Güncelleme Tarihi:
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Konsey'in tespitlerine göre 31 Aralık 1999 itibariyle Kur'ani Mücahede Dergisi Yazışişleri Müdürü Ramazan Yılmaz'ın dışında gazetecilik işlevi nedeniyle hapiste bulunan gazeteci olmadığını söyledi. Basın Konseyi merkezinde basın toplantısı düzenleyen Ekşi, tutuklu gazeteciler ile ilgili çalışmalarını açıkladı. Ekşi, geçen yıl, Konsey'in önerdiği formülün yasalaşması sonucu çıkan 4454 sayılı yasanın getirdiği basın suçlarını üç yıllık erteleme sayesinde toplam 22 gazetecinin özgürlüğüne kavuştuğunu anlatttı. Ekşi, Ramazan Yılmaz dışında, gazeteci sıfatı taşıyan 24 tutuklu dosyasında basın suçuyla hapse girip girmedikleri konusunda tereddütleri olduğunu belirtti. Ekşi, ``Bir gazetecinin bile hapiste olmasının, o ülkenin imajını ciddi bir şekilde zedelediğini kabul etmemiz lazım. İfade özgürlüğünün faturasının hapse atılmak olmaması gerektiğine inanıyoruz'' dedi.
``Sınır Tanımayan Gazeteciler, Gazetecileri Koruma Komitesi gibi yabancı kuruluşlar Türkiye'deki olayları bizim gibi değerlendirmiyorlar'' diyen Ekşi, hapiste gazetecilikle ilgisi olmayan suçlardan dolayı bulunan çok sayıda gazeteci olduğunu söyledi. ``Türkiye'de basının durumu özlediğimiz kadar iyi değildir' diyen Ekşi , 1999'dan itibaren basına yönelik saldırı ve diğer baskı uygulamalarında belirli ölçüde azalma olduğunu savundu. Basın Konseyi'nin kanaatine göre bunu Başbakan Bülent Ecevit ve ANAP Lideri Mesut Yılmaz 'a borçlu olduklarını belirten Ekşi şunları söyledi:
``Türkiye'de gazetecilerin durumu ve ifade özgürlüğü konusunda yabancı kaynakların çizdiği resimler kadar kötü olmasa da durum iyi işleyen demokrasilerdekiyle kıyaslanmayacak kadar kötüdür. Bazı çevreler Türkiye'de 100 gazetecinin hapiste olduğunu söylüyor. Soygun, ırza geçme, adam öldürme, terör eylemlerine karışmış gazeteci sıfatlı kişilerin sayarsınız bu rakam 100'ü de aşabilir. Ama biz bunları ciddiye almıyoruz. Yabancı kaynaklar 1999'da 50 gazetecinin tutuklandığını söylüyorlar. Bizim saptamamıza göre bu rakam üçtür. 200 gazetecinin polis tarafından sorgulandığı, 10'una işkence yapıldığı söyleniyor. Bizim kayıtlarımızda böyle bir bilgi yoktur.''
24 Dosya tereddütlü
Gazeteci sıfatlı kişilerle ilgili 50 dosyayı inceledekilerini anlatan keşi, bunlardan 25'inin gazetecilikle hiçbir ilgisi olmayan nedenlerle tutuklu olduğu sonucuna vardıklarını söyledi. ``Ramazan Yılmaz' ın gazetecilikle ilgili bir nedenle hapsedildiğine kaniiz'' diyen Ekşi , diğer 24 dosyada da tereddütleri olduğunu belirtti. Geçen yılki çalışmalarında da adları geçen Asiye Güzel Zeybek, Burhan Gardaş, Sadık Çelik ile bu yıl listeye eklenen Meral Kıdır, Serdar Gelir ve Yalçın Küçük hakkında da `gazetecilik işleviyle ilgili bir nedenle hapsedilmiş olabilecekleri' sonucuna vardıklarını söyledi. Bu altı kişiyle ilgili bilgileri yeterli bulmadıkları için tereddütlü olduklarını belirten Ekşi, bu kişilerin, yakınları veya avukatlarından Konsey'e bilgi vermelerini istedi. Dosyalar arasındaki diğer 18 kişiyle ilgili bilginin de yetersiz olduğunu söyleyen Ekşi, ``Bu kişileri de Konsey'in ilgi alanı içinde görüyoruz ve bilgi verebilecek kişilerden bize başvurmalarını rica ediyoruz'' dedi. Bu kişiler şöyle: Aynur Cihan Alak, Devrim Demir, Fatma Harman, Fatma Hülya Tümgan, Hamit Baldemir, İbrahim Çiçek, Kazım Albayrak, Kemal Evcimen, Mehmet Bahri Kurt, Mehmet Tari, Mehmet Yaman, Nurettin Şirin, Ömer Yıldırım, Sezgin Çelik, Sülemyan Altun, Şengül Akkurt, Uğur Türkmen, Veysel Eroğlu.
Ekşi , yabancı kuruluşlarla değerlendirme farklarına örnek olarak da Uslararası Basın Enstitüsü'nün sendikacı Süleyman Yeter 'i Dayanışma adlı bir gazetede çalıştığı gerekçesiyle gazeteci saymasını ve işkence sonucu öldürüldüğünü iddia etmesini gösterdi. Ekşi , böyle bir dergiye hiçbir yerde rastlayamadıklarını söyledi.