Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2002 00:00
Bu yazıyı okuyup bitirdiğinizde, öğrendi-klerinize inanamıyacak-sınız. Yazıyı bir kez de yanınız-dakilere, yüksek sesle okuyacaksınız. Yanınızda kimse yoksa etrafınızda adam arayacaksınız. Yakınınızdakilere okumakla yetinmeyip, telefona sarılacak, eşe dosta aktaracaksınız. O da yetmeyecek, yollara düşecek, öğrendiklerinizi yetiştirecek olabildiğince çok çift kulak bakınacaksınız.Azzz sonra...Haberi sizden alanlar da, aynı sizin gibi feleğini şaşıracak. Öğrendiklerini aktaracak birilerini bulmak için deli danalar gibi dolanacak. Duymadık sağır sultan kalmayacak. Azzz sonra...Bu yazıda okuyacaklarınız bu akşam televizyonların ana
haber bültenlerine taşınacak. Haber çapacılarının diline dolanacak. Yazımda adı geçenler o haber bülteni senin, bu haber bülteni benim, kanallar arasında mekik dokuyacak.Azzs sonra...Şşşşt! Öyle yağma yok! Satır, paragraf atlama bakıyim... Okumanın da bir yolu, yordamı var. Televizyon değil ki bu, zaplayasın...Dön bakıyim, kaldığın satıra, arada kaçırılmayacak cümleler kurduk herhalde. En azından üslubun yüzu suyu hikmetine... Yepyeni bir üslup bu, basında devrim yaratacak. Siyaset yazmadan, siyaset yazmanın yordamını gösterecek. Sıkıcı siyasi konuları okutmanın da yolu olduğunu kanıtlayacak...Hani vaaar ya! Şu bizim ünlü manken... Beş kelimeyi geçen cümleleri. Anlamayan ve beş yüz kelimelik dağarcığıyla. (mızıkçılık yapmıyorum 've' sayılmaz). Afedersiniz kelime hazinesiyle konuşan. Mankenden bahsediyorum.Hani şu ünlü halk şovcu Zogan Başütüleyen'in konu komşuya konu çıkmasın diye magazagazin meslektaşlarından kaçırdığı güzelden bahsediyorum. Mazaganitasıyla magazagalanınca zaganadan çıkan Zogan'ın yavuklusu ünlü manken Zehra İşinibilir'in başına öyle bir iş gelmiş ki, sormayın. Ama siz sormasanız da ben anlatacağım, paşa gönlüm bilir.Efendim, kızımız Zehra, Zogan'ın baskısıyla oynadığı köşe kapmacadan bunaldığı bir anda, aklına cep telefonu gelmiş. Artık 'tostumu yedim gel' mesajlarına mı özendi, orası meçhul, açmış cep telefonunu yummuş gözünü, başlamış bir kısa mesaj döktürmeye.Gözü genellikle başka kanallardaki belgesellerde olan hanım kızımız, pazar günleri akşam saat yedi buçukta CNN-Türk'te yayınlanan Üçüncü Kuşak programını seyretmezmiş. T9 yöntemiyle pratik kısa mesaj yazmanın ipuçlarını anlattığımız bölümü de kaçırmış haliyle. Bu yüzden her harf için, tuşlara birkaç kez basa basa bitirebilmiş mesajını. Şöyle yazmış manken hanım kızımız, şovmen hanım evladımıza, ''Zogan beni bu eve kapattın ama ben burda çok sıkılıyorum, gel beni kurtar''...Tabii Sanayi Bakanlığımız avuçiçi ve tablet bilgisayarlarla, cep telefonlarının ithal izinlerinde, Türkçe karakterleri destekleme şartı aramadığından, hanım kızımızın cep telefonu da Türkçe anlama özürlüymüş. Türkçe karakter atamayan kızımız da çoğunluğun yaptığı gibi Türkçe harfler yerine karşılıklarını kullanarak yazmış mesajını. Yani ı yerine i, ğ yerine g, ş yerine s filan kullanmış. Türkçe harfler yerine aksak karşılıklarının yazıldığı mesajı alan Zogan'ın ne yaptığını da, varın siz tahmin edin artık.Umarım, bu öykünün ana mesajı da, başta Sanayi Bakanlığı olmak üzere gitmesi gereken yerlere Türkçe olarak varmayı başaracaktır. GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ''Geh bili bili şim - 21 Eylül 1996Panelist olarak katıldığım Türkiye Bilişim Stratejileri çalışma grubunda Devlet Bakanı Abdullah Gül ve DSP İstanbul Milletvekili Ziya Aktaş da hazır bulundu. Abdullah Gül, Ziya Aktaş'ın bir sorusu üzerine hükümet olarak bilişim sektörünün sorunlarına sonuna kadar sahip çıkacaklarına, Bilişim Stratejileri Çalışma Raporu'nu dikkate alacaklarına söz verdi. Umarız bu sözler politik olarak havada kalmaz, gerçekten hayata geçirilir.''Tabii beklentimiz gerçekleşmedi, o sözler o yıllarda tutulamadı. Abdullah Gül o tarihte Başbakan değildi, gücü yetmedi belki de. Ama şimdi Başbakan... Kasımpaşa raconuna rağmen, Gül üslubuna dayalı umudumuz sürüyor...Bağışını beş kuruş harcamadan yapAlisbagis.com.tr adresinden hizmet veren site aracılığıyla sivil toplum kuruluşlarına, cebinizden beş kuruş çıkmadan maddi yardım yapabiliyorsunuz. Tek yapmanız gereken site aracılığıyla dostlarınıza elektronik bir posta göndermek ve bağış yapılmasını istediğiniz sivil toplum kuruluşunu seçmek. Siz kartınızı gönderdiğinizde, uygulamanın sponsoru Yapı Kredi Bankası, seçtiğiniz sivil toplum kuruluşuna bağışta bulunuyor.Aslına bakılırsa bu site birkaç yıldır faaliyette. Ve iki yıl kadar önce yine haber yapmıştım. Şimdi bir kez daha yapmamın iki nedeni var. Birincisi bu orijinal hizmet çok hoşuma gidiyor ve bu site aracılığıyla yapılacak bağışların miktarının artmasında bir katkımın olması gurur veriyor. İkinci neden ise iki hafta önce yazdığım bir yazıdan dolayı sonradan hayal kırıklığına uğramam.Microsoft'tan gelen bir basın bülteninden Microsoft'un da benzer bir proje başlattığını öğrenmiş ve Çağdaş Eğitim Vakfı'na destek olan bu kampanyayı sizlerle paylaşmıştım. Uygulama yazıyı yazdığım tarihte henüz devreye sokulmamıştı. Basın bülteninde geçen ''Microsoft ve TurkNoktaNet teknolojileri kullanılarak gerçekleştirilen projede Microsoft her bir e.kart için ÇEV'e 1 Milyon TL bağışlayacak'' cümlesinden yola çıkarak, ''Üstelik bu servisi kullananlar, elektronik tebrik kartlarını ücretsiz göndermelerine rağmen, gönderdikleri her kart için Çağdaş Eğitim Vakfı'na 1 milyon TL kazandıracaklar'', diye yazmıştım.Uygulama geçenlerde devreye girdi ve ben de deneyeyim dedim. Ve karşımda 1 milyon TL bağış için kredi kartı numaramı soran bir formla karşılaşınca dondum kaldım. Basın bültenini meğer ben yanlış yorumlamışım. Microsoft siteden kart gönderenlerin adına bağış yapmıyormuş, siteden 15 milyar liralık e.kart almış, yılbaşı tebriklerini bu e.kartlarla yapmaları için kendi personelinin kullanımına vermiş. Bu da güzel bir jest tabii ki, ama madem iki hafta önce bunu bile haber yaptım, bari işin orijinalini de yazayım dedim.Unutmayın bu yılbaşı, tebrik kartlarınızı Alisbagis.com.tr adresinden gönderecek olursanız 25 sivil toplum kuruluşu arasından kendi seçeceğiniz birine, cebinizden beş kuruş ödemeden bağış da yapmış olacaksınız. *Ê*Ê*Ê*Ê*alisbagis.com.trYüz yıl sonra bugünYaratıcı ve yenilikçi yazar nedense pek çıkmaz Türkiye'den. Tür bilimkurgu olunca, bu vasıfların önemi iki kat artıyor bir yazar için. Burak Özdemir'in ilk kitabı ''yıl 2binyüz2'' mizahi yanı oldukça ağır basan, grafiklerle desteklenmiş farklı bir anlatıma sahip, yenilikçi ve yaratıcı bir bilimkurgu eseri. Dünya tarihi bir bilgisayar virüsü yüzünden yitirilmiş. Kimse geçmişi bilmiyor. Ve astro-arkeologların, 2102 yılında Akmerkhis harabelerinde yaptıkları kazıda manyetik Televole tabletlerini buluyorlar. Bu tabletlerden yola çıkarak, dünya tarihini yazmaya çalışıyorlar. Televoleleri seyrettikçe, kafaları iyice karışıyor ama sonuçta ortaya günümüz Pop Türkleri'nin mizahi bir eleştirisi çıkıyor. Kitapta yayınlanan 2102 yılı ilanları ise bir başka alem. Aslına bakarsanız Özdemir'in anlatıtığı hikaye günümüze ait, bilimkurgu anlatısını ise bu reklamlarla yapmış. Mutlaka alın, merak etmeyin kitaptaki kehanetler 100 yıl sonra gerçekleşmeyecek olursa, yazar paranızı geri ödemeyi taahhüt ediyor. O ödemezse, ben öderim, söz... yil2binyuz2.comHep kahraman Türk milletiOsmanlı sitesi LuckyEye imzalı diğer tüm siteler gibi öncelikle görsel mükemmeliyeti ile dikkat çekiyor. Sitenin görsel tasarımındaki mükemmeliyet, kendi tasarımlarını dikte etmek için yeni pencere açmak, Flash kullanmak, İnternet tarayıcılarının boyutlarıyla oynamak gibi çeşitli hokkabazlıklara kalkışan geçen yüzyılın grafikerlerine, bu işin böyle hokkabazlıklara kalkışılmadan nasıl yapılabileceğini öğretir bir ders niteliğinde. Site yurtdışından pek çok ödül de kazanmış. Sitenin saymakla bitmeyecek güzel yanlarını bir yana bırakıp biraz da eleştirmek istersek, gözümüze çarpan falsoları şöyle sıralayabiliriz: Öncelikle sitenin ana sayfasındaki en önemli alanın üyeliğe çağıran büyükçe bir yazıyla heba edilmesi yazık olmuş. Sitelerin anasayfalarının en önemli bölümü olan orta alan, böylesi statik bir bilgiyle değil dinamik olarak değişen, güncellenen bir içerik kullanılarak değerlendirilmeli. Bu dinamikliğe, statik içerikli referans sitelerinin bile uyması gerekiyor. Sitenin 'Haritalar' bölümü bir tarih atlasından kopartılmış durağan yapraklar gibi sunulmuş. Bu haritalara etkileşimli unsurlar katılmalıydı. Sitede sunulan 'Terimler sözlüğü' İnternet'e uygun olmayan lineer bir sunuşla verilmiş. Sayfa sayfa, birbiri ardına çevrilecek şekilde hazırlanması İnternet'in doğasına aykırı.****theottomans.orgİnterpro yine onurlandıracak1999 yılında yapılanın jürisinde ben de vardım. İnterpro Bilişim Ödülleri'ni alacak projelerin seçiminin ne kadar kılı kırk yararak, ne kadar özenli ve ne kadar adil bir yöntem kullanılarak yapıldığına birinci elden şahit olmuştum. 1992'den beri yapılan ve artık gelenekselleşen ödüller bu yıl hem 2000, hem de 2001 yılının projeleri için verilecek. ''Her başarılı projenin ödüle ihtiyacı vardır'' gibi çok güzel bir slogana sahip İnterpro Bilişim Ödülleri, sektörün oskarları olarak kabul ediliyor. 15 ayrı kategoride verilecek ödüllere aday olmak için son başvuru tarihi 13 Ocak 2003.interprobilisimodulleri.com.trTeşekkürler EcevitEcevit'in liderliğindeki 57. hükümet için yazdıklarınızdan dolayı sizi kutluyorum. Yapılan spekülasyonlara ve bazı hatalarına karşın 57. hükümetin aklı başında işler yaptıklarına inanıyorum. Bülent KarabolatDers Belgeliği24.11.2002 tarihli yazınızdaki Türkçe'ye olan duyarlılığınız için teşekkürler. Öğrencilerim için hazırladığım 'ders BELGELİĞİ' çalışmaları içinde yer alan 'Türkçe' bölümüne eklemek istiyorum. H. Avni ÖZTOPÇU belgelik.sayfasi.com
button