Güncelleme Tarihi:
Oktay Vural, "İlk kez bir Başbakan, Ermeni lobisinin soykırım iddialarına destek olacak şekilde değerlendiren mesaj yayınlama kepazeliğini göstermiştir. Başbakan, mesajıyla milleti sırtından hançerlemiş, büyük bir ihanetin baş aktörü olmuştur. Ermeni lobilerinin yüz yıldır yapamadığını Erdoğan bu mesajıyla fazlasıyla yerine getirdi. Böyle bir Başbakan varken dışarıda lobi aramaya gerek yoktur. Yeni Ermeni açılımıyla kendi önünü açmayı, siyasi ömrünü uzatmayı denemektedir. 'Anadolu insanları yeni bir gelecek inşa edebilecek imkan ve kabiliyete bugün de sahiptir' demekle neyi kastediyorsun? Bu millet geleceğini 23 Nisan 1920'de, 29 Ekim 1923'te tayin etti. Erdoğan'ın ifadeleri, soykırım yaftasını yapıştıranlarla aynı çizgidedir. Tehciri anlamayan zihniyetin tehciri suç olarak göstermesiyle karşı karşıyayız. Bu ifadeler, soykırımı kabul etmeye yönelik açılmış pencere, kapı, adımdır" diye konuştu.
Oktay Vural "Kendi ikbali için kurtuluş mücadelesini hiçe saymakta, Cumhuriyet'in temel özelliklerini yok saymaktadır. Siyasi partilerin dış odaklarla işbirliği yaptığı şeklindeki utanç verici ifadeyi kendisine iade ediyorum. 24 Nisan bildirisini 23 Nisan'da açıklayarak, dış odaklarla kimin işbirliği yaptığı görülecektir" diye konuştu.
Oktay Vural, "Geldiğimiz bu noktada şantaj da, montaj da AKP iktidarı döneminin icraatları sergilenmiştir. Türkiye'yi yöneten ilk defa bir hükümet siyaseti kasetlerle şantajlarla dizayn etmeye çalışmış aynı zamanda Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı'nı da bu kasetlerle tehdit edecek noktaya gelmiştir. Ne kadar utanç vericidir ki Başbakan Erdoğan, dün yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başskanı'nı da kaset şantajları ile tehdit etmiştir. Kasetlerin olduğunu vurgulamak suretiyle bu kasetleri izlediğini ortaya koymuştur. Bu kasetler o zaman kimin tarafından hazırlanmıştır ? Kimi tehdit ediyorsun ? Kime şantaj uyguluyorsun ? Bu görüntüleri bir Genel Başkanı'nın izlediği gibi izlemiş olduğu anlaşılmaktadır. Recep Tayyip Erdoğan'a soruyorum ; Bu şantajlar var ise Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenlerin hangi açıkları vardır. Hangi zaafiyetleri vardır da bunlar kimler tarafından kullanılmaktadır? Kaseti, şantajı ve montajı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de uygulamak istediğini ortaya koymaktadır" dedi.
Meclis'teki ses ve ışık gösterisine değinen Vural, "Dünkü ses ve ışık gösterisinde, Nina Simone'nin sinner man (günahkar) parçasını kullanmak ne demektir? İncil'den alıntıların okunduğu bir lirik, ilahi, 'soul' parçasıyla Meclis'in kuruluşunu nasıl kutlayabiliriz? Elbette müzik evrenseldir ama İncil'den göndermelerde bulunuyor. Bundan sonra bu milletin kendi öz değerleriyle uyumlu kutlama gerçekleştirilmesi gerekir" diye konuştu.
Oktay Vural, "Soruşturma önergesi okunduğunda, Meclis soruşturma önergesi olma şartlarını taşımadığını söylemiştik. Bu önerge ve bundan sonra vereceği önergeler, AKP'nin soruşturmanın önünü örtmek amacıyla verdiğini ortaya koydu. 17 ve 25 Aralık'ı darbe olarak nitelendirenlerin rüşvet ve yolsuzlukla ilgili soruşturma istemesi paradoks. Madem öyle, darbe planıyla ilgili araştırma önergesi getirin. Bu zihniyet, rüşvet ve yolsuzluk iddialarını araştırmak değil, bakanları aklamak için komisyon kuracağını ortaya koydu" dedi.
Halaçoğlu'nun, Başbakan Erdoğan'ın 3 yıllık yüksekokul mezunu olduğu için Cumhurbaşkanı adayı olamayacağı iddiasına değinen Vural, ""Şunu merak ediyoruz, yüksekokuldan mezun olmuş arkadaşları nerede acaba? Ben hiç yüksekokul arkadaşlarını bugüne kadar görmedim. Diplomasını da görmedim. İmam hatipte sıra arkadaşları var, futbol arkadaşları var, gardiyanını ziyaret ediyor, bir tek yüksekokuldan mezun olanları bir türlü göremedik. Bu vesileyle belki beraber okuduğu kişilerin görülmesi için vesile olur" dedi.