Doğan SATMIŞ
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2004 01:37
Ünlüler ve pop kültürü: Haber mi, röntgencilik mi?
Janet Jackson’ın göğsü açıldı’, ‘Madonna ile Britney Spears ödül töreninde dudak dudağa öpüştü’, ‘Oscarlı aktrist Halle Berry Boşanıyor’, ‘ABD’nin Bayhan’ı Amerikan Popstar yarışmasından kovuldu’, ‘Basketbolcu Kobe Bryant tecavüzle suçlanıyor.’ Bu başlıklar geçtiğimiz günlerde dünya gazetelerine konu olan bazı
‘ünlü insan’ haberleri.
İşte bu başlıklar, Dünya Okur Temsilcileri Birliği’nin (ONO) ABD’nin St. Petersburg kentinde geçen hafta yaptığı yıllık toplantısında gündeme geldi. Dünyaca ünlü gazetecilik okulu Poynter Enstitüsü’nün ‘Etik Fakültesi’nde dersler veren Kelly McBride, bu örnekleri sıralayarak,
‘Ünlüler ve pop kültürü, gerçek haber midir yoksa röntgencilik midir? Çağdaş dünya, röntgenci bir topluluk haline mi geldi? Bu haberler ilk sayfalarda verilir mi?’ diye sordu ve yanıtını da kendi verdi:
‘Evet bunlar gerçek haberdir.’ Mc Bride’a göre, son 10 yılda tüm dünyada daha çok ünlü haberi kullanılmasının nedenleri şunlar:
‘Artık 24 saat yayın yapan haber kanalları var. Artık internet var. Gençlere ulaşmak için bunlar şart. Artık dünyada çok fazla ünlü var, çünkü ünlü olmanın tanımı değişti (Artık bir iki haftada popstar olunuyor). Artık haber dergilerinden çok, ünlü dergileri satıyor. ABD’de 3 ulusal haber dergisine karşılık 4 ünlü dergisi var. Artık sporcular 100’er milyon dolarlık sözleşme imzalıyorlar; ki bu çok önemli bir ekonomi haberidir.’
MICHAEL JACKSON DAVASI VE TABUT
ABD’nin ciddi bazı gazetelerinin,
Michael Jackson’ın taciz davasının fotoğrafını, Irak’ta ölen ABD’li askerlerin tabutlarının fotoğrafının üzerinde ve çok daha büyük kullanılması da toplantıda tartışıldı. Okur temsilcileri, bu tür haberler nedeniyle okurlardan
‘Bu haberlere yer verip, önemli haberleri görmezden geliyorsunuz. Hiç olmazsa 1. sayfaya koymayın’ şeklinde eleştiriler geldiğini hatırlattılar:
Bu eleştirilere yanıtı da, ünlü Washington Post Gazetesi’nin (Eski Başkan Nixon’ı deviren, Irak’taki işkence fotoğraflarının çoğunu yayınlayan gazete) Ombudsmanı Michael Getler verdi:
‘Bu tür olaylar, toplumun önemli yansımaları. Bunları görmezden gelmek de, yanlış sayfalarda kullanmak kadar yanlış olur.’Şok görüntüler yasak bahanesiDÜNYA Okur Temsilcileri Birliği’nin yıllık toplantısına katılan ünlü medya avukatlarından Bruce Sanford, Janet Jackson’un canlı yayında göğsünün açılması ve Bono’nun Altın Küre Ödülü’nü alırken küfretmesinin, ABD’de TV ve radyo yayınlarının kısıtlanması amacına bahane edildiğini hatırlattı ve şöyle dedi:
‘Eğlence dünyası ünlülerinin bayağı olabilecek bu tür hareketleri insanı rahatsız hatta şoke edebilir. Ama basın özgürlüğünün sınırlanması isteği, Bono ve Janet Jackson’dan çok daha rahatsız edici bir tehdittir.’
