Güncelleme Tarihi:
Yazara eleştiri
BEN okuma yazmayı öğrendiğimden beri ‘‘Hürriyet Gazetesi’’ okuyorum. Sizin gazeteniz, ailemiz içinde daima yer etmiştir. Ne yazık ki, bugün son derece rahatsızlık içerisindeyim. Yazarlarınızdan Sayın Ege Cansen'in ‘‘sokak köpekleriyle’’ ilgili yazısı beni çok rahatsız etti. Ülkenin her köşesinde okunan bir gazete olan Hürriyet ailesine mensup bir yazarın, yazılarıyla hayvanseverleri ‘‘insan sevmez şirretler’’ olarak adlandırmasını, sokak köpeklerinin öldürülme fikrini son derece normal bir hareket olarak tavsiye etmesini ve sizlerin gözünden bu yazıların kaçmış olmasını anlayabilmiş değilim. Yaşadığımız dünyanın yalnızca insanlara değil, içinde barındırmakta olduğu tüm canlılara ait olduğu şüphe götürmez bir gerçektir.
Özlem ALBAY
TEMSİLCİNİN NOTU: Bu konuda, sanıyorum zincirleme bir iletişimin sonucu çok sayıda tepki mektubu geldi. Bazı okurlarımız, ‘‘Hürriyet'te böyle yazarlar olmamalı’’ dediler.
Sayın Cansen'in yazısında kullandığı ‘‘köpekperest’’ ve ‘‘şirret’’ sözcüklerine katılmıyorum ama maksatlı olmadığına da inanıyorum.
Ama bilinmelidir ki, Hürriyet yazarları yazı ve yorumlarında yasalar ve Hürriyet'in yayın ilkelerine uymak dışında tümüyle özgürdürler. Yazı veya yorumlarda kendilerine hakaret edildiğini düşünen varsa, sadece meşru yollardan hak arayabilir. Bunun dışında bir yöntem Hürriyet'in ilkelerine aykırı düşer.
Ege Cansen'e tepkileri hatırlatıp görüşünü sordum, şöyle dedi:
‘‘Ben o yazıda, sadece sokak köpeklerinin medeniyetle bağdaşmadığını, bu konuda AB normları neyse onun uygulanmasını istedim. Hiçbir çağdaş ülkede sokak köpeği olmaz. Yazıda köpeklerin öldürülmesini filan istemedim. Ayrıca tepkilere anlam veremedim. Eleştirilerin çoğu, yazı okunmadan yazılmış.’’
Miting haberi
6 Mart'ta sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin Ankara'da düzenledikleri ve 40-60 bin kişinin katıldığı bildirilen ‘‘Kamu Yönetimi Tasarısı Mitingi’’nin haberi gazetenizde 23'üncü sayfada ve sayfanın yaklaşık dörtte birinde yer aldı.
Mitingin temsil ettiği önem ve zamanlama açısından, toplumsal muhalefetin zorlandığı ve ilk kez bu denli organik bağlantılarla uç vermeye başladığı böyle bir anlamlı protestoyu daha geniş vermeliydiniz.
Bu kadar uyarıcı ve demokratik bir hak talebini yansıtma biçiminizi bir kez daha gözden geçirmenizi rica edebilir miyim, lütfen.
Kerim BAĞRIAÇIK
Haberde yer alan bir cümle
‘‘Bedel Ödedim Ama Kazandım’’ manşeti ile verdiğiniz haberin 6. sayfadaki devamında yazılan ‘‘Çocuğu olmayan kadın ve erkekler toplum içinde çok kabul görmüyor’’ cümlesinin ne ifade etmek istediğini tam anlamış değilim. Çocuğu olmayan kişilerin toplumda pek kabul görmediğinin kararını veren, haberde adı geçen şahıs mıdır? Çeşitli sağlık sorunlarından dolayı çocukları olmayan kişileri düşünerek okuyun bir de ve lütfen daha duyarlı olun.
Nilsu CİHAN
nilsucihan@mynet.com
TEMSİLCİNİN NOTU: Kamuoyuna ‘‘Sperm Skandalı’’ olarak yansıyan olayda, skandalın ortaya çıkmasını sağlayan hemşire, böyle düşündüğünü söylüyordu. Bu söz, habere konu hemşireye aitti ve tırnak içinde ona ait olduğu açıkça belirtilmişti. Eğer habere konu kişi, olayın nedenlerini sayarken bir gerekçe gösteriyorsa, bazı kişiler alınabilir diye bunu yazmamak olmaz.
Tecavüzcü futbolcular
5 Mart tarihli gazetenizde çok ilginç bir haber okuduk. Haber arka sayfada manşetten verildi ve ‘‘Muzzy'nin 9 Arkadaşı Tecavüzcü’’ başlığıyla yayımlandı. 3 kadın, İngiliz Premiere League takımlarından Leicester City'nin 9 futbolcusu hakkında kendilerine tacizde bulundukları gerekçesiyle şikáyette bulunmuş. Olay üzerine bu futbolcular gözaltına alınmış. Kulüp yöneticileri ise bu durum üzerinde olay ‘‘yargı yolunda olduğu için’’ yorum yapmamışlar.
