‘Kask Kafalı’ kampanyasıSADIK bir okuyucunuz olarak, gazetenizin başlattığı sürek avını tebrik ederim! Bence gazetenizde, büyük bir gazetecilik ayıbına imza atılıyor,
‘Kask Kafalılar’ denilerek sokaklarda, kask takmayan motosiklet sürücüleri ifşa ediliyor. Bu mu gazetecilik?
Bu kampanyanın getirdiği tehlikelerin farkında mısınız?
Yarın başka bir yazarınız kimleri izinsiz ifşa edecek, sol düşünceyi savunanları mı?
Siz kolluk kuvveti misiniz? Polis misiniz? Kampanya öncüsü kadın yazarınız kendini ne zannediyor, halk kahramanı mı?
Bir bayan motosiklet sürücüsü olarak gün içinde defalarca tehlike geçiriyorum. Bu sorumsuz, aklı bir karış havada yazarınızın o tehlikelere tehlike katmasına nasıl izin verirsiniz?
Bir motosikletliyi fotoğraflayan bir araba kontrolünü kaybetse veya fotoğraf çeken bir motorcu düşse, ölse, parçalansa, sorumluluğu siz mi alacaksınız?
Beni biri fotoğraflamaya kalkarken ezse, siz mi ailemin yanında olacaksınız?
O fotoğraflarda fakir, kask alacak parası olmayan halkın, kuryelerin, köylülerin görüntüleri var. Ama sosyete Harley’lerinin fotoğrafı yok. Kask alabilecek olsa zaten alacak. Başına poşu sarmış yarı aç insanları ifşa etmek mi gazetecilik? Polisleri ifşa edip toplum kuvvetlerini rencide ederek mi puan topluyor yazarınız? Polislerin de fotoğrafı var, evet!
Bir dakika ayırın ve o fotoğrafları inceleyin. Lütfen. Halka verdiğiniz değer bu mu sizin? Korkuyorum açıkçası ismimi vermeye. Bir editörünüz öğrenip beni de sürek avına hedef yapar diye. Yalvarırım, bu işe birileri ölmeden dur deyin.
Salome d’Vinn
salome_dvinn@hotmail.com
TEMSİLCİNİN NOTU: Kampanyanın yer aldığı Hürriyet Otoyaşam Gazetesi’nin Yayın Koordinatörü
Ufuk Sandık, ‘Okuyucumuzu neden bu denli sinirlendirdiğimizi anlamadım. Amacımız toplumsal bir soruna dikkat çekmek, trafikte zorunlu olan ve sürücünün hayatını koruyan kask konusunda insanları bilinçlendirmek. İnsanların kaskı zorunlu oldukları için değil, hayatlarını kurtarmak için takmalarını sağlamak. Bu yarışmayı başlatırken çıkış noktamız, bir süre önce bir genç kızın kask takmadığı için hayatını kaybetmesiydi’ dedi. Sandık, şöyle devam etti:
‘Okurumuz, insanları ifşa ettiğimizi düşünüyor. Evet fotoğraflarını yayınlıyoruz. Ama bu onlara tu kaka dediğimiz anlamına gelmiyor. En eğitimli insanlarımız bile bazen vurdumduymaz oluyorlar. Bir yerlerden başlamak, insanları uyarmak lazım. Bazen uyarı sadece sözle, haberle, cezayla olmuyor. İnsanların tepkilerini çekerek, kampanyayı duyurmak da bir yöntem.
Kampanyaya katılanları, kendilerinin ve motosikletlilerin hayatını tehlikeye atmamaları için defalarca uyardık. Hareket halinde fotoğraf çekilmemesini istedik.
Son olarak ise ne yazık ki okuyucumuz ekonomik nedenlerle insanların kask alamadıklarını söylemiş. Bence bu kask takmamaya gerekçe olamaz. Kamyon ve otobüsler de kabak lastikle sefere çıkıyorlar. ‘Lastikler pahalı, bu yüzden değiştiremiyorlar’ deyip onları haklı bulma şansımız var mı? Daha birçok örnek var. Ben yapılan işin çıkış noktasının doğru olduğuna inanıyorum. Emniyet güçleri de bu konuda bize destek veriyorlar. Doğru yolda olduğumuza inanıyorum.’
