Okur Temsilcisine mektuplar
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 07, 2003 01:53
N.Ç. olayı ve yorumlar
HÜRRİYET, bir önceki hafta Mardin'de henüz 12 yaşındayken 28 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç. olayına geniş yer verdi. Geçtiğimiz günlerde de, N.Ç. ile yapılan röportaj yayımlandı.
Mardin'de, 8 çocuklu yoksul bir ailenin küçük kızı, 7 ay boyunca pek çok kişinin tecavüzüne uğramış, olaydan sonra 28 kişi gözaltına alınmış, mahkeme sanıkların tümünü tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmıştı.
Sanıkların, N.Ç.'ye ve ailesine baskı yaptığı, bazı sanıkların ise para ödeyerek isimlerini temize çıkarmaya çalıştıkları söyleniyordu. N.Ç., aşiret tehditlerine karşı İstanbul'da koruma altında tutuluyor.
Olay aslında birkaç ay öncesine dayanıyor. Hürriyet o zaman da habere özel önem vermiş, bölgeye muhabir yollamıştı.
Ancak N.Ç.'nin mahkemede anlattıkları büyük yankı uyandırdı.
Talihsiz kızın başına gelenlerin tüm açıklığıyla okurun önüne konulması, olayın yeniden tartışılmasına neden oldu.
Bu arada, Hürriyet'e yönelik bazı eleştiriler de dile getirildi. Bir çocuğun başından geçen vahşet bir kenara bırakılarak, bu haberin yayınlanması eleştirilmeye başlandı. Bazıları daha da ileri gidip, sanıkları da unutarak, ‘‘Hürriyet'i yargılayalım’’ dediler.
Hürriyet'in 1 numaralı yayın ilkesi, ‘‘Gazetecilikte temel işlev, gerçekleri bulup bozmadan, abartmadan ve hiçbir baskı altında kalmadan, en kısa zamanda ve edinilebilen tam bilgiyle kamuoyuna iletmektir’’ diyor.
Bu hafta, Hürriyet okurlarının bu konudaki lehte ve aleyhte görüşlerinin yanı sıra, Hürriyet'in kadın gazetecilerinin görüşlerini okuyacaksınız.
Okurlar ne diyor?
İyi ki açık seçik çıktı
Dava tutanaklarının basında yer almasını bir hukukçu olarak ben de eleştirebilirim, ama bir yandan da eğer bunlar yayımlanmasaydı, Türk ceza sisteminde kadın ve çocuk bedeninin meta olarak görülmesi gerçeği, bu kadar açık bir şekilde ortaya çıkmayacaktı. Şimdi herkes bunun böyle olduğunu daha net gördü. Bu yayının, bu konudaki yasalarda bir iyileştirme yapılmasına neden olmasını umuyorum.
Prof. Aysel ÇELİKEL / Eski Adalet Bakanı
İstanbul Ticaret Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Dekanı
Unutulmasın
Bir kızın 28 kişi tarafından tecavüzünü hiçbir toplum örtbas edemez. Bu hadiseyi iki günde unutmak, gelecekte de bu tür olaylara davetiye çıkarır. Konunun sadece iki günde eskimesine izin vermeyin lütfen.
Par RONSOY voltran11@yahoo.com
Yayınlar elbet
N.Ç.'nin tutanaklarını okurken tüylerinizin diken diken olmaması imkánsız. Hürriyet niye yayınladı. Yayınlar elbet. Orada, mide bulandıran, birçok kimsenin ders alacağı büyük bir olay var. Baba iseniz, anne iseniz bir kez olsun, ‘‘N.Ç.'nin yerinde benim kızım olsaydı?’’ diye sorunuz. İşte Hürriyet, bunu soruyor. Hürriyet'e binlerce teşekkür.
Ali DENİZ / VILLEFRANCHE-FRANSA
Ayrıntı olmasaydı
Tecavüze uğrayan N.Ç. olayında, ayrıntıları yazmak size ne kazandırdı? Siz olayın üstüne gidin. Kavram ve mantalite olarak gidin. Ama ayrıntıları tutanaklara bırakın. Yazık değil mi o kızcağıza.
Hüseyin ÖZKÖK
hozkok@yahoo.com
Utancımızı yazdınız
Türkiye'nin dramını, küçük hayatlardaki büyük ve inanılmaz çöküntüyü, toplumsal suskunluğumuzu ve utancımızı manşete taşıdınız. Sizlere teşekkür ederiz. Bu sadece N.Ç.'nin değil hepimizin olayı. Ülkemizde binlerce N.Ç. olayı yaşanıyor, ancak toplumsal baskı, aile korkusu ve diğer bilinen sebeplerden ötürü gizleniyor. Karşı olduğumuz konularda bile (Irak) iyi ki varsınız. Teşekkürler.
