Güncelleme Tarihi:
Eyüpsultan’da okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürünü silahla vurarak hayatını kaybetmesine neden Y.K., Savcılıktaki işlemlerinin ardından 'kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme' suçundan tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı.
OKTURAN İÇİN CENAZE NAMAZI
Öğrencisi tarafından odasında silahla öldürülen okul müdürü İbrahim Okturan için Eyüpsultan Camii'nde cenaze namazı kılınacak. Okturan, cenaze namazı sonrasında Eyüpsultan aile kabristanına defnedilecek.
HAYATİ VÜCUT BÖLGESİNE HEDEF ALARAK 2 EL ATEŞ ETTİĞİ BELİRTİLDİ
Olaya ilişkin detaylar ise Savcılığın sevk yazısında ortaya çıktı. Sevk yazısında, öldürülen Oktugan ile suça sürüklenen çocuk Y.K. arasında okulda ilişiğin kesilmesi ve aralarında geçen tartışma dolayısıyla husumet beslediğinin anlaşıldığı, 2023 Aralık ayında gerçekleşen olay sonrasında suça sürüklenen çocuğun ulaştığı ruhi sükunete rağmen fiilini planladığı şekilde icra ettiği, böylece Y.K.’nın eğitimci Oktugan’ı silahla hayati vücut bölgesine hedef alarak 2 el ateş ettiği ve hayatını kaybetmesine neden olduğu belirtildi.
İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
İstanbul Cumhuriye Başsavcılığı'nca ifadesi alınan Y.K. öldürme amacı olmadığını ve pişman olduğunu söylediği öğrenildi. Y.K. savcılığa verdiği ifadede, "Hatırlayamadım bir tarihte sınıfımdayken disiplin cezalarından dolayı annem Nada Kamalı’nın geldiğini öğrendim. Müdür İbrahim Oktugan’ın odasına gittim annemle birlikte oturuyorlardı. Ben anneme Arapça bir şeyler söylemek istediğim esnada 'Burası Türkiye Cumhuriyeti benim okulumda kimse bu şekilde başka dil konuşamaz' diye karşı çıktı ve anneme hakaret etti. Aramızda sözlü bir tartışma yaşandı detayını hatırlamıyorum ancak fiziki tartışmaya dönmedi. Annemin üzerine yürümesi üzerine biz de polisi aradık ve daha sonra okulu terk ettik" dediği öğrenildi.
"TABANCAYI VE TELEFONU ALİBEYKÖY BARAJI'NA ATTIM"
Y.K.'nın ifadesinin devamında şunları anlattığı belirtildi:
"Bu olaydan sonra bir daha okula dönmedim. anneme yapmış olduÄŸu bu olaydan dolayı yaÅŸananları kendime yediremedim. Olaydan bir gün önce aynı okulda okuyan aynı zamanda Abdulsamet A.’nın kuzeni olan G. A.‘yı gördüm. O okulda okuyan birini görünce yaÅŸadığım bu olay aklıma geldi, tekrar sinir oldum. Hala okulda olduÄŸu öğrenince, 'Gelip dövsem iyi olmaz mı' dedim. O da 'Çok iyi olur kanka karnına vurursun. Hatta bacağına vurursan ölmez karnına sık' dedi. Ben de GaziosmanpaÅŸa’da Mehmet K. isimli ÅŸahıstan 10 bin TL karşılığında aldığım tabanca ile okula gitmeye karar verdim. Kimseyi bir ÅŸey söylemeden hızlı bir ÅŸekilde odasına geçtim. Masada oturuyordu. Beni görünce ayaÄŸa kalktı. Amacım ayaklarından vurmaktı ama bir anda kolunu