Oksijen bombası

Güncelleme Tarihi:

Oksijen bombası
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 29, 1998 00:00

Haberin Devamı

Vurgun yiyen 2 dalgıca müdahale sırasında kullanılan oksijen bomba gibi patladı. Asistan doktorla dalgıçlar yanarak öldü.

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Deniz ve Sualtı Hekimliği Anabilimdalı Hiperbarik Tedavi Merkezi'nde, 20 gün önce uzmanlık eğitimine başlamıştı asistan doktor Cengiz Çetin. Önceki gün, 21.00 sıralarında, Kartaltepe'deki evinden, telefonla çok acele hastaneye çağrıldı. İki dalgıç vurgun yemişti. 6 kişiden oluşan müdahale ekibinde o da yer alacaktı. 23 yaşındaki Cengiç Çetin, sofrada yemeğini yarım bıraktı. Ölüme koştu. Telefondan tam beş saat 10 dakika sonra Hiperbarik Tedavi Merkezi korkunç bir patlamayla sarsıldı. İtfaiye erleri içeriye girdiğinde, mesleğe yeni adım atan genç doktor Cengiz Çetin ile dalgıçlar 34 yaşındaki Sezgin Dülger ve Adnan Aşır'ın kömürleşmiş cesetlerini buldular.

Doktor da dalgıçtı

Deniz ve Sualtı Hekimliği Anabilimdalı Başkanı Prof. Dr. Macide Çimşit, tedavi sırasında kullanılan saf oksijenin, statik elektrik yüzünden patlamış olabileceğini söylerken son derece üzüntülüydü. Çok başarılı bir dalgıç olan Asistan Dr. Cengiz Çetin, aslında kadın doğum uzmanı olmak istiyordu. 80'li yıllardaki göç akınında, Bulgaristan'dan ailesiyle birlikte İstanbul'a gelmişti. Lise son sınıfı İstanbul'da okudu. İstanbul Tıp Fakültesi'ni geçtiğimiz yıl bitirdi. Ancak dalma tutkusu onu çok farklı bir yöne çekti. Nisan ayında girdiği Tıpta Uzmanlık Sınavı'nda, Sualtı Hekimliği'ni de tercih etti. Ve kazandı. 8 Ağustos’ta uzmanlık eğitimine başlayan Cengiz Çetin'i, ölüm dün 02.10'da yakaladı.

Midye ve salyangoz avı

Asistan Dr. Cengiz Çetin ile aynı kaderi paylaşan iki çocuk babası Sezgin Dülger ile Adnan Aşır, pazartesi günü, Muharrem Kalyoncu'ya ait Kalyoncu adlı tekneyle, Kilyos yakınlarındaki Karaburun'da midye ve salyangoz avı için yola çıktılar. Gün boyunca, salyangoz ve midye için, nargile adını verdikleri hortumlarla dalış yapan iki dalgıç, akşam saatlerinde vurgun yediler. Arkadaşları tarafından 21.00 sıralarında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirildiler. Vurgun yiyen dalgıçlar, Deniz ve Sualtı Hekimliği Anabilimdalı Hiperbarik Tedavi Merkezi'ndeki basınç odasında tedavi altına alındılar. Vardiya sırası gelen Asistan Dr. Cengiz Çetin, 02.10'da kontrol için, durumları iyiye giden iki dalgıcın yanına gittiği sırada korkunç patlama meydana geldi. Patlamadan hemen sonra devreye giren otomatik yangın söndürme sistemi ve olaya kısa sürede müdahale eden itfaiye sayesinde, Acil Servis'in altında bulunan Hiperbarik Tedavi Merkezi'ni saran alevlerin diğer katlara yayılması önlendi.

Ölü sayısı artabilirdi

Patlamanın tedavide kullanılan saf oksijenden kaynaklanmış olabileceğini ihtimali üzerinde durduklarını söyleyen İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Erzengin ‘‘Bu olay gündüz saatinde olsaydı korkunç sonuçlar doğurabilirdi. Milyonda bir olabilecek bir kaza geçtiğimiz günlerde İtalya'da da meydana gelmiş ve 15 kişi ölmüştü.

Oksijen tedavisi riskli

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanlığı'ndan yapılan açıklamada, hiperbarik oksijen tedavisinin doğası gereği basınç ve vurgun risklerini içinde barındıran bir uygulama olduğu belirtilerek, şöyle denildi: ‘‘Nitekim Japonya, Almanya, ABD ve en son 1997'de Milano'da benzer kazalar olmuş, bu kazalarda da 1-11 kişi arasında değişen kayıplar verilmiştir. Fakültemizdeki uygulama hastaların hazırlanması, özel giysiler giydirilmesi, yakıcı, yanıcı, kıvılcım çıkarıcı her tür malzemelerin odaya sokulmaması gibi çok ciddi önlemler almak suretiyle tüm dünyada olduğu gibi sürdürülmektedir. Ayrıca, basınç odasının yağmurlama sistemi ve tüm diğer teknik bakım da rutin olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ilgili birimlerinin desteği ile yapılmaktadır.’’

Aynı kaderi paylaştılar

23 yaşındaki asistan doktor Cengiz Çetin'in (solda), uzmanlık eğitimi yaptığı Hiperbarik Tedavi Merkezi'ndeki patlamada ölümü, tüm yakınlarını yasa boğdu.

1.5 ve 8 yaşlarında iki kız çocuğu sahibi olan sertifikasız dalgıç Sezgin Dülger de (sağda), vurgun tedavisi için geldiği hastanede genç doktorla aynı kaderi paylaştı.

Vurgun nedir?

Vurgun, yüksek basınçlı ortamdan daha düşük basınçlı ortama ani geçişlerde vücutta oluşan gaz kabarcıklarının yol açtığı bir bozukluk. Özellikle pilotlar ve dalgıçların yüz yüze geldiği vurgun olayına azot gazı neden oluyor. Solunumla vücuda giren oksijen hücreler tarafından kullanılırken, karbondioksit solunumla atılıyor. Azot ise fazla yağ dokusunda çözülüyor. Sinir sisteminin yüzde 60'ı yağ dokusundan oluştuğundan vurgunda, felç, çırpınma nöbetleri, kaslarda eşgüdüm bozuklukları, uyuşma, bulantı, konuşma bozuklukları ve kişilik değişiklikleri görülüyor. Kabarcıklar eklemlerde toplandığından şiddetli ağrı ve hareket güçlüğü oluyor. Azot kabarcıklarının solunum sistemine girmesiyle öksürük ve solunum güçlüğü ortaya çıkıyor. Vurgun yiyenler basınç odalarında, önce basınç artırılıp yavaş yavaş normale döndürülerek tedavi ediliyor.

Hayat kurtaran tüp bu kez can aldı

Biri doktor, üç kişiye mezar olan basınç odası aslında hayat kurtarıyor. Hiperbarik Tedavi Merkezi'nde vurgun, gazlı kangren, karbonmonoksit zehirlenmesi, penisilinin istenmeyen etkileri, ezik ve yaralar, ani körlükler, işitme kayıpları, donmalar, kemik iltihapları, diyabete bağlı yaralar gibi pekçok hastalığa çare bulunuyor. 24 saat hizmet veren merkezde, hastaların aldığı saf oksijen kan yoluyla hastalıklı bölgeye taşınıyor. Böylece bölge kendini daha çabuk yeniliyor ve hasta sağlığına kavuşuyor.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!