İsmet Yaşar
umutreklam@ttnet.net.tr
Üsluba dikkat
Bir cumartesi sabahı kahvaltıda çayımı yudumlarken dünyadan ve Türkiye'den haber alma isteğim, manşetten verdiğiniz N.Ç. haberiyle tamamen yok oldu. Saygı duyduğum bir gazete olarak en azından belirli kısımların sansür edilmesini istedim. Niye mi? Sebebi çok basit; bu yazıyı 7'den 70'e herkes okuyor. Lütfen biraz daha dikkat edelim. Ben bile bu kadar etkilendikten sonra ilkokul-ortaokul öğrencisi ne yaptı acaba? Haberi yayımlamalısınız, ama tarzınıza biraz daha dikkat lütfen!
Yener KÜÇÜKOĞLU
yener_kucukoglu@hotmail.com
Hürriyet’in kadın gazetecileri ne diyor?
EMEL ARMUTÇU (Haberi yazan muhabir) Yine güme giden N.Ç.'nin dramı oldu. Ama bu kez mahkeme değil, kasabanın arkası güçlü eşrafı değil, tersine kadın hakları savunucuları, ‘‘duyarlı’’ gazete yazarlarıydı ‘‘gizlilik’’ten yana olan. Türkiye'de hep böyle değil midir zaten? Çocuğu taciz etmek serbesttir, ama yazmak yasak! Kötüyse gizle. Halk bilmesin. Ama el insaf! Tutanaklarda yazılan o iğrenç şeyleri yapanlara, çocuğa ve ailesine yapmadığı baskıyı bırakmayanlara kızamadınız, bunları yazan bize kızdığınız kadar! Bu ülkede hiçbir zaman hırsızın da bir kabahati olmayacak mı?
NEYYİRE ÖZKAN Hayatın gerçekleri kalıplara sığmaz. İnanıyorum ki sadece N.Ç. dramıyla yüzleşebilmek çoğu zaman onlarca yılın politik/bürokratik gayretini sollayabilir. Bir kadın ve bir kız çocuğu annesi olarak da N.Ç.'nin anlattıklarının yayınlanması doğruydu, diyorum.
AYŞE KARASU N.Ç. olayının, irkiltici ayrıntıları da dahil yayınlanmasını sonuna kadar destekliyorum. İnsanların iğrenç eylemlerini sırf mide bulandırıcı diye halı altına süpürmek, o suça iştirak etmek kadar ağır bir kusurdur. Hiçbir şey olmamış gibi davranamayız.
GİLA BENMAYOR N.Ç. olayı neden gizli kalsın? N.Ç. anlattıklarını cehennemi yaşar gibi yaşamış. Onun korkunç deneyimi bu toplumda yaşanan benzeri trajedilerden sadece bir tanesi. Bunları konuşmazsak, tartışmazsak hep böyle devam edecek.
ARZU ÇAKIR Tutanakların aynen yayınlanacağını doğrusu tahmin etmiyordum, gazetede görünce biraz şaşırdım. Beni en çok üzen ‘‘Pozisyonları tarif etti’’ başlığı oldu. Bu başlığı çirkin bulduğumu söylemeliyim.
MESUDE ERŞAN İnsan, kadın ve bir kız annesi duyarlılığıyla baktığımda yayınlamasından hiçbir rahatsızlık duymadım, hatta iyi olduğunu düşündüm. Ancak bazı detaylardan (pozisyon) rahatsızlık duydum doğrusu.
EBRU ÇAPABen bu insanların derdinin ne olduğunu hakikaten anlamış değilim. Bırakalım değil mi her şeyi, devekuşu gibi yaşayalım; hatta kız çocuklarını Tahtakale'de tezgáh kurup orada satalım. Ayıp, yazık, günah... Evrim bunu bir gün elbet ödetir.
NURAN ÇAKMAKÇI Haberi ben de güçlükle okudum. Ancak, var olan durumu hasıraltı etmek de doğru değil. O iğrençlik bizi rahatsız etse de herkesin bilmesi gerekiyor. Belki bazı kelimelere yer verilmeyebilirdi, ama o zaman da bu kadar insanları rahatsız etmeyebilirdi.
GÖNÜL BİRKİYE N.Ç. olayının kapalı kalmadan gazete sayfalarına yansımasını destekliyorum. Bu tür olaylarda sessiz kalmak, güçlü olanın her hakka sahip olduğu çıkarsamasına neden oluyor diye düşünüyorum.
MİNE KILIÇ Adana'da yaşayan bir arkadaşım, N.Ç. olayı nedeniyle ülkeyi terk etmeye hazırlanıyor. Onun da bir kızı var.
Pınar Altuğ’un fotoğrafı
30 Haziran'da, Pınar Altuğ'la ilgili abuk sabuk bir haber yayımladınız. İki kişinin yan yana fotoğrafının olması, birlikte olduklarını ve Sayın Altuğ'un eşini aldattığını mı gösterir? Çocuklar Duymasın dizisi rakip kanalda ve siz bu diziyi gözden düşürmeye çalışıyorsunuz. Ama bunlar boş işler.
Ali METE Ali_Mete@mn.man.de
TEMSİLCİNİN NOTU:
Bazı okurlarımız, fotoğrafın haber değeri taşımadığını söyleyerek eleştirdiler. Bazı okurlarımız da fotoğrafta, Pınar Altuğ ile yanındaki arkadaşı arasında bulunan bir başka kişinin Hürriyet'te özellikle kadrajlandığını iddia ettiler ve eleştiride bulundular. Öncelikle, Dünden Bugüne Tercüman Gazetesi muhabirlerinin çektiği bu fotoğrafın haber değeri taşıdığı bir gerçek. Türkiye'nin en çok izlenen ve çocuklar tarafından en fazla taklit edilen dizisinin en önemli kahramanının, eşinden ayrılacağını açıklaması, hakkında bazı iddialar ortaya atılması, sonra da birlikte olduğu söylenen bir erkekle gece kulübünde fotoğrafının ortaya çıkması göz ardı edilemez. Eski ABD Başkanı Clinton'ın Monica Skandalı da, hatırlayacağınız gibi böyle bir görüntüyle kanıtlanmıştı.
Fotoğrafın kadrajlanması ise doğru değil. Pınar Altuğ ve arkadaşı arasında duran kadın, fotoğrafa konulan bir başlığın altında kalmış. Yapılmaması daha iyi olurdu. Zaten Hürriyet, ilke olarak fotomontaj yapmıyor.
HÜRRİYET, bir önceki hafta Mardin'de henüz 12 yaşındayken 28 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç. olayına geniş yer verdi. Geçtiğimiz günlerde de, N.Ç. ile yapılan röportaj yayımlandı.
Mardin'de, 8 çocuklu yoksul bir ailenin küçük kızı, 7 ay boyunca pek çok kişinin tecavüzüne uğramış, olaydan sonra 28 kişi gözaltına alınmış, mahkeme sanıkların tümünü tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmıştı.
Sanıkların, N.Ç.'ye ve ailesine baskı yaptığı, bazı sanıkların ise para ödeyerek isimlerini temize çıkarmaya çalıştıkları söyleniyordu. N.Ç., aşiret tehditlerine karşı İstanbul'da koruma altında tutuluyor.
Olay aslında birkaç ay öncesine dayanıyor. Hürriyet o zaman da habere özel önem vermiş, bölgeye muhabir yollamıştı.
Ancak N.Ç.'nin mahkemede anlattıkları büyük yankı uyandırdı.
Talihsiz kızın başına gelenlerin tüm açıklığıyla okurun önüne konulması, olayın yeniden tartışılmasına neden oldu.
Bu arada, Hürriyet'e yönelik bazı eleştiriler de dile getirildi. Bir çocuğun başından geçen vahşet bir kenara bırakılarak, bu haberin yayınlanması eleştirilmeye başlandı. Bazıları daha da ileri gidip, sanıkları da unutarak, ‘‘Hürriyet'i yargılayalım’’ dediler.
Hürriyet'in 1 numaralı yayın ilkesi, ‘‘Gazetecilikte temel işlev, gerçekleri bulup bozmadan, abartmadan ve hiçbir baskı altında kalmadan, en kısa zamanda ve edinilebilen tam bilgiyle kamuoyuna iletmektir’’ diyor.
Bu hafta, Hürriyet okurlarının bu konudaki lehte ve aleyhte görüşlerinin yanı sıra, Hürriyet'in kadın gazetecilerinin görüşlerini okuyacaksınız.
Okurlar ne diyor?
