Futbolda tarafsızlık
16 Ekim Pazar günkü Hürriyet’te, ana spor sayfasında lider
Galatasaray yerine ikinci
Fenerbahçe’nin maçıyla ilgili haberin yer alması, Galatasaray taraftarı okurların tepkisine neden oldu. Bazı okurlar şu eleştirilerde bulundu:
ÖNER ÜNAL: Hürriyet’in sportif konulardaki taraflı bakış açısını anlayamıyorum. Ana spor sayfanızda Fenerbahçe varken, o hafta Süper Lig’de lider durumdaki takımımız Galatasaray’ın maçıyla ilgili haberler arka sayfalarda yer almaktaydı. Aynı şekilde Fenerbahçe’nin maçında 4 köşe yazarı görev yaparken, Galatasaray maçıyla ilgili sadece 2 köşe yazarına yer verildi. TV reklamlarında Hürriyet Cimbomludur, Fenerlidir diyorsunuz; ama basbayağı taraflı olarak diğer takımı kayırıyorsunuz. Objektif olun.
MUSTAFA KANTARCI: Gazetemizin spor sayfasıyla ilgili bir eleştirim var. Spor sayfalarının en prestijli sayfası, gazetenin sondan üçüncü sayfasıdır. Ve bu en önemli sayfaya en önemli haberler konulur. Üç büyüklerden ikisi ya da üçü aynı gün oynamışsa, puan cetvelinde daha üst sırada olanın haberi bu sayfada verilir. Bu yazılı olmayan kural bugüne kadar uygulanmıştır. Bu hafta uygulanmamasının nedeni nedir? Hürriyet, Fenerbahçeli midir?
SPOR SERVİSİ NE DEDİ
Spor Editörü
Mehmet Arslan, o günkü bu kararın gerekçelerini şöyle sıraladı: ‘Öncelikle sadece liderin maçları ana sayfada yer alacak diye bir kural yok. Önceki yıllarda da benzer şeyler oldu. F.Bahçe maçı ana sayfada yer aldı; çünkü aynı gün F.Bahçe Başkanı, bir yöneticiye rest çekmişti. Böylesine önemli bir konuyu F.Bahçe maçıyla birlikte ana sayfaya taşıdık. Yani haftanın ve öteki olayların önemine göre, sayfaların yeri değişebilir. Yazar konusuna gelince... Fenerbahçe’yi
Can Bartu, Altan Tanrıkulu ve
Ercan Saatçi yorumluyor. G.Saray’ı ise
İlhan Söyler, Kanat Atkaya ve
İlker Yasin... Erman Toroğlu ise joker yazarımız, tüm maçları izlemeye çalışıyor. O hafta,
İlker Yasin’in Kayseri deplasmanına gitmesini planlıyorduk, işleri nedeniyle gidemedi. Yoksa üç yazar olacaktı’ dedi.
VE BİR BAŞKA GEREKÇE
Hürriyet’in Spor Müdürü
Esat Yılmaer ise, konuya farklı bir boyut kattı ve şöyle dedi: ‘Ortada bir taraftar gerekçesi var. Nasıl G.Saray maçlarını izlemeye giden taraftar sayısı Fenerbahçe Stadı’na giden taraftar sayısından azsa, gazete satışlarında da Fenerbahçe maçları daha büyük etken. Fenerbahçe maçıyla ilgili haberlerin olduğu günler gazete daha fazla satıyor. Bu yüzden gazeteler böyle kararlar alabiliyor.’
TEMSİLCİNİN YORUMU: Hürriyet’in yayın ilkeleri, bir takımın desteklenmesine veya kayrılmasına izin vermez. Tersine, bu ilkeler tüm takımlara eşit mesafede durulması zorunluluğunu getirir. Sadece spor editörleri değil, ekonomi editörleri şirketlere, politika editörleri de siyasi partilere eşit mesafede durmalıdırlar. Ancak, bu kural, tüm partilere veya tüm şirketlere eşit yer ayrılması anlamına gelmez. Yani haberin önemine göre farklı kararlar alınabilir. Burada önemli olan, yaşananların doğru ve tarafsız aktarılması ve okurlarda ‘taraf tutma’ izlenimi verecek her şeyden kaçınılması.İlan-haber dengesi
23 Ekim 2005 tarihli 52 sayfadan oluşan gazeteyi sayfa sayfa inceledim. Bir sayfa 38 cm x 58 cm = 2204 cm2’den oluşmaktadır. 52 sayfanın tamamı 114.608 cm2 tutmaktadır.