TEMSİLCİNİN YORUMU
Gazetelerin ve gazetecilerin temel işlevi, ‘gerçekleri bulup bozmadan, abartmadan ve hiçbir baskının etkisi altında kalmadan, tam bilgiyle’ kamuoyuna iletmek. Ve gazeteciler, haberleri yazarken her zaman ‘dengeli, gerçeğe bağlı ve objektif’ davranmak zorundalar.
Bu nedenle öncelikle hiçbir gazeteci, bir haberin parçası olamaz. ‘Uçağa oyuncak tabanca soktum’, ‘Güvenlikten taklit bomba geçirdim’ türü tabloit gazetelerin yaptıkları haberleri, belli başlı ciddi gazeteler gibi Hürriyet de yapmıyor.
Ayrıca gazeteci, başka rollere girmekten de kaçınmalı. Gazeteci, ne polis gibi suçlu yakalama, ne yargıç gibi sanık yargılama, ne de savcı gibi zanlıyı suçlama hakkına sahip.
Okurun, ‘Siz kolluk kuvveti misiniz? Polis misiniz?’ eleştirisi bir noktaya kadar haklı.
Ancak, gazeteciliğin bir başka temel ilkesi daha var:
GERÇEK, GERÇEK, GERÇEK.
Eğer kasksız motosiklet kullanmak yasaya aykırı bir suç ise ve bunu yapanlar her gün yollarda serbestçe dolaşıyorsa, bir suç işlenmesi bu kadar olağan hale gelmiş ve kimse de müdahale etmiyorsa, bunu sergilemek de gazetenin ve gazetecinin görevi.
Gazeteci sokakta işlenen bir cinayeti de, aleni verilen rüşveti de görmezden mi gelmeli?
Aksi halde, yanlışın farkına nasıl varılacak?Yatırım fonlarındaki ayrıntıPAZAR günleri Ekonomi sayfanızda
‘Yatırım Fonlarında Geçen Hafta’ başlıklı bir liste yayımlanıyor. Listenin en altındaki bantta
‘Yatırım fonlarının yanında yer alan rakamlar, fonun kendi tipindeki fonlara göre haftalık getiri sıra numarasıdır’ ibaresi var.
En son 17 Nisan 2005 tarihinde yer alan rakamlar/sıra numaraları, o tarihten bu yana uçmuş.
Ancak her pazar günü aynı ibareyi görüyoruz. 4 aydan bu yana hiç kimsenin dikkatini çekmedi mi? Ya o bandı kaldırın, yahut sıralama rakamlarını verin.
Ünsal TOZARÇok kızıyorumBEN yıllardır Hürriyet okuruyum, Hürriyet’ten başka gazete bilmem, okumam; ancak son zamanlarda yapmış olduğunuz hareketler beni çok kızdırıyor. Bir AKP vekilinin kızının 18 kg altın takması ve bunun sürmanşet olarak yayımlanması bu ülkede kaç kişiyi alakadar ediyor? Aynı şekilde
Kaya Çilingiroğlu’nun kaçamakları... Sizin Kelebek diye bir ekiniz yok mu? Orda neden yayınlamıyorsunuz?
K. DağgeçenTers fotoğraflarSEKİZ ay kadar önce; fotoğrafların ters basılması neticesinde erkek ve kadınların ceket ve gömlek göğüs cepleri ile ilik ve düğmelerinin ters tarafa geçmesi; solak olmayan gitar ve saz çalanların solak yapılması gibi değişikliklerle insanların komik durumlara düşürüldüğünü belirtmiş ve bunun gazetemize yakışmadığını dile getirmiştim.
Ancak, aynı hatanın hálá sürdürüldüğünü görüyorum.
Lütfen, daha fazla dikkat ve özen.
