Okur Temsilcisi'ne mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Okur Temsilcisine mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Ocak 05, 2004 01:19

Başlıktaki yorum

9 Aralık tarihli gazetenizin 3. sayfasında yayınlanan ‘‘Fakültede Yaşanan Kaçamak’’ başlıklı haberinizin, haber ahlakı da dahil hiçbir iş ahlakına sığmadığını düşünüyorum. Sadece yaşayan kişilerin kişisel haklarına mı saygı göstermek gerekiyor? Haberde, ismini ve soyadını tam olarak yazarak ve fotoğrafını açık bir şekilde basarak ölen bir kişiyi yaptığından dolayı yargılamak mı istemişşiniz anlamadım. Ama o insanın her şeyden önce bir anne olduğunu ve geride iki tane (yaşayan ve muhtemelen okuma yazma bilen) çocuk bıraktığını fark etmişsinizdir herhalde. Sonuç olarak benim bu haberden çıkardığım (benim o insanla bir tanışıklığım yok), bu haberi yazanın ya hiç gazetecilik eğitimi almadığı ya da o kişiye karşı bireysel bir önyargısının olduğudur. Gazetenizin kişilik haklarına saygı göstermek adına bir özür mesajı yayınlaması gerektiğini düşünüyorum.

Demet KAYA

TEMSİLCİNİN NOTU

Haberde yorumlara yer vermek, yoruma yer veren başlık atmak Hürriyet'in yayın ilkelerine aykırı. Bu haberdeki ‘‘Kaçamak’’ sözcüğü de yorum. Bu nedenle okurumuz haklı. İşte haberlerin olduğu gibi, abartılmadan aktarılmasını öngören Hürriyet'in 1 numaralı yayın ilkesi:

‘‘Gazetecilikte temel işlev, gerçekleri bulup bozmadan, abartmadan ve hiç bir baskının etkisi altında kalmadan, en kısa zamanda ve edinilebilen tam bilgiyle kamuoyuna iletmektir.’’


Yüksek mühendis

HEM diğer gazetelerde hem de Hürriyet'te çok sık yapılan bir hatayı dile getirmek istiyorum. 22 Aralık'ta Sadettin Saran'dan söz ederken yüksek makine mühendisi demişsiniz. Oysa bu sözün makine yüksek mühendisi olması lazım. Yüksek mühendislik bir unvandır. Daha uzun süre eğitim görüldüğünü anlatır. Oysa, inşaat, kimya, makine gibi sıfatlar branşı gösterir. Unvan, branştan sonra gelir.

İLHAN ERDEMİR

Elektrik Yük. Mühendisi


Ceset fotoğrafları

ÇOCUKLARIN (büyüklerin de) ruhsal sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olan, medyada ceset görüntüsü yayınlanmasının artık durmasını istiyorum. İran'da meydana gelen deprem felaketi, aynı acıları çok iyi bilen ülkemi ve beni üzmüştür. Bu büyük felaketin haber değeri vardır. Ancak gazetenizin 28 Aralık tarihli nüshasında yayınlanan fotoğraflar sadece acizliği teşhir amacını gütmekte, duygu sömürüsü yapmaktadır. Yazıdan çok fotoğrafın yer alması bunun göstergesidir. Gazetenizde kan ve ceset görünütülerinin yayınlanmasını engelleyin.

Nurten TÜRKDOĞAN

‘Allahsız herif’ davası haberi

3 Aralık tarihli gazetenizde Tayyip Erdoğan'a ‘‘Allahsız herif’’ denmesi ile ilgili olarak açılan dava için ‘‘Mahkeme, Allahsız Herifi Aktif Husumet Saymadı’’ başlığı atılmış. Haberin içinde de tekrarlanıyor bu söz. Anlaşılan ne davayı izleyen muhabir, ne de başlığı koyan görevli, mahkemece verilen davanın reddine ilişkin kararın ne olduğunu anlayamamışlar. Kararda, ‘‘Allahsız herif’’ sözünün düşmanlık anlamında husumet sayılmaması gibi bir çözüm ya da anlatım yok. Yargıç, davayı açan AKP'nin, Erdoğan için söylenen bu söz için tazminat davası açma yetkisi olmadığını karara bağlamış. Bu yetkiye hukuk dilinde davacı açısından sıfat ya da aktif husumet denir. Birisi bana hakaret etmişse, tazminat davasını ancak ben açarım, amcam açarsa mahkeme, onun bu davayı açma yetkisi (aktif husumet yetkisi) olmadığını saptayarak hemen ret kararı verir. Olay budur. Kullanılan sözcük, teknik hukuk terimidir.

Aydın AYBAY

TEMSİLCİNİN NOTU

Bir hukukçu olarak Hürriyet Hukuk Müdürü Erem Turgut Yücel, habere bir kez daha baktı ve okurumuzun eleştirisini haklı buldu. Yücel, haberin mahkeme kararının yanlış yorumundan ötürü hatalı yazıldığını söyledi.


Borsa verilerinin küçüklüğü

YAKLAŞIK 1 yıl önce size ‘‘İMKB Veri Tablosu''nun artık okunamadığı konusunda sıkıntılarımı bildiren bir faks mesajı atmıştım. Siz de sağolun cevap vermiş ve sayfa sorumlusunun bir şeyler düşündüğünü belirtmiştiniz. 4-5 ay önce benimle aynı dertten mustarip bir başka okuyucunuzun mektubunu da yayınladınız. Ama hálá çözüm üretemediniz. Gazetenizi herhalde sadece gözleri keskin ortaokul-liseli çocukların okuduğunu zannetmiyorsunuz? 40'lı yaşlardan sonra her insanın ‘‘yakını görme’’ kabiliyetinin gün geçtikce bozulduğunu da biliyorsunuzdur.

Hadi gelin şu işe iyi bir çözüm bulun ve benim gibi ‘‘müşteki’’ okurlarınızı mutlu edin.

Volkan OKUR

TEMSİLCİNİN NOTU

Konu, Hürriyet'in yazı işlerinde de sık sık gündeme geliyor. Ekonomi Müdürü Vahap Munyar, tablolara ayrılan yerin çok kısa bir süre önce genişletildiğini hatırlattı. Munyar, ‘‘Ama bunun yetersiz olduğunu biliyoruz. Çözüm arıyoruz’’ dedi.


Soru işareti kullanımı

SON zamanlarda gazetenizde gözüme batan küçük bir noktaya -daha doğrusu küçük bir işarete- dikkatinizi çekmek istiyorum: Başlıklarda soru cümlesi kullanılıyor ama soru işareti bazen kullanılıyor, bazen kullanılmıyor. Lütfen buna dikkat edin. Soru sorulup, soru işaretiyle bitirilmeyen cümlelerde bir eksiklik olduğu hemen göze batıyor. Soru işareti, tek başına bile cümlenin içeriğini vurguluyor ve okuyanda bir merak uyandırıyor ama gazetenizde neden kullanılmadığını anlamakta zorluk çekiyorum. Aynı durum ünlem işareti (!) için de geçerli. Noktalama işaretleri kullanımında daha titiz davranmanız dileğiyle...

Mustafa ÖZBEY/Münih-ALMANYA

Öyle bir şey demedim


26 Aralık tarihli gazetenizde yer alan bir haberde, benim bir toplantıda yaptığım konuşmada, asgari ücretle ilgili olarak ‘‘Asgari ücret Başbakan'ın işi değil’’ şeklinde bir ifademin olduğu yer almaktadır.

Asgari ücretle ilgili olarak ne daha önceki yaptığım konuşmalarda ve beyanlarımda, ne de 25 Aralık 2003 tarihinde iştirak ettiğim Çimento Müstahsilleri İşverenleri Sendikası'nın ‘‘ÇMİS OHSAS 18001’’ konulu bu toplantıda yaptığım konuşmada kesinlikle böyle bir ifadem olmamıştır. Toplantıda yaptığım konuşmanın bire bir deşifre metnini de gönderiyorum.

Murat BAŞESGİOĞLU

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı


Hastanemizde yatmadı


2 Aralık tarihli gazetenizde yer alan ‘‘Altın Vuruş Yaptı, Engel Olamadım’’ başlıklı haber içeriğinde ‘‘3 ay önce Balıklı Rum Hastanesi'nde tedavi görmeyi kabul eden...’’ şeklinde bir ifade geçmektedir. Sözü edilen kişinin ayakta ve/veya yatarak bağımlılık tedavisi olmak amacı ile hastanemize başvurusu yoktur.

Prof. Dr. Mansur BEYAZYÜREK

Balıklı Rum Hastanesi Anatolia Klinikleri Şefi


OKURLARIMIZDAN KISA KISA

SİNEM KARA Ukraynalı kadınla (O.T.) ilgili haberi manşete çıkardığınız için teşekkür ederim. Asıl o kafaları deşifre etmeli.

HASAN SANSÜR 20 Aralık’taki ‘‘2025'ten Sonra IMF'den Kredi Almayız’’ başlıklı haberde, ‘‘Yapılan çalışmalarda, IMF'den 2005'ten sonra bir kredi alınmayacak gibi gözüktüğünü anlatan Ali Babacan’’ deniyor. Yani başlık yanlış.

SERPİL ÇAĞIRAN
Popstar elemelerine ilişkin haberde ‘‘ENGELLİ YARIŞMACI SERKÜL KAN’’ ifadesi yer almıştı. 12 yaşındaki kızım bundan rahatsız olarak ‘‘Anne, neden sadece Serkül Kan yazamıyorlar?’’ diye sordu. Bence de öyle. Daha duyarlı olun.

ÇAĞATAY YILMAZ Spor sayfalarında, ilk iki sayfa her zaman İstanbul takımlarına ayrılıyor. Halbuki Ankara, İzmir, Antalya, Adana baskılarında ilk iki sayfayı o şehrin takımlarına ayırmalısınız. Türkiye'yi sadece İstanbul'dan mı ibaret sanıyorsunuz?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!