dirseÄŸini kırıp kendi yüzüne doÄŸru havaya kaldırınca bana vuracağını düşünerek koluna doÄŸru ateÅŸ ettim. Ä°ki tane mermi vardı ikisi de karnına geldi. Bana saldıracağını düşünerek ateÅŸ ettim. Daha sonra hızlı bir ÅŸekilde odadan çıkıp kapıya yöneldim. O esnada peÅŸinden kimsenin gelmemesi için silahı yere doÄŸrultarak peÅŸimden gelmeyin dedim. Silahın içi boÅŸtu kim olduÄŸunu bilmediÄŸim bir çocuk kapıyı açtı. Amacım öldürmek deÄŸildi, amacım dövmekti. Bana karşılık verince kendimi korumak için silahı kullandım. Kullandığım tabancayı ve telefonu Alibeyköy Barajı’na attım. Sosyal medyada paylaÅŸmış olduÄŸum baÅŸkasının sesi olan kafasına sıktığım sözleri olan görüntümü olaydan iki gün önce paylaÅŸmıştım. Olaydan sonra kimseyi arayıp yardım istemedim. Öldürme kastım yoktur. PiÅŸmanım" dediÄŸi öğrenildi.Â
MESLEKTAÅžI SALDIRI ANINI ANLATTI
Eyüpsultan'da okul müdürü İbrahim Oktugan'ın hayatını kaybettiği saldırı anını, aynı okulda öğretmenlik yapan Kadriye Deveci anlattı. Deveci, "Cümleler yetersiz kalıyor. Benim şahit olduğum sadece hocamın, patlama sesi sonrasında odadan çıktığımda, hocamla yüz yüze gelip bir birimize baktık. Onun her tarafı kan içerisindeydi zaten. Ne olduğunu anlayamadım. Sadece patlama sesi duydum, iki el. Ama 3 el atış sesi duyan olmuş. O anda, o panikle heyecanla ne olduğunu anlayamadım. Hocamla sadece göz göze geldiğimde zaten üzerime doğru yığılmıştı. Ama ne mümkün. Öğrenci bir ay bizde kalmıştı. Gönderilmesi konusunda ailesiyle görüşülmüştü. Ailesi de biraz problem çıkarmıştı ve gönderildi öğrenci. Ondan sonrasında hiçbir şekilde görmedim öğrenciyi. Problemli bir öğrenciydi. Öğretmenlerine karşı saygısızdı. Çevresine arkadaşlarına karşı olumsuz davranışlar sergileyen bir öğrenciydi" diye konuştu.
"ABLASI BÄ°ZDE 4 YIL BOYUNCA OKUDU"
Gazetecilerin, Y.K.'nın geldiği okuldan aynı gerekçeyle mi gönderildiğini sorması üzerine Deveci, "Sanırım evet. Ama bu bize yansıtılmadı. Kimseyi töhmet altında bırakmak için bunu söylemiyorum. Bazı özel kurumlarda başından savmak için belki bunlar ört bas ediliyor söylenmiyor. Birde bu öğrencinin ablası bizde 4 yıl boyunca okudu. Öğrenim gördü ve biz böyle bir problem yaşamadık. Hırçın davranışlar görmedik, tanık olmadık. Ona binaen öğrenciyi almış bulunduk. Bir ay içinde gösterdiği tavır ve davranışlar çok problemliydi. Zaten hocamda Allah rahmet eylesin, demişti; bu öğrenciyi biz taşıyamayacağız, bu bize uygun değil, bizim öğrencilerimize çok kötü öğrenci. Öğretmenlerine saygısız, öğretmenlerine ismiyle hitap edip, küfürlü konuşan. En son zaten öğretmenlerimizden birine küfürlü konuşması oldu. Ailesi bunu kabul etmemek için çok direndi. Ama dedik yani, biz bu öğrenciyi taşıyamayacağız. Gönderilmesi yönünde karar verilmişti" ifadelerini kullandı.
"GÜVENLİK GÖREVLİSİNİN NEREDE OLDUĞUNU BİLMİYORUM"
Okulda güvenlik görevlisinin olup olmadığının sorulması üzerine ise Deveci, "Evet o anda olmuş yani. Ne desem boş. Güvenlik görevlisi var. Nerede olduğunu bilmiyorum. Olay sirayet etmeden bir dakika önce arkadaşımla birlikte odama geçiyorum. Odalarımız yan yana, kapımı kapatıp sandalyeme oturur oturmaz patlama sesini duydum. İbrahim hoca bizim arkamızdan geliyordu. Ben iki el ses duydum. Çok kuvvetliydi. Çünkü yanımdaki oda olduğu için ne olduğunu anlayamadım, bomba patladı zannettim. Odadan kendimi atana kadar İbrahim hocayla yüz yüze geldik" şeklinde konuştu.
"ANNESİYLE ARAPÇA KONUŞUNCA İBRAHİM HOCA TÜRKÇE KONUŞUN ANLAMIYORUM DEMİŞ"
Deveci, "Ä°brahim hoca ile velisi arasında bir konuÅŸma gerçekleÅŸiyor. Öğrenci annesi ile Arapça konuÅŸmaya baÅŸlıyor. Öğretmenimiz sadece, Türkiye Cumhuriyeti'ndeyiz. Türkçe konuÅŸmak zorundasın. Senin konuÅŸtuÄŸun dili ben anlamıyorum. Annene ne diyorsun dedi? Bu orada çok sinirlendi. odadan çıkardılar. Bir sürü feveranlık yaptı. Kendince farklı sebepler göstermeye çalıştı. Ama hiçbir ÅŸey yok. Hocamın üslubu o kadar iyidir ki. Ben 8 yıldır onunla çalışıyorum, bir kötü kelimesini duymuÅŸ deÄŸilim" dedi.Â
ÖĞRENCİLERİ OKTUGAN'I ANLATTI
Eyüpsultan Alibeyköy Mahallesi'nde bulunan özel bir okulun müdürü Ä°brahim Oktugan (74) dün sabah saatlerinde, 5 ay önce okuldan kovulan 17 yaşındaki Y.K. tarafından odasında silahla vurularak öldürülmüştü. YaÅŸanan olayın ardından Oktugan'ın öğrencileri bugün okula akın etti.Â
Okulda oldukları sırada olayın gerçekleştiğini söyleyen bir öğrenci, Y.K.'nın 5 aydır okula gelip gelmediği sorusu üzerine, "Daha önce hiç gelmemişti, dün ilk kez geldi. Benim bir samimiyetim yoktu. İbrahim hoca çok iyiydi, yazık oldu hocaya. Artık diyecek bir şey yok. Normalde güvenlik vardı ama o da içeri gitti. İçeriye ne zaman gittiğini bilmiyorum ama aktif olarak çalışıyordu. Uzun zamandır çalışıyordu." dedi.
Eyüpsultan Alibeyköy'de bulunan özel okulda müdürlük yapan İbrahim Oktugan dün sabah saatlerinde 5 ay önce okuldan kovulan Y.K. tarafından silahla ateş edilerek öldürülmüştü. Oktugan'ın ölümünün ardından Eğitim Bir-Sen İstanbul 2 Nolu Şube üyeleri olayın yaşandığı okul önünde basın açıklaması düzenledi. Basın açıklaması sırasında sık sık 'Öğretmene uzanan eller kırılsın' sloganları atıldı.
"EĞİTİM VE ŞİDDETİ AYNI CÜMLE İÇERİSİNDE KULLANMAK DERİNDEN YARALAMAKTADIR"
Sendika adına açıklamayı yapan Eğitim Bir-Sen İstanbul 2 Nolu Şube Başkanı Mahmut Akay, "Eğitime ve eğitimciye saygıyı esas alan bir medeniyetin varisi olan ülkemizde geleceğimizi emanet ettiğimiz eğitimcilere yönelik saldırılar, tedbir alınmadığı için artarak devam etmektedir. Eğitim ve şiddeti aynı cümle içerisinde kullanmak bile bizi derinden yaralamaktadır. Şu bilinmelidir ki; eğitime ve öğretmene yapılan her kötülük geleceğimizin erozyonudur. Daha önce Gebze'de Başakşehir'de Gaziosmanpaşa'da Zeytinburnu'nda dün Batman'da Sivas'ta yaşananlar olaylar ne yazık ki bugün de Eyüpsultan Final Anadolu Lisesi'nde yaşandı" dedi.
"HUKUK SÄ°STEMÄ°MÄ°Z CAYDIRICI TEDBÄ°RLER ALMALI"
Akay açıklamasının devamında, "Dün sabah saatlerinde önünde bulunduğumuz Final Anadolu Lisesinde daha önce okuldan uzaklaştırılan bir öğrenci, maalesef okul içerisinde duayen bir eğitimci olan okul müdürü İbrahim Oktugan'a silahlı saldırıda bulundu. İbrahim hocamız yapılan ameliyata ve bütün müdahalelere rağmen maalesef hayatını kaybetti. Merhum müdürümüze rahmet, ailesi, mesai arkadaşları, öğrencileri ve bütün eğitim camiasına başsağlığı ve sabr-ı cemil diliyoruz. Dünkü saldırıyı da kamu çalışanlarına yönelik bütün şiddet eylemlerini de lanetliyoruz. Okullar yol geçen hanı değildir; kaba kuvvetle problem çözülecek yerler değildir. Eğitimciler her fırsatta itilip kakılacak insanlar değildir. Eğitim çalışanlarına yönelen saldırılar tahammül edilemez noktaya ulaşmıştır. Biz kınama değil şiddet yasası istiyoruz.Hukuk sistemimiz eğitimcileri ve bütün kamu çalışanlarını güvenceye alacak caydırıcı tedbirleri almalı, haklının, mağdurun, saldırıya uğrayanın yanında olmalı, "Yaparım yanıma kâr kalır" düşüncesini yıkmalı, saldırganlara gereken cezayı vermelidir. Bu ağır sorunu 3. sayfa ve reyting haberi olmaktan çıkartmak için başta TBMM olmak üzere herkesi göreve çağırıyoruz" dedi.
"HERKESÄ° SORUMLULUK ALMAYA DAVET EDÄ°YORUZ"
Akay, "Son dönemde hatta yıllardır okul içi ve dışında öğretmenlerin maruz kaldığı şiddet olaylarında gözlenen artış eğitimin işleyişini ve okulların huzurunu ciddi manada tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Farklı il ve ilçelerdeki okullardan şiddet haberleri almanın neredeyse günlük hayatın rutini haline gelmesi, sıradanlaşması her bakımdan üzücü olduğu kadar düşündürücüdür. Sevgi, merhamet, yardımlaşma ve hoşgörü gibi ahlaki, kültürel değerlerimizin zayıflama ve sarsılmasına paralel olarak artan şiddetin, kanıksanmış ifade ve talep etme biçimine dönüşmesi hazin bir durumdur. Bu cennet ülkede cinnet toplumuna doğru gitmek hepimizi düşündürmeli ve harekete geçirmelidir" dedi.
Akay açıklamasını, "Başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere ilgili bütün kurumların katılımıyla acil çalışma yapılması, caydırıcı düzenlemelerin hayata geçirilmesi, yapanın, yaptığının yanına kaldığı düşüncesinin yıkılması gerekmektedir. Öğretmenlerimiz kendilerine yönelen şiddete karşı yalnız, ilgisiz, desteksiz çaresiz bırakılmamalıdır. Milli Eğitim bakanlığı bu menfur hadiselerin karşısında daha duyarlı olmalı, çalışanlarına sahip çıkmalı, zorbaların mahkemelerini takip ederek gerekli cezaları almalarını sağlayacak adımları atmalıdır. Eğitim Bir -Sen olarak öğretmenlerimizi ve kamu çalışanlarını hedef alan bütün saldırılar sona erdirilinceye kadar herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz. Biz bilginin gücünün cehalet cürmüyle sindirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Ruhumuzu besleyen, benliğimizi geliştiren, geleceğimizi aydınlatan eğitimin şiddetin esiri olmasına hep birlikte karşı duracağız" cümleleriyle bitirdi.
Â