Köşe yazarlarıKONU Hürriyet Gazetesi’ni eleştirmek dahi olsa bunu yayımlayabildiğinizi bilerek bu e.postayı yazıyorum. Lütfen bu görüşlerime de yer verin.
Attilá İlhan’ın ölümü nedeniyle bir Hürriyet yazarının yazmış olduğu yazıyı üzülerek okudum. Ülkenin yetiştirdiği en önemli edebiyatçılarından, duayenlerinden biri olan
Attilá İlhan’ın toprağı kurumadan yazılan bu yazı, benim gibi eminim ki pek çok vatandaşımızı da üzmüştür.
Madem ki kendisi
Attilá İlhan’ın siyasi görüşünü ya da fikirlerini beğenmiyor, o halde neden ölümünün hemen ertesi gününde bu tarzda bir yazı yazıyor, anlamak mümkün değil. Başka konu mu kalmadı?
Lütfen bu yapılana gösterdiğimiz seviyeli tepkimizi dile getirin gazetemizde. Gazetemiz diyorum; çünkü Hürriyet yıllardır okuduğum bir gazete.
Erdinç ÜNSAL
TEMSİLCİNİN NOTU: Hadi Uluengin’in, Atillá İlhan’ı konu alan yazısına başka bazı okurlar da, telefonla ve e.posta ile tepki gösterdi. Dilek K. Ören ise, ‘Hadi Uluengin’in, yitirdiğimiz büyük aydın, şair, edebiyatçı ve Kemalist Attilá İlhan için yazmış olduğu yazıyı hayretle okudum. Bizler yani ‘kompleksli ve cahil ulusalcılar’, onun aydınlığını kuşaklara aktarmaya devam edeceğiz. Kendisini kendi kompleksleriyle baş başa bırakıyorum’ diye yazdı.
‘KÖŞELER BABAMIZIN MALI MI’ Köşe yazarları, istedikleri yorumu yapmakta özgürler. Görüşleri, tümüyle kişisel ve sadece kendilerini bağlıyor. Çoğu kez siz de tanık oluyorsunuz, birinin ak dediğine öteki kara diyebiliyor. Zaten kitle gazetelerinin, geniş bir yelpazede yazar bulundurmasının nedeni de, olaylara her açıdan bakılmasını sağlamak.
Peki Hürriyet’te köşe yazarları her şeyi yazabilir mi? Hayır. Bunun sınırları var. Öncelikle yazılanların yasalara, sonra Hürriyet’in yayın ilkelerine uygun olması gerekir. Eğer yazılarda bazı kişileri incitecek ifadeler varsa, bu Hürriyet’in yayın ilkelerine uymaz.
‘Köşeler babamızın malı değildir’ diye yazarak, Türk basınında bu konuda öncü bir akım başlatan Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, ‘Yazı beni de rahatsız etti. O gün ben seyahatte olduğum için Hadi Uluengin’in yazısını önceden okuyamamıştım. Yoksa kendisini uyarırdım’ dedi.Anelka’nın golü
SAYIN yetkili, bu mesajıma cevap verme zahmetinde bulunup bulunmayacağınızı doğrusu çok merak ediyorum. Zira benim için büyük önem arz eden, aşağıda belirteceğim konu sizin için ne manaya geliyor hep birlikte göreceğiz.
4 Ekim’de gazetenizde yer alan
‘Pankartçılar Disipline’ başlıklı haberinizden bir alıntı:
‘Anelka’nın faullü golünü hedef alan...’ Kullandığınız
‘faullü’ ibaresi her ne kadar kamuoyunda kabul görmüş olsa da neticede bir yorumdur ve haberin objektif olması ilkesine ters düşmektedir. Siz bu şekilde kamuoyunu yönlendirmiş olmuyor musunuz? Golün faul olduğu sadece kişisel bir kanaattir ve köşe yazılarında dile getirilebilir.