Dünya ombudsmanları haberciliği tartıştı
ONO’nun ABD’deki yıllık toplantısına, Türkiye dahil 12 ülkeden (ABD, Avustralya, Brezilya, Kanada, Kolombiya, Fransa, Gürcistan, İngiltere, Hollanda, Güney Afrika ve İsveç) 54 okur temsilcisi (Ombudsman) katıldı. Toplantıya katılanların başında dünyanın en ciddi gazeteleri Washington Post (Michael Getler), New York Times (Daniel Okrent), Los Angeles Times (Jamie Gold), Chicago Tribune (Margaret Holt), Guardian (Ian Mayes), Observer (Stephen Pritchard) geliyordu. Türkiye’den de Hürriyet ve Milliyet toplantıda okur temsilcileri ile temsil edildi. Dünya Okur Temsilcileri Birliği Başkanı Yavuz Baydar ise süresini tamamlayıp görevini Jeffrey Dvorkin’e devretti.
Meteoroloji yazıları
GAZETENİZİN Seyahat ekinde yazan Prof. Dr.
Mikdat Kadıoğlu’nun,
tüm Türkiye’nin takdirini ve güvenini kazanmış olan Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’ne ve özellikle ‘devşirme’ olarak tabir ettiği kurumun çalışanlarına karşı rahatsız edici şekilde yanlı yazılarına ne zaman dur denilecek? Size soruyorum, meteoroloji sürekli olarak doğru tahminleriyle günler öncesinden Türkiye’yi uyarmadı mı? Meteoroloji, tüm basında manşetten girilen takdirleri toplayacak tahminleri yapmadı mı? Yazarınız bunlara da kulp uyduruyor ve tahminlerin tüm ülkelerin ilgili meteoroloji kurumlarının üye olduğu meteoroloji örgütlerinden alındığını yazıyor. Devşirmelik, meteorolojide düşük maaşlarına aldırmadan canla başla çalışan bizlerde mi, yoksa yazarınızın yanlı yazılarında mı?
Barış AK/freedeniz@hotmail.com
TEMSİLCİNİN NOTU: Eleştiriyi, Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU yanıtladı: ‘Meteorolojimizin, dışardan satın aldığı hava tahminlerini, hiç işlemeden doğrudan halkımıza ‘biz yaptık’ diye vermesi hem yanlış, hem de ülkemizin güvenliği için sakıncalıdır. Ülkemizde meteorolojinin muğlak ve genel ifadeler içeren tahminlerini halk ve gazeteciler arasında beğenenler olabilir. Fakat, uzun yıllar atmosfer bilimleri konusunda yurtdışına eğitim görmüş ve dünyanın bir ülkesindeki meteorolojik uygulamaları bilen biri olarak beklentilerim ve başarı ölçütlerim farklıdır. Artık birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de hava tahminlerinin, ‘Kaynak, Yer, Zaman, Miktar ve Olasılık’ belirtilerek yapılmasını istiyorum. Örneğin, ‘İstanbul’da yarın 24 saat içinde metrekareye 10 kg. yağış bekliyoruz’ dediklerinde, eğer 9 kg. yağış olursa ancak o zaman meteorolojinin yüzde 90 başarılı olduğu söylenebilir. ‘Devşirme’ kelimesiyle, modern meteoroloji bilimi ve uygulamalarındaki gelişmeleri takip edebilecek kadar meteoroloji konusunda eğitim, bilgi birikimi ve vizyon sahibi olmadan, meteorolojide yöneticilik yapanlar kastedilmiştir. Ben eleştirilerimi, gördüğüm yanlışların ülke yararına değiştirilmesi için yapıyorum.’OKURLARIMIZDAN KISA KISA...
DAMLA CIYAN 23 Nisan’da ana sayfanızda, önceki yıllarda olduğu gibi tam sayfa
Atatürk ve 23 Nisan’la ilgili yazı ve resimlerin olmasını beklerdim. Bayramlara sahip çıkmalıyız.
EDİP ŞAHİN MİT’le ilgili haberiniz için yazıyorum. Bence MİT’e haksızlık ediyorsunuz. Bu ülkenin menfaatleri için çalışan insanlara yönelik haberlerinizde biraz insaflı olun. Adamın biri kitap yazdı diye, yazılanları hemen doğru olarak algılamayın ve yansıtmayın.
SEZAİ YILDIRIM Sizden ricam, töre için kızını öldüren babanın
‘Nuran’ı yalvarırken boğdum’ şeklindeki sözlerini yazmamanız. Ya haber yapmayın ya da dediklerini yumuşatarak yazın. İnanın neredeyse kimyam bozuldu.