İyi ki açık seçik çıktı
Dava tutanaklarının basında yer almasını bir hukukçu olarak ben de eleştirebilirim, ama bir yandan da eğer bunlar yayımlanmasaydı, Türk ceza sisteminde kadın ve çocuk bedeninin meta olarak görülmesi gerçeği, bu kadar açık bir şekilde ortaya çıkmayacaktı. Şimdi herkes bunun böyle olduğunu daha net gördü. Bu yayının, bu konudaki yasalarda bir iyileştirme yapılmasına neden olmasını umuyorum.
Prof. Aysel ÇELİKEL / Eski Adalet Bakanı
İstanbul Ticaret Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Dekanı
Unutulmasın
Bir kızın 28 kişi tarafından tecavüzünü hiçbir toplum örtbas edemez. Bu hadiseyi iki günde unutmak, gelecekte de bu tür olaylara davetiye çıkarır. Konunun sadece iki günde eskimesine izin vermeyin lütfen.
Par RONSOY voltran11@yahoo.com
Yayınlar elbet
N.Ç.'nin tutanaklarını okurken tüylerinizin diken diken olmaması imkánsız. Hürriyet niye yayınladı. Yayınlar elbet. Orada, mide bulandıran, birçok kimsenin ders alacağı büyük bir olay var. Baba iseniz, anne iseniz bir kez olsun, ‘‘N.Ç.'nin yerinde benim kızım olsaydı?’’ diye sorunuz. İşte Hürriyet, bunu soruyor. Hürriyet'e binlerce teşekkür.
Ali DENİZ / VILLEFRANCHE-FRANSA
Ayrıntı olmasaydı
Tecavüze uğrayan N.Ç. olayında, ayrıntıları yazmak size ne kazandırdı? Siz olayın üstüne gidin. Kavram ve mantalite olarak gidin. Ama ayrıntıları tutanaklara bırakın. Yazık değil mi o kızcağıza.
Hüseyin ÖZKÖK
hozkok@yahoo.com
Utancımızı yazdınız
Türkiye'nin dramını, küçük hayatlardaki büyük ve inanılmaz çöküntüyü, toplumsal suskunluğumuzu ve utancımızı manşete taşıdınız. Sizlere teşekkür ederiz. Bu sadece N.Ç.'nin değil hepimizin olayı. Ülkemizde binlerce N.Ç. olayı yaşanıyor, ancak toplumsal baskı, aile korkusu ve diğer bilinen sebeplerden ötürü gizleniyor. Karşı olduğumuz konularda bile (Irak) iyi ki varsınız. Teşekkürler.
İsmet Yaşar
umutreklam@ttnet.net.tr
Üsluba dikkat
Bir cumartesi sabahı kahvaltıda çayımı yudumlarken dünyadan ve Türkiye'den haber alma isteğim, manşetten verdiğiniz N.Ç. haberiyle tamamen yok oldu. Saygı duyduğum bir gazete olarak en azından belirli kısımların sansür edilmesini istedim. Niye mi? Sebebi çok basit; bu yazıyı 7'den 70'e herkes okuyor. Lütfen biraz daha dikkat edelim. Ben bile bu kadar etkilendikten sonra ilkokul-ortaokul öğrencisi ne yaptı acaba? Haberi yayımlamalısınız, ama tarzınıza biraz daha dikkat lütfen!
Yener KÜÇÜKOĞLU
yener_kucukoglu@hotmail.com
Hürriyet’in kadın gazetecileri ne diyor?
EMEL ARMUTÇU (Haberi yazan muhabir) Yine güme giden N.Ç.'nin dramı oldu. Ama bu kez mahkeme değil, kasabanın arkası güçlü eşrafı değil, tersine kadın hakları savunucuları, ‘‘duyarlı’’ gazete yazarlarıydı ‘‘gizlilik’’ten yana olan. Türkiye'de hep böyle değil midir zaten? Çocuğu taciz etmek serbesttir, ama yazmak yasak! Kötüyse gizle. Halk bilmesin. Ama el insaf! Tutanaklarda yazılan o iğrenç şeyleri yapanlara, çocuğa ve ailesine yapmadığı baskıyı bırakmayanlara kızamadınız, bunları yazan bize kızdığınız kadar! Bu ülkede hiçbir zaman hırsızın da bir kabahati olmayacak mı?
NEYYİRE ÖZKAN Hayatın gerçekleri kalıplara sığmaz. İnanıyorum ki sadece N.Ç. dramıyla yüzleşebilmek çoğu zaman onlarca yılın politik/bürokratik gayretini sollayabilir. Bir kadın ve bir kız çocuğu annesi olarak da N.Ç.'nin anlattıklarının yayınlanması doğruydu, diyorum.