Burada haberin ne şekilde yazılması gerektiğini ifade edecek kadar ne ukalayım, ne de size işinizi öğretmeye yeltenecek kadar haddini bilmez biriyim. Ben sadece dikkatimi çeken bir hususu size iletmeyi uygun gördüm o kadar.
Güven TAŞCI
TEMSİLCİNİN NOTU: Haklısınız, ‘faullü golü’ yerine ‘tartışılan golü’ veya ‘tartışma yaratan golü’ ifadeleri kullanılmalıydı.Konsey’den uyarıBASIN Konseyi, 25 Temmuz tarihli Hürriyet’te yer alan kadın öğretmen (27) ile eski öğrencisinin (19) cinsel ilişki anını görüntüleyen fotoğrafı yayınladığı gerekçesiyle Hürriyet Gazetesi’nin
‘uyarılmasına’ karar verdi. Konsey Kararı şöyle:
Hürriyet’te yayınlanan haberde, ikisi de yetişkin olan bayan öğretmen ile 19 yaşındaki eski öğrencisi arasındaki cinsel ilişkiye ait bilgilerin ve fotoğrafın yayınlanmasında kamu yararı bulunmadığı,
haber ve fotoğrafın yayınlanmasının söz konusu kişilerin özel hayatına müdahale anlamı taşıdığı gerekçesiyle,
Basın Meslek İlkeleri’nin
‘Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında yayın konusu olamaz’ içerikli 5. maddesini ihlal ettiği sonucuna vararak, Hürriyet Gazetesi’nin
‘uyarılmasına’ oybirliğiyle karar vermiştir.
‘Porno görüntüler’SAYIN Okur Temsilcisi, Geçtiğimiz günlerde gazetenizde
Gamze Özçelik’le ilgili çıkan bir habere itirazımı aktarmak istiyorum. Haber,
Gamze Özçelik’le ilgili yeni bir gelişmeyi anlatıyordu ve
‘Porno görüntüleri ortaya çıkan Gamze Özçelik’ diye başlıyordu.
Gamze Özçelik’in görüntülerini
‘porno’ olarak değerlendirmek, bu şekilde yazıya dökmek bana çok abes geldi.
Porno film mi çevirmiş bu kadın? Bu nasıl bir bakış açısı?
Böyle özel bir konuda, her bir kelimenin anlamı çok önemli değil mi sizce de?
Seda ERCAN/İSTANBULDiyetisyen tartışmasıSİZİN gibi saygın ve ilkeli bir gazetenin, diyetisyen olmayan birini diyetisyen olarak tanıtmanız etik açıdan hiç doğru değil. Çünkü bizler, mesleğe başlamak için ancak üniversitenin 4 yıllık beslenme ve diyetetik bölümünde gerekli eğitimleri aldıktan sonra diyetisyen olarak anılma hakkına sahip oluyoruz. Bu nedenle sizin gibi doğruları halka iletme görevini üstlenen bir medya kuruluşunun daha dikkatli ve etik kuralları tanıyan haberler yapmanızı arz ederim.
Tuğçe ALTAN
TEMSİLCİNİN NOTU: Bu konuda Türkiye Diyetisyenler Derneği İstanbul Şube Başkanı Selma Önelge Gür de tepki gösterdi. Haberi yazan magazin servisi, ‘Topoğlu’nun kendisini yakın çevresine diyetisyen olarak tanıttığını, bu nedenle böyle yazıldığını’ ifade etti.Turgut Özakman
GAZETENİZİN ilk sayfasında iki gündür,
‘Şu Çılgın Türkler’in yazarı Hürriyet’te’ başlığını görüyorum.
Turgut Özakman, yalnızca
‘Şu Çılgın Türkler’in yazarı değildir. Yazdığı birçok oyunla Türk tiyatrosuna kilometretaşı niteliğinde eserler vermiş bir oyun yazarı, uzun yıllar sayısız öğrenci yetiştirmiş bir üniversite öğretim üyesi, ayrıca kendi isteğiyle görevden ayrılan tek Devlet Tiyatroları Genel Müdürü’dür de. Bir aydınımızdır. Değerli bir eseri de olsa sözünü ettiğiniz, onun adının önünde olamayacağını düşünüyorum.