Gazetenin tamamına baktığınızda 37.889 cm2’si, yani yüzde 33.5’i haber, 76.719 cm2’si, yani yüzde 66.94’ü reklam ve ilanlardan oluşmaktadır.
Bir gazetenin asıl amacı okuyucuya haber vererek bilgi sahibi yapmak değil midir? Yoksa haber vermeyi bırakıp reklam ve ilan gazeteciliğini tercih etmeye mi başladınız?
Hasan SANSÜR
TEMSİLCİNİN NOTU: İlan geliri, gazetelerin bağımsızlıklarını koruyabilmelerinin en büyük göstergesi. Hiç ilan almayan gazeteler, sadece Arap ülkelerinde veya benzer baskıcı rejimlerde bulunuyor. Batı’da ve özellikle ABD’de, ilan nedeniyle gazetelerin pazar sayıları 1500 (bin beş yüz) sayfayı aşabiliyor. Ayrıca, ilan-haber dengesini kurarken, sadece ana gazetenin değil, pek çok haber içeren eklerin de hesaba katılması gerekir. Eleştirilen 23 Ekim pazar günü, Hürriyet ana gazetenin yanısıra, bölgesel ekler dışında 28 sayfalık Hürriyet Pazar eki, 32 sayfalık Keyif eki vardı.Mamuşa’dan sitem
12 Ekim’de Kosova’ya gelen Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Abdullah Gül’ün haberinde,
‘Kosova’da tek Sırp köyü Mamuşa’ diye yazılmıştı. Bu ifade bizleri derinden üzdü, şoke etti. Bizi ve burada yaşayan beş bin Türk’ün gönlünü kararttı. Halbuki tam tersine, Mamuşa Sırp köyü değil, Osmanlı’dan kalan ve yıkılmayan tek Türk belediyesidir. Sayın
Gül, milletvekilleriyle, dernek başkanlarıyla, gazetecilerle ve Türk kalesi olan Mamuşa yetkilileriyle birlikte iftar açtı. Orada saatlerce anadilimiz olan Türkçe konuşuldu. Başbakan Yardımcımız
Gül’ü, çocuklarımız
‘Türkiyem Türkiyem’ sloganlarıyla ve Türk bayrağı sallayarak karşıladık.
Son olarak şunu söylemek istiyorum: Bu haberi yazan gazeteci buradaki durumu iyi öğrenmeli ve daha dikatli yazmalıydı. Halkımız bu ifadelerden huzursuz oldu ve büyük üzüntü duydu.
Tüm Türk kardeşlerimize Türk kalesi Mamuşa’dan selamlar.
Gazeteci - Yazar Suphi MAZREKYazarlara yorum
YAZARLARINIZA köşe ayırmışsınız. Sorum şudur: Her haberinize yorum yapabilen biz okuyucularınız, neden yazarlarınızın yazılarına yorum yapamıyoruz? Sadece yazarlarınız mı görüşlerini diğer okuyucularla paylaşabilir? Sizden forum sitesi oluşturulmasını bekleyen yok; ama bazen yazılanlara katılmadığımız, aksini bildiğimiz noktaların diğer okuyucular tarafından da okunabilmesini sağlarsanız sevinirim. Görüşlere açık kapı bırakalım lütfen.
Tolga GÜMÜŞTEKİNNihal Atsız başlığı
25 Ekim tarihli Hürriyet’te yer alan haberiniz, bir yerde çok büyük bir yanlış anlamaya sebep olacağı için bu düzeltme yazısını yayımlamanızı rica ederim. Ben röportajın hiçbir yerinde,
‘Atsız yeterince Türk çıkmadı’ cümlesini kullanmadım. Bilakis, kafatası ölçümünün bir insanın Türklüğünü ve olmayışını ispat için kullanılmadığını belirttim. Kafatası ölçümleri, (göz, deri rengi, boy bos gibi), diğer vücut ölçümleri, bir toplumun çoğunluğunun özelliklerini tespit için yapılır.