AYŞE KARASU N.Ç. olayının, irkiltici ayrıntıları da dahil yayınlanmasını sonuna kadar destekliyorum. İnsanların iğrenç eylemlerini sırf mide bulandırıcı diye halı altına süpürmek, o suça iştirak etmek kadar ağır bir kusurdur. Hiçbir şey olmamış gibi davranamayız.
GİLA BENMAYOR N.Ç. olayı neden gizli kalsın? N.Ç. anlattıklarını cehennemi yaşar gibi yaşamış. Onun korkunç deneyimi bu toplumda yaşanan benzeri trajedilerden sadece bir tanesi. Bunları konuşmazsak, tartışmazsak hep böyle devam edecek.
ARZU ÇAKIR Tutanakların aynen yayınlanacağını doğrusu tahmin etmiyordum, gazetede görünce biraz şaşırdım. Beni en çok üzen ‘‘Pozisyonları tarif etti’’ başlığı oldu. Bu başlığı çirkin bulduğumu söylemeliyim.
MESUDE ERŞAN İnsan, kadın ve bir kız annesi duyarlılığıyla baktığımda yayınlamasından hiçbir rahatsızlık duymadım, hatta iyi olduğunu düşündüm. Ancak bazı detaylardan (pozisyon) rahatsızlık duydum doğrusu.
EBRU ÇAPABen bu insanların derdinin ne olduğunu hakikaten anlamış değilim. Bırakalım değil mi her şeyi, devekuşu gibi yaşayalım; hatta kız çocuklarını Tahtakale'de tezgáh kurup orada satalım. Ayıp, yazık, günah... Evrim bunu bir gün elbet ödetir.
NURAN ÇAKMAKÇI Haberi ben de güçlükle okudum. Ancak, var olan durumu hasıraltı etmek de doğru değil. O iğrençlik bizi rahatsız etse de herkesin bilmesi gerekiyor. Belki bazı kelimelere yer verilmeyebilirdi, ama o zaman da bu kadar insanları rahatsız etmeyebilirdi.
GÖNÜL BİRKİYE N.Ç. olayının kapalı kalmadan gazete sayfalarına yansımasını destekliyorum. Bu tür olaylarda sessiz kalmak, güçlü olanın her hakka sahip olduğu çıkarsamasına neden oluyor diye düşünüyorum.
MİNE KILIÇ Adana'da yaşayan bir arkadaşım, N.Ç. olayı nedeniyle ülkeyi terk etmeye hazırlanıyor. Onun da bir kızı var.
Pınar Altuğ’un fotoğrafı
30 Haziran'da, Pınar Altuğ'la ilgili abuk sabuk bir haber yayımladınız. İki kişinin yan yana fotoğrafının olması, birlikte olduklarını ve Sayın Altuğ'un eşini aldattığını mı gösterir? Çocuklar Duymasın dizisi rakip kanalda ve siz bu diziyi gözden düşürmeye çalışıyorsunuz. Ama bunlar boş işler.
Ali METE Ali_Mete@mn.man.de
TEMSİLCİNİN NOTU:
Bazı okurlarımız, fotoğrafın haber değeri taşımadığını söyleyerek eleştirdiler. Bazı okurlarımız da fotoğrafta, Pınar Altuğ ile yanındaki arkadaşı arasında bulunan bir başka kişinin Hürriyet'te özellikle kadrajlandığını iddia ettiler ve eleştiride bulundular. Öncelikle, Dünden Bugüne Tercüman Gazetesi muhabirlerinin çektiği bu fotoğrafın haber değeri taşıdığı bir gerçek. Türkiye'nin en çok izlenen ve çocuklar tarafından en fazla taklit edilen dizisinin en önemli kahramanının, eşinden ayrılacağını açıklaması, hakkında bazı iddialar ortaya atılması, sonra da birlikte olduğu söylenen bir erkekle gece kulübünde fotoğrafının ortaya çıkması göz ardı edilemez. Eski ABD Başkanı Clinton'ın Monica Skandalı da, hatırlayacağınız gibi böyle bir görüntüyle kanıtlanmıştı.
Fotoğrafın kadrajlanması ise doğru değil. Pınar Altuğ ve arkadaşı arasında duran kadın, fotoğrafa konulan bir başlığın altında kalmış. Yapılmaması daha iyi olurdu. Zaten Hürriyet, ilke olarak fotomontaj yapmıyor.