimiz varsa biz millet olarak bunları çözerdik. Batı’ya yaranmaya hiç gerek yoktu. İsviçreli futbolcu Şifo Mehmet’e tekmeyi atarken aslında bunu bize attı.

MUSTAFA GÜNDÜZ: Biraz milliyetçi olun. İlk maçta bize yapılan o kadar rezilliğe rağmen İsviçre’de bir tane kendi aleyhlerine bir yazı gördünüz mü?

ÖZGÜR ERTAN: Maçtan sonra yazılanları okuyunca kendimi İsviçre’de sandım. Gazetenizin kapağında Türkiye Türklerindir yazıldığı unutuldu. Olayları tasvip etmek mümkün değil ama böyle de olmamalı.

RECEP KATIRCI: Avrupa basını İsviçre maçından dolayı Türkiye aleyhine propaganda yapıyormuş. Bu gayet normal, çünkü kendi basınımız zaten bunu yaparken onlarınkini çok görmemek gerekir. Yazıklar olsun.

KORAY C. Futbol futbol futbol. Yetti be!! Milli takım da kulüp takımları da sağlam bir ceza alsın da Türkiye’nin gerçek sorunlarıyla ilgilenilsin artık. Türkiye’de güvenlik sorunu var. Hırsızı, katili kol geziyor. Dün Osmanbey’den Şişli’ye yürümek gafletinde bulundum tam 4 defa tinerciler yolumu kesti.

TEMSİLCİNİN NOTU: Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Hürriyet’in ilkeleri, ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ anlayışına izin vermez. 1 numaralı yayın ilkesinde, ‘Gazetecilikte temel işlev, gerçekleri bulup bozmadan, abartmadan ve hiçbir baskının etkisi altında kalmadan, en kısa zamanda ve edinilebilen tam bilgiyle kamuoyuna iletmektir’ der.

Yani gerçek ne ise onu aktarmak şarttır. Eğer ‘Zarar görürüz’ diye bazı şeyleri gizlemeye kalkarsanız, bu bir çeşit sansür olur ki, sonunun nereye varacağını kimse kestiremez. O zaman bazıları zarar görür diye yolsuzluğu da yazamazsınız.

Ayrıca, İsviçre basını kendi aleyhine yazmadığı iddiası da doğru değil. Tekme atan İsviçreli futbolcunun fotoğrafları İsviçre basınında da büyükçe yayınladı, İsviçreli yorumcular ‘Yendikleri rakiplerine saygı göstermediler. Abartlı Türk tepkisini biz provoke ettik’ diye kendi futbolcularını saygısızlıkla suçladı.


Terim’in fotoğrafı

İSVİÇRE’de 2-0 yenildiğimiz maçtan sonra kullanılan fotoğrafı hiç beğenmedim. Fatih Terim burnunu karıştırırken gösteriliyor. Neden burnunu karıştırırken gösteren fotoğrafını kullandınız? Yani daha iyi bir fotoğraf olabilirdi. Başka fotoğraf yok muydu?

Emirhan PIRILDAR

TEMSİLCİNİN NOTU: Fotoğrafa dikkatlice bakınca, burnunu karıştırmadığı açıkça görülüyor.


‘Türkler’ sözcüğü

26 yaşındayım ve kendimi bildim bileli evimizde Hürriyet Gazetesi okunmakta. Dün (15.11.2005) çok duygusal bir gündü benim için. Van’da şehit olan askerlerden biri arkadaşımdı ve bugün cenazesi Elazığ’a geliyordu. Bu duygu yoğunluğu içindeyken gazetenizin manşetindeki fotoğraf altında yer alan not beni fevkalade üzdü. Türkiye-İsviçre maçı için ülkemize gelen İsviçre Milli Takımı’yla ilgili haberin resimaltında, ‘...İstanbul Atatürk Havalimanı’nda ellerinde pankartlar ve Türk bayraklarıyla karşılayan Türkler’ deniyordu. Burada ‘Türkler’ kelimesini niye kullandınız anlamadım. Vatandaşlarımız denilemez miydi?

Mehmet Korhan PEKEL

Yazılarım yayımlanmıyor

OLDUM olası Hürriyet’in devamlı bir okuruyum. Gazetenize değişik tarihlerde, çok değişik konularda 66 sayfadan oluşan 40’a yakın yazı yazdım. Ama yazılarım yayımlanmadı.

Bu yazıları, gazetenizin faks numaralarına faksladım.

Yarım asırdır okuru olduğum gazetenizi gerektiği zaman eleştirmeye hakkım vardır diye düşünüyorum. Zaten bir basın kuruluşu da eleştirilere açık olmalıdır düşüncesindeyim.

Bence okurlarınızdan bedava gelen düşüncelere yeterince yer vererek Hürriyet’te değerlendirmelisiniz.

İsmet AKSAN/ALMANYA

TEMSİLCİNİN NOTU: Okurumuz, yazdığı yazıların başlıklarını da tek tek sıralamış. Bunlardan bazıları, güncel konularla ilgili düşünceleri, bazıları da Hürriyet yazarlarına yönelik eleştiri ve değerlendirmeler.

Hürriyet, okurların genel konulardaki görüşlerini her gün Yalçın Bayer’in ‘Yeter Söz Milletindir’ köşesinde yayımlıyor. Burada günde ortalama 8-10 mektup yayımlanıyor.

Ayrıca internet sayfalarında, her gün yüzlerce okur yorumu yayına giriyor.