Reha Oğuz TÜRKKANDenizlispor’un renkleri
DENİZLİSPOR ile Galatasaray arasındaki karşılaşmanın haberinde Denizlispor’un renklerini yanlış yazmışsınız. Kardeşim, Denizli’nin renkleri yeşil beyaz değil yeşil siyahtır. Bu kadar FB, GS, BJK üstüne odaklanırsanız Anadolu takımlarının renklerini bile doğru yazamazsınız.
Arda CENK
TEMSİLCİNİN NOTU: Spor servisi hatadan dolayı özür diledi.Malatya skandalı
ÇOCUK esirgeme yurtlarına
‘kamera sistemi kampanyası’ başlatılmasını, kameranın varlığının bile bebeklerin dövülmesini biraz olsun engelleyici bir unsur olacağını bir grup hekim olarak düşünüyoruz. En büyük medya grubu olarak, bu konuda sizin yardımlarınızı bekliyoruz. Sistemdeki sorunları elbirliğiyle çözmeye devam edeceğimizi ve başaracağımızı biliyoruz.
Bir grup doktor adına
Dr. Dilek ÇAĞLARFotoğraflara eleştiri
‘KOÇ Ailesinin Gelini’ haberinde kullandığınız fotoğrafta, genç kadının elinde içki bardağı vardı. Öteki gazetelerde içki bardağı açıkça görülüyor.
Ancak sizde, bilgisayar yardımıyla gelinin elindeki kadehi yok edildi ve yerine kırmızı bir nesne yerleştirildi. Bunun sebebi sadece ramazan ayına özel bir hassasiyet olabilir mi?
Talip AY
TEMSİLCİNİN NOTU: Fotoğrafı, Muttalip Aydın da ‘Gerçeklerden korkuyor musunuz?’ diyerek eleştirdi. Gökhan Sungur ise, ‘Yapılan çok komik ve gazetenizin laiklik anlayışı açısından doğru değil’ yorumunu yaptı. Fotoğraf, yazı işlerinin talebi üzerine fotoğraf editörlüğü tarafından bu hale getirilmiş. Gerekçesi ise şöyle:
‘Fotoğraf, bir arşiv fotoğrafı, yani çok önce çekilmişti. Ancak ramazan ayında yayınlanınca, sanki nikáhta çekilmiş gibi algılanabilirdi. Ve fotoğraftaki kişilerin, ‘Ramazan ayında içkili’ gösterilmesi söz konusu olacaktı. Oysa bu doğru değildi. Bu nedenle böyle yapıldı.’
Bu, fotoğraftakilerin yanlış anlaşılmasını önlemek için haklı bir gerekçe. Ancak ilke olarak fotoğraflarda, zorunlu kadraj dışında oynanmaması gerekir. Fotoğrafı kullanıp, altına daha önce çekildiği yazılsa daha iyi olurdu.OKURLARDAN KISA KISA
MEHMET BOSTAN: 23 Ekim tarihli gazetenizde
‘Sıra Türklerde’ başlıklı haberinizde yer alan
‘1.5 milyon nüfuslu Viyana’da 200 milyon Türk yaşıyor’ cümlesi herhalde editörün gözünden kaçmış ve oldukça saçma.
TOLGA GÜRKAYNAK: Bursa’da iken hiçbir sayısını kaçırmadığımı ve arşivlediğim Hürriyet Emlak Yaşam Gazetesi’nin İzmir’de çıkmadığını görünce şaşırdım. İzmir de günümüzün en gözde sektörünü takip etsin, burada da çıkarın.
ALİ ESER: Tepede başlık:
‘Petek’in 3. gözü mü var?’ Neden soru işareti yok? En azından düzeltmenlerin dikkatini çeksin diye yazıyorum.
TANJU BORA TAMBAŞ: El Kaide militanlarının fotoğrafları yayımlandı. Bunların içinde bulunan
Gürcan Baç’ın askerlik döneminde çektirdiği fotoğrafın Hürriyet’te kullanılması bence yanlış olmuştur. Fotoğraf kullanmak çok gerekliyse sadece yüz hatları ortaya çıkacak şekilde yayımlanmalıydı diye düşünüyorum.