Kemal BAŞARAvşar röportajıHÜLYA Avşar röportajı nedeniyle sizi protesto ediyorum. Bence bu, ülkemizde kötü örnek olan, kadınları aşağılayan, bir röportajdı. Aldatmak hiçbir şekilde hoş görülemez.
Begüm ŞAHİNPromosyon şikáyetiMERHABALAR. Ankara’nın en merkezi ve işlek yerlerinden biri olan Ulus’ta çalışıyorum. Ancak 2 gündür neredeyse tüm gazete bayilerini aramama rağmen reklamını yaptığınız U 571 filmini bulamadım; çünkü gelmediğini söylediler. Film belirli bayilere mi veriliyor, durum böyleyse neden bunu gazetede belirtmiyorsunuz? Acil olarak cevabınızı rica eder, saygılar sunarım.
Burak İNCEOĞLU
TEMSİLCİNİN NOTU: Hürriyet’in Promosyon Müdürü Müfit Utkusoy, okurumuzun şikáyetiyle hemen ilgilendi ve filme ulaşmasını sağladı. Utkusoy şu bilgiyi verdi: ‘Hürriyet Film Kulübü ile dağıtılan DVD formatındaki U 571 filmi, ekstra bir bedelle satışa sunulduğu için sınırlı miktarda dağıtıldı. Gazetemiz Türkiye genelinde 25 bin noktaya dağıtılırken, U 571 ve benzeri filmler 12-14 bin civarında satış noktasına gönderiliyor. Türkiye geneli 30 bin adet dağıtılan U 571 DVD filmini, okurlarımız merkezi yerlerdeki gazete satış noktalarında bulabilir. Yine de bir problem olursa, okurlarımız bulundukları semti, telefonlarını benim e.posta adresime bildirirlerse, yardımcı olmaları için dağıtım şirketimiz Yaysat A.Ş. ilgilileriyle görüşebilirim. E.posta adresim şöyle: mutkusoy@hurriyet.com.tr’ OKURLARIMIZDAN KISA KISAEREN ERTEM DEVELİ: ‘5 Milyar Dolarlık Teravih’, düşüncesizce bir başlık. İslam’ın şartı olan bir kavram ile 5 milyar doları bağdaştırmanız hiç hoş değil. Radikal sağ görüşe sahip olmamama rağmen ve hatta İslam’ın gereklerini ve şartlarını çok da iyi bilmememe rağmen rahatsız olduysam acaba Müslümanlığı kalbinde taşıyan okurlarınız ne düşünür sizce?
TUNCAY SAVTAK: 2 Ekim tarihli gazetenizde çıkan ve İngiliz The Independent Gazetesi’nin Türkiye hakkındaki görüşlerini yansıtan yazının Türkçe çevirisinde bazı hatalar buldum. Ben de öğretmenim. Yıllardır gazetenizi okumakta ve siz değerli yazar arkadaşları takip etmekteyim. Lütfen dikkat.
ŞABAN YILDIZ: Bir sayfanızda kuş gribi konusunda dış haberler kaynaklı haberinizde, son iki yılda Asya’da kuş gribine 117 kişinin yakalandığını ve 60 kişinin öldüğünü yazarken,
‘10 soruda kuş gribi başlıklı’ haberde
‘2003’ten bu yana H5N1’den 112 kişi hastalandı, 57 kişi öldü’ deniyor. Bu nasıl çelişki?
İLKER KOÇ: Hürriyet’in beğenerek okuduğum bölümlerden birisi de Okur Temsilcisi’ne yazılanlar. Bu köşede gazetedeki yazım hataları konusunda çok sık uyarılar ve eleştiriler aldığınızı görüyorum. Bununla birlikte bu uyarı ve eleştirilere kulak asmadığınıza da üzülerek şahit oluyorum. Çalışanlarınızı daha dikkatli olmaya davet ediyorum.