Ancak bazen maalesef, üstteki okurumuzun yaşadığı şanssızlıklar da yaşanabiliyor.


Tango merakı

13 Kasım’daki gazetenizde, ‘Tango Merakı Yuva Yıkıyor’ haberi yer aldı.

Bu habere konu olan kişiyi Ankaralı tangoseverler olarak tanırız. Bu bey, her zaman saygılı bir kişi ve tam bir tango tutkunudur. Genellikle haftada bir gece tango yapmaya gelir. Bugüne kadar hiçbir taşkınlığı olmamıştır. Konunun haber niteliği taşımasına neden olan şey, sadece tangonun farklı yorumlanmasından öte bir şey değildir. Tango, bir salon dansıdır. Tango mekánlarının ‘pavyon’la eş tutulması içimi acıtıyor maalesef. Atatürk zamanında cumhuriyet balolarında da tango yapılırdı, hatırlatırım. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayalım.

Cemile ÖZDİLER

8 yaşındaki zanlı

HÜRRİYET’te geçen hafta, ‘Çıkınca Yine Yapacağım’ başlığıyla, 8 yaşındaki bir hırsızlık zanlısının fotoğrafı yayımlandı. Zanlının adı gizlenmişti; ancak yüzü açıktı. Bazı Hürriyet okurları, küçük zanlının yüzünün gizlenmemesini eleştirdiler. Gazeteci Bertan Golal, ‘Hürriyet’te çocuğun gözleri kapatılmadan, yüzü tüm açıklığıyla yayımlanmış. Öteki gazeteler ise kapatmıştı. Bunun kuralı nedir? Yayımlamak doğru mudur, değil midir?’ diye sordu.

NEDEN AÇIK YAYIMLANDI

Hürriyet, bu tür küçük zanlılarla ilgili haberlerinde büyük hassasiyet gösterip zanlıların hem isimlerini, hem de fotoğraflarını gizliyor.

Bu haberde küçük zanlının yüzünün gizlenmemesi ise Hürriyet’in yazı işleri toplantısında özellikle kararlaştırıldı ve şöyle denildi:

‘Genelde çocuk zanlıların kimlikleri, gelecekteki yaşamları düşünülerek ve kamu çıkarı olmadığı için gizlenir. Bu olayda çocuğun, bir hırsızlık çetesince 25 ayrı hırsızlık olayında kullanıldığı anlaşılıyor. Dolayısıyla bu çocuğun yüzünün bilinmesi, kamu çıkarı ve bir daha böyle bir olaya karıştırılmaması açısından yararlı olabilir. Bu amaçla yüzü açık bırakıldı.’

TEMSİLCİNİN NOTU:

Çocukların deşifre edilip edilmemeleri, basında hep tartışılagelen bir konu. Türkiye, Almanya gibi bazı ülkelerde yasalar, çocukların deşifre edilmesini yasaklıyor. Ancak ABD’de, bunu engelleyen yasa yok. Gazeteler, etik ilkeler gereğince çocukların fotoğrafını yayımlamaktan kaçınıyorlar.

Kesin olan şu ki, kötü niyetli bazı insanlar, cezai ehliyeti olmadığı için çocukları bu tür suçlar işleterek istismar ediyorlar. Gazetelerin, çocukları gizlemesi de suçu işletenlerin işine yarıyor.

Bir de şunu eklemek gerekir: Gazeteler yasal takibe uğruyor; ama aynı şeyi televizyonlar yapınca ve yaşı küçük de olsa zanlıları uzun uzun ekranlardan gösterince sorun çıkmıyor.


OKURLARDAN KISA KISA...

BİLKAY BIYIK: Rica ediyorum şu trafik sorunuyla, yani emniyet şeridi, kırmızı ışıkta geçme, hızlı kullanma, trafikte taciz ile ilgili haberinizi yayımlamaya devam edin. Lütfen bunu ilk sayfada her gün başka örneklerle bir-iki ay boyunca sürdürüp devlete bir şekilde baskı uygulayın. Artık bu saygısız insanlardan bıktık ve bu kişiler azalmıyor, çoğalıyor.

FİLİZ ÇAKIR 16 Kasım tarihli gazetenizin manşetinde iki tane yazım yanlışı var. ‘Biz Şaşırmadık’ başlıklı haberin içinde ‘yalnız’ yerine ‘yanlız’, ‘muhatap’ yerine ‘mutap’ yazılmış. Bu yanlış, hiç olmaması gereken manşet haberde yapılmış. Buna da dikkat edilmezse neye dikkat edilecek!

FİKRET MISIR Gazetenin arka sayfasında her defasında çıplak kadın fotoğrafı yer alıyor. Yetişkin çocuklarımız, ‘Baba bu ne diye’ bizlere soruyorlar. İnanın artık çocuklarımızdan utanıyoruz. Gazeteyi aldığımda ya orasını bantlıyorum ya da yırtıp öyle eve getiriyorum.

MAHMUT GÜNER Ben 76 yaşındayım, hanım 73. İstanbul Maltepe’de oturuyoruz. Hanımla her gün sırayla gidip gazete alıyoruz. Bazen gazete Maltepe’ye saat 07.30’da gelmiyor. Bu yüzden bir kaç kez gidip bakmak zorunda kalıyorum. Orta sayfa da bir türlü iyi katlanamıyor. Devamlı kırışık oluyor. Birkaç yıl önce başbayiye şikáyet ettim, gelip gazeteyi değiştirdiler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!