Şan AYHANİntihar eden sanık16 Temmuz’da yayınlanan
‘Çete Baskısı İntihar Ettirdi’ başlığı ile yayınlanan haberde, intihar eden
Mehmet Kaderci’yle ilgili iddialar yer aldı. Ancak iddialar hakkında başsavcılığımızca yapılan soruşturmada,
Mehmet Kaderci’nin,
Akrep ve Carlos Turgut çeteleri operasyonlarında polise yardım etmediği, dolayısıyla 140 kişiyi gözaltına aldırdığı ve 64 kişiyi tutuklattırdığı iddiasının gerçek dışı olduğu,
Mart 2004’te 1 kişiyi döven 10-12 kişilik çete elemanlarına müdahale ettiği iddiasının doğru olmadığı, kavgayı bizzat kendisinin çıkardığı,
Çete üyeleri ile aynı koğuşa konmadığı,
Oda değiştirme ya da nakil talebinin bulunmadığı,
Çete üyelerinden kurtulmak için hücre cezası aldığı iddiasının gerçek dışı olduğu,
Çete üyelerinden tehdit aldığı iddiasının gerçek dışı olduğu anlaşıldı.
Mehmet Kaderci’nin içine sindiremediği ve suçsuz olduğunu beyan ettiği adam öldürme suçu nedeniyle tutuklu iken ruhsal durumunun bozulduğu ve cezaevinde Meclis’e, yargıya, hákime, savcıya ve avukata hakaret içerir mektup yazması nedeniyle hakkında hakaret suçundan da dava açılması üzerine psikolojik çöküntü geçirerek intihar ettiği müşahede edilmektedir.
Mehmet YURTSEVEN
Muğla Cumhuriyet BaşsavcısıAt yarışları1947 İstanbul doğumluyum ve okumayı öğrendiğim günden beri Hürriyet Gazetesi’ni takip ediyorum. Uzun yıllardır hobi olarak at yarışıyla ilgileniyorum. Ülkemizde kumar amaçlı değerlendirilen bu organizasyon benim ve birkaç başka yarışsever için daha farklı heyecan ve duyguları ifade ediyor. Bu ilgimi güncel olarak takip edebilmek için gazetenizin yarış bülteninizden yararlanmaktayım.
Ancak bugün (14 Ağustos Pazar) düzenlenen yarışlarda, 7. koşuda jokeylerin bindikleri atların isimleri yanlış yazılmış. Hoş olmasa da tahammül edilebilir bir hata, ancak Mary Allen’i 3
‘YUK. ARALAR KV’ olarak tanımlarsanız hatanın hoş görülür hali gittikçe azalır. Dileğim bu konuda ilgili editörün daha fazla dikkat ve ilgi göstermesidir.
Ali Hasan Çevikol
cevikol@ultratv.netOKURLARIMIZDAN KISA KISA...ÖMER KAYA (ALMANYA NÜRNBERG’DEN) Hürriyet okurlarını yeterince bilgilendirdiniz. Sayın
Bülent Ersoy ve
Hülya Avşar hanımefendilerin
magazin haberleriyle bizleri yeterince bilgi sahibi yaptınız. Bu zatları Türk kamuoyunun gündeminde tutmanın ne anlamı var? Daha güncel, bizleri yakından ilgilendiren konular varken.
ELİF DEMİREL Evlerinde bilgisayarları olan ev hanımlarına el sanatları, evde yapabilecekleri iş olanakları,
yemek tarifleri, elişi örnekleri, resim sanatı gibi ilgilenecekleri birtakım imkánları gazetenizde yayımlarsanız sevinirim.
ASIM TUNÇ Ankara sayfanızda şu konuları da işlerseniz mutlu olurum: Özellikle yaz aylarında Bahçelievler ve Emek semtlerinde trafikteki araçların yüksek seste müzik çalmaları; sisin, yoğun yağmur ya da kar yağışının olmadığı havalarda araçların sis farlarıyla seyretmeleri gündeme getirilsin ve yetkililer bu konuda önlem alsın.
BURÇHAN ÖNAL 24 Temmuz’da yayınlanan
‘Hummer’ı da Gelin Arabası Yaptılar’ haberinde, Hummer’ın fiyatı 250 bin Euro olarak verilmiş. Lütfen abartılı fiyatlar yazmayalım. Bu arabanın fiyatı maksimum 120 bin Euro’dur. Ayrıca magazin sayfalarınızda da 500 milyarlık cip gibi haberlere rastlıyorum. Bu hataların düzeltilmesi ümidiyle.