Okkan'ın cinayet sanığına müebbet

Güncelleme Tarihi:

Okkanın cinayet sanığına müebbet
Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2005 00:00

Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan suikastına katıldığı iddiasıyla yargılanan Mehmet Fidancı, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.Aralarında eski Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ile 5 polis memurunun da bulunduğu 13 kişinin öldürülmesi, çok sayıda kişinin yaralanması olaylarına katıldığı iddiasıyla yargılanan terör örgütü Hizbullah üyesi, sanık Mehmet Fidancı, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Diyarbakır 6 no'lu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada, tutuklu sanık Mehmet Fidancı hazır bulundu. Sanık avukatı Sıtkı Zilan, müvekkilinin iddianamede bir çok cinayetle suçlandığını, fakat Gaffar Okkan cinayetinin öne çıktığını söyledi. Müvekkilinin Okkan suikastı ile bir ilişkisi bulunmadığını anlatan Zilan, “Müvekkilim eğer bu cinayetleri işlemişse, sadece Gaffar Okkan suikastı ile ilişkilendiriliyorsa, maktuller arasında ayırım yapılmıştır” dedi. Terör örgütü PKK'nın 1992 yılında Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'ne bağlı Yolaç Köyü'ne baskın düzenlediğini ve bu baskında 12 kişinin camide öldürüldüğünü ifade eden Zilan, şöyle konuştu: “O zaman terör örgütü PKK ile Hizbullah arasında çatışmalar başladı. Müvekkilimin de aralarında bulunduğu bazı kişiler o dönemde örgüt ile ilişki içerisine girmiş olabilir. Dosyadaki mevcut deliller de somut bir şey yoktur. Ele geçirilen silah ve benzeri malzemeler son olarak Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde meydana gelen olaydaki gibi polis tarafından rahatça bırakılabilir. Bu polis için çok kolaydır. Biz dava duruşmalarında aynı bombanın fotoğraflarını birçok dosyada gördük. Müvekkilimin yargılanması TCK'nın 168/2 maddesi gereğince yapılabilir; ama 146 madde ile yapılmaması gerekir. Kültürü ve eğitimi, bir örgütün içerisinde bu şekilde bulunması için yeterli değil; hasbelkader içerisine girmiş ve devlet de zamanında bu örgüt tarafından yapılan eylemlere göz yummuştur.” Tutuklu sanık Mehmet Fidancı da, yaptığı savunmasında daha önceki duruşmalarına rahatsızlığından dolayı katılmadığını ve bu nedenle kendisini savunamadığını söyledi. 4 yıldan beri yargılandığını ve bugüne kadar kendisine bir şey sorulmadığını anlatan Fidancı, savunmasını şöyle sürdürdü: “PKK benim köyümde camiyi bastı ve 12 kişiyi öldürdü. Bunların içerisinde benim 4 kuzenim vardı. Benim de eğilimim vardı ve bu olaydan sonra örgütün içerisine girdim. Bunun dışında hiçbir ilişkim yoktur. Ben 4,5 ay gözaltında kaldım; her türlü işkenceye maruz kaldım. Dosyamda kabul ettiklerimin tümü zorla kabul ettirilmiş şeylerdir. Savunmamı yapmak için süre verilmesini istiyorum.” Mahkeme heyeti kısa bir ara vererek, sanık Fidancı'nın bu talebini değerlendirdi ve savunma için süre talebini reddederek, sanık Fidancı'ya son sözü soruldu. Sanık Fidancı, son olarak şunları söyledi: “Müslümanım ve Hizbullah da Müslüman bir cemaat olduğu için yakınlığım oldu. Camiye gittim, camiye gitmek, Kuran okumak örgüt üyeliği ise ben örgüt üyesiyim. İslamiyet için bir canım değil, bin canım olsa feda ederim. Polis ifadesine göre beni cezalandırırsanız adalet yerini bulmaz. Ama bu dünyada adalet yerini bulmazsa bile öbür dünyada bulacaktır.” Mahkeme heyeti 2. kez verdiği aradan sonra, tutuklu sanık Mehmet Fidancı'nın eylemlerine uyan TCK'nın 146. maddesine göre idam cezası ile cezalandırılmasına, ancak, AB uyum yasaları ile değiştirilen TCK'nın ilgili maddeleri gereğince cezanın ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına, duruşmalardaki iyi hali göz önünde bulundurularak, cezanın müebbet hapis cezasıyla dönüştürülmesine karar verdi. Fidancı, şehit Emniyet Müdürü Okkan'ın ölümünden önce açıkladığı terör örgütü Hizbullah'ın 26 kişilik tetikçi listesinde yer alıyordu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!