Sizin gibi ‘‘etik’’ten, ‘‘yayın ahlakı’’ndan bahseden bir gazete, ‘‘suçlu olduğu ispatlanana kadar her insan masumdur’’ ilkesine uymuyor ve henüz yargılanmayan futbolculara ‘‘tecavüzcü’’ damgasını vurabiliyor.
Deniz Can KARACA
dckaraca@hotmail.com
GS’li futbolculara dayak başlığı
12 Mart Cuma günkü gazetenin 6. sayfasındaki manşete itirazım var.
‘‘G.Saraylı Ümit ve Volkan'a alışveriş merkezinde dayak’’ başlığı altında verilen haberin gerçeği yansıtmadığı kanısındayım. Haberde dayak atıldı gibi hiçbir cümle geçmemesine rağmen bu başlığın neden atıldığını anlayamadım. Sanırım haberi okutmak için böyle verilmiş olabilir. Fakat bu etik mi?
Selman ÖZGER
TEMSİLCİNİN NOTU: Okurumuz çok haklı. İlk gelen bilgide, dayak yer alıyormuş, haber düzeltilmiş ancak başlığın değiştirilmesi unutulmuş. Editör özür diliyor.
Tabelaya ortak geliyor
8 Mart tarihli gazetenizin manşeti onurumu incitti: ‘‘Tabelaya Ortak Geliyor.’’ Tabela diye bahsettiğiniz şey, Atatürk'ün milletine en büyük armağanı, Türk milletinin haysiyeti, ‘‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’’ ifadesi. Bu bir tabela değil, bir kavramdır, bir milletin ahlak anlayışıdır. Böylesine yüce bir kavramın ‘‘tabela’’ değersizliğine indirgenmesini kınıyorum.
Nuri SERKAN
myyx@hotmail.com
Kars yazısı için özür
SEÇİM gezileri kapsamında, Hürriyet'te 12 Mart'ta yayınlanan yazımda bir hata yaptım. DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın bir kardeşinin AKP'den kontenjan adayı olduğunu yazdım. Gerçi bu bilgiyi bana Karslı güvenilir bir kaynak vermiş, ben de DEHAP'ın Kars'taki genel merkezinde bir görevliye doğrulatmıştım, ama açıp bir kez de Ankara'dan teyit etmemem yahut adı geçenlere sormamam hataymış. Sadece bir isim benzerliği söz konusu imiş. İlgililerden ve Hürriyet okurlarından özür diliyorum. (DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın babası Ali Bey aradı, ‘‘Benim iki oğlum var, Tuncer ve Taner. Bilmediğim bir oğlum daha varsa, vallahi senden öğrendim Serdar Bey’’ diye hem takıldı, hem hatamı düzeltti.)
Serdar DEVRİM
Hürriyet yazarı
Beden dersi
6 Mart günkü gazetede bir haber beni iki kere üzdü. Birincisi, bir öğrencinin ‘‘Beden dersinde kalbi durdu’’ haberiydi. İnanılmaz derecede üzüldüm. İkincisi başlığın içinde saklıydı. ‘‘Beden dersinde...’’ Bu söz yıllardır unutturmaya uğraştığım bir söz. Beden dersi, bedenci... Dersin adı beden eğitimi, öğretmen beden eğitimi öğretmeni. Siz bari yapmayın.
Alper ABAY
Özel Ceceli Okulları Beden Eğitimi Öğretmeni
alperabay@yahoo.com
OKURLARIMIZDAN KISA KISA
SENİYE ŞEKERLİ: Biz Çorlu'da oturuyoruz. Bölgesel heberlerde Çorlu'yu hiç göremiyorum. Oysa Çorlu neredeyse Trakya'nın metropolü. Şimdiye kadar birkaç haber çıktı. Lütfen ilgilenin ve önem verin. Muhabirleriniz sanat, kültür ve yardımseverlik hareketlerini lütfen görmezden gelmesin.
MEHMET BAYRAM: ‘‘Sosyetik Fişleme’’ manşetinizden ötürü sizi tebrik ediyorum. AB eğitiminde en büyük sorumluluk bana göre medyaya düşüyor. Bu tür manşetleri ben eğitim amaçlı olarak görüyorum.
METİN KELEBEK: Bir Türk yönetmen ve filmi ödül alır, ama esas oyuncu bir porno yıldızı Türk kızıdır, ailesi onu reddeder, hikáyesi vardır falan filan... Ve elbette bu konu manşet olur, dizi olur, köşe yazısı olur. Ne? Ödül mü? Ne ödülü? Ödülü hatırlayan kalmadı.