ÖKK eski komutanı Aksakallı, Metin İyidil'in yargılandığı davada tanıklık yaptı

FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin 6 sanığın yargılandığı Ankara 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada, 27 Nisan 2018'de karar verildi. Sanıklar eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muhabere ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı Korgeneral Metin İyidil, eski EDOK Kurmay Başkanı Korgeneral Hamza Koçyiğit ve eski Harekat Eğitim ve Öğretim Daire Başkanı Tuğgeneral Lütfi İhsan Yanıkoğlu'na, 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Sanıklardan dönemin EDOK Okullar Komutanı eski Korgeneral Abdullah Barutcu, dönemin Muharebe Geliştirme Başkanı eski Tuğgeneral Mehmet Topçu ve gözlem subayı Ersal Duman ise beraat itti. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) 20'nci Ceza Dairesi, İyidil hakkındaki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını kaldırarak sanığın beraatına hükmetti. Daire, diğer sanıklar hakkında verilen kararı ise hukuka uygun bularak onadı.

YARGITAY KARARI BOZARAK 'YENİDEN YARGILANSIN' DEDİ

Karar sonrası tahliye edilen İyidil, yapılan itiraz üzerine tekrar tutuklandı. Temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 16'ncı Ceza Dairesi, İstinaf Mahkemesi'nin kararını bozarak, İyidil'in 'darbeye yardım' suçundan tekrar yargılanmasına hükmetti. İyidil'in tutukluluk halinin devamına karar veren Yargıtay, sanık Hamza Koçyiğit'in de 'darbeye yardım' suçundan yargılanması gerektiğine hükmederek, sanığa verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozdu. Sanık Abdullah Barutcu hakkındaki beraat kararını da bozan Yargıtay, diğer 3 sanık için verilen kararı onadı.

3 SANIĞIN YARGILANMASINA DEVAM EDİLDİ

Yargıtay'ın bozmasının ardından tutuklu sanıklar Metin İyidil, Hamza Koçyiğit ile tutuksuz sanık Abdullah Barutcu'nun 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım' suçlamasıyla yargılanmasına, Ankara 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Davanın bugünkü celsesinde sanık Abdullah Barutcu’nun avukatının tanık olarak gösterdiği dönemin ÖKK Komutanı Emekli Korgeneral Zekai Aksakallı dinlendi. Aksakallı, sanık Abdullah Barutcu için "FETÖ’cü olmadığı kanaatindeyim" diyerek, "Olay gecesi beni kaçırmaya çalışmışlardı. Oradan kurtulunca saat 22.40 sıralarında ikinci bir araç istedim. Araç, Spor Okulu nizamiyesine geldi. Ancak FETÖ’cüler orayı tuttukları için içeri almadılar. Koruma Astsubayım ‘kırın girin’ dedi. Zaman geçince Emir Astsubayım ile oraya yürümeye başladık. O sırada taarruz helikopterleriyle saldırı başladı. Korumalarımdan birisinin bacağı koptu, Emir Astsubayım yaralandı. 23.40’ta Barutçu Paşa beni aradı. Ben de olayları kısaca anlattım. Kendi güvenliğine dikkat etmesine, aynı şeylerin başına gelebileceğini ifade ettim. Bunları söylememin sebebi benden önceki Özel Kuvvetler Komutanı olmasıydı. Barutçu Paşa’yı 1995’ten beri tanıyorum. Benim Tabur Komutanlığımı yaptı, Özel Kuvvetler Komutanlığımı yaptı, terörle mücadelede birlikte bulunduk. FETÖ ile bağlantısı olduğuna dair hiçbir emare, hiçbir kanaatim yoktur" ifadelerini kullandı.

'DARBE GECESİ SİLOPİ KARARGAHI İŞGAL ALTINDAYDI'

Tanık Aksakallı, sanık Metin İyidil’in avukatı Abdullah Kaya'nın "Gayri nizami harpte harekat nereden en iyi şekilde sevk ve idare edilir?" sorusuna, "Komutan muharebeyi en iyi şekilde sevk ve idare edeceği yerde bulunur. Bu, birliklere göre farklılık arz eder. Muharip birliklerle diğer birