Okur Temsilcisi'ne Mektuplar

Güncelleme Tarihi:

Okur Temsilcisine Mektuplar
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2003 02:06

Oydaşma sözlüğe girdi

OKURLARIMIZ hatırlayacaklar, geçtiğimiz haftalarda Hürriyet'in manşetinde yer alan ‘‘oydaşma’’ sözcüğüyle (düşünce birliği içerisinde olma) ilgili okur itirazlarını yayımlamıştık. Ve sözcüğün sözlüklerde bulunamadığını belirtmiştik. Ancak bazı okurlarımız, sözcüğün Türk Dil Kurumu'nun internet sitesinde bulunduğunu hatırlattılar.

Gerçekten de Murat Deniz adlı okurumuzun internet adresini de verdiği sözcük, Türk Dil Kurumu'nun internet sitesinde yer alıyordu. Ancak sözcük, Türk Dil Kurumu'nun basılmış sözlüklerinde bulunmuyordu.

Bunun üzerine, Hürriyet'in düzeltme şefi Recep Coşkun, Türk Dil Kurumu'na başvurup, sözcüğün internete ne zaman alındığını sordu. TDK yetkilileri, önce bir Dışişleri açıklamasında, sonra da Çankaya açıklamalarında yer alan ‘‘oydaşma’’ sözcüğünün bir-iki ay önce internet sözlüğüne alındığını açıkladılar. TDK bu konuda bir de resmi açıklama yolladı, ancak sözcüğün sözlüğe alındığı tarihi açıklamadı. TDK açıklaması şöyle:

‘‘Bir dilin sözlüğünde o dilin söz varlığına girmiş sözler yer alır. Dilde az veya çok kullanılan bir sözün, sözlükte yer alması düşünülemez. Son yıllarda kullanılmaya başlanan, belgelere, yazışmalara, haber metinlerine giren oydaşma sözünün anlamını merak eden kişilerin bakacağı ilk yer de sözlüklerdir. Bu nedenle oydaşma sözü dilimizde kullanılmaya başlanması dolayısıyla Güncel Türkçe Sözlük'e alınmıştır.’’

‘İnternet’ ne olacak?

BİR okur mektubuyla gündeme gelen ‘‘oydaşma’’ kelimesine gazetem Hürriyet tarafından gösterilen ilginin ‘‘İnternet’’ kelimesi için gösterilmemesine çok üzülüyorum. Yıllardır, birkaç yazımda ‘‘İnternet’’ kelimesinin cins isimmiş gibi küçük harfle yanlış yazımına dikkat çektim, bunun büyük harfle başlaması gerektiğini söyledim. Bunu Türk Dil Kurumu anladı, gazetem anlamadı. ‘‘Oydaşma’’ kelimesi için Türk Dil Kurumu'nun İnternet sitesindeki sözlüğe bakılıyorsa, ‘‘İnternet’’ kelimesi için aynı kaynağa başvurulmasını beklemek de benim hakkımdır sanırım.

Yurtsan ATAKAN

TEMSİLCİNİN NOTU:

Yurtsan Atakan bu görüşte ama konunun uzmanları farklı düşünüyor. Yurtsan Atakan'ın ‘‘internet sitesinde büyük harfle yazıyor’’ dediği TDK'nın 2000 basımlı imla kılavuzunda ‘‘internet’’ kelimesi küçük harfle yer alıyor. Ayrıca Ali Püsküllüoğlu'nun ‘‘Yabancı Sözlükler Sözlüğü’’nde ve Mehmet Doğan'ın ‘‘Büyük Türkçe Sözlük’’te de internet kelimesi küçük harfle yazılmış.


Bikinili poz için koca izni

GEÇTİĞİMİZ haftalarda Hürriyet’te ‘‘Koca izniyle bikinili pozlar’’ başlığıyla Sibel Can'la ilgili bir haber yayımlandı.

Ben, kadınların bazı şeyler yapmak için neden sevgililerinden ya da kocalarından izin almaları gerektiğinin düşünüldüğünü ve bu düşüncenin neden Hürriyet'te haber başlığı yapıldığını merak ediyorum. Ben bu soruların altında yatan şeyin şu olduğuna inanıyorum:

‘‘Namusu iki bacağının arasında ve bedeninde görülen kadın evliyse ya da sevgilisi varsa artık ‘sahiplidir’. Onun bedeni üzerindeki tasarruflardan bu adam sorumludur. Çünkü bu kadınların bedenlerini sergilemeleri sonucunda en büyük zararı onlarla birlikte olan erkekler görür. Erkeklerin ‘malları’ olan bedenler artık herkes tarafından paylaşılıyordur. Bu durum bir erkek için son derece onur kırıcıdır. Gazetelerin yazı işlerinde de erkekler çoğunlukta olduğu için bu görüş gazeteler tarafından da desteklenir.’’

Kadınlar bedenleri üzerindeki tasarruflardan kendileri sorumlular. Bir işi yapmadan önce sanki kendi akılları ve muhakeme yetenekleri yeterince gelişmemiş gibi sevgililerinden ya da kocalarından izin almaları da gerekmiyor. Ve gazetemizin bu tür haberlere ‘‘izin’’ yönünden bakmaması lazım. Çünkü bu haberler kadınların bu toplumda var olabilme çabalarını zedeliyor ve onları incitiyor.

Şirin KILIÇ

Emniyet: Zevahiri gelmedi

10 Eylül tarihli gazetenizde ‘‘El Kaide'nin ikinci adamı Türkiye'de kalmış’’ başlıklı bir haber yer aldı.

Yapılan araştırmada, gazetenizde bahsedildiği şekilde ‘‘Eymen Zevahiri’’ olarak ismi geçen ve El Kaide terör örgütünün ikinci adamı konumunda bulunan Ayman Aizawahiri isimli şahsın ülkemize giriş-çıkış yaptığı yönünde herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılamadı.

Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcülüğü

Amerikan basını

YAKLAŞIK 1 aydır ABD'de yaşıyorum. Sizi ve Türkiye'yi ancak internet aracılığıyla izliyorum. Hürriyet'in İngilizce web sitesini eşimin de kullanıyor olması beni ayrıca mutlu ediyor. Genellikle evde oturup, TV izliyor, gazetelere bakıyorum. Buranın gazete ve TV yayın içeriğinin bizimkilerden çok farklı olduğunu görüyorum. Mesela, her nedenle olursa olsun ölen kişilerin cesetlerini göstermiyorlar. Sadece konuyu işliyorlar. Örneğin, karısını cinsel nedenden öldüren birinin her gün TV ve gazetelerden haberini yapıyorlar fakat olay anı yok. Bence trafik kazalarındaki kanlar içinde yatan kişilerin, üzerlerine gazete örtülmüş cesetlerin teşhir edilmemesi gerekir. İkinci bir konu, bizim gazetelerimizin çok renkli olması. Gazetelerimiz neden bu kadar çok renkli?.. Zaten eminim ayrıca bir külfet de getiriyordur size.

Gönül MESSANA (SONGUR)

WASHINGTON DC/USA

gonules@hotmail.com


Tekbilek nereli?

11 Ağustos tarihli gazetenizde yer alan ‘‘Tesettürdeki Renk Cümbüşü’’ haberinde Pavarotti'nin ‘‘O solo mio'suyla’’ diye başlayan paragrafta ilerleyen satırlarda düğünde Ömer Faruk Tekbilek'in I Love You isimli parçasının çalındığı belirtiliyor. Ve sanatçının Karslı olduğu yazılmış. Tekbilek, Karslı değil Adanalıdır. Ayrıntılı bilgi için www.omarfaruktekbilek.com adresine girilebilir.

Özgür ÇETİN

‘Teröriste sahip çıkan kadın bakan bıçaklandı’ başlığı

11 Eylül tarihli gazetenizde, İsveç Dışişleri Bakanı Anna Lindh'in bıçaklı saldırıya uğramasına ilişkin 1'inci sayfada yer alan haberde ‘‘Teröriste sahip çıkan kadın bakan bıçaklandı’’ başlığı atılmış. Başlıkta, kadın bakan, teröre sahip çıktığı için iyi ki bıçaklandı izlenimi verilmiş. Bu başlığı gerçekten bu amaçla mı attınız? ‘‘Türkiye aleyhine konuştu’’ diye insanların saldırıya

uğramasını alkışlayacak mıyız? Kaldı ki, İsveçli bakanın son zamanlarda Türkiye'ye destek verdiği biliniyor, bu basına da yansıdı. Kemal Yavuz B.

TEMSİLCİNİN NOTU:

Başlık, Hürriyet'in yazı işleri toplantılarında gündeme geldi ve eleştirildi. Okurlarımızdan da tepki geldi. Başlığı atan arkadaşımız eleştirileri

haklı buldu. Üzgün olduğunu belirtti.


OKURLARIMIZDAN KISA KISA

ERDEN ÜNLER: 8 Eylül tarihli gazetenizdeki ‘‘Bufford, Hido'yu beğendi’’ başlıklı haberde, Hidayet Türkoğlu'nun futbolcu olduğu yazılmış. Bıraksanız muhakkak futbol da oynar ama Hido basketbolcudur.

MİNE K.: ‘‘Ters asılan bayrağa bayan bakandan sitem’’ başlıklı bir haber yayımlandı. Bakanlar ‘‘kadın’’ (bayan değil, kadınlara neden bayan denildiğini de anlamış değilim) olunca bunun haber başlıklarında belirtilmesi mi gerekiyor? Bu başlığın ayrımcılık olduğunu düşünüyorum.

ZEYNEP ARDIÇ: Ben 23 yaşındayım ve gazete deyince aklıma ilk gelen Hürriyet oluyor. Bu ciddiyetle çalıştığınız süre içerisinde temennilerle değil başarılarla konuşulacaksınız.

YUSUF DÜLGER: Milletin tümünü ilgilendiren haberleri manşet yapın. Gazetenin olayı nasıl gördüğünü yansıtan manşetler yapmayın. Yorum, yazarlara kalsın. İsteyen okur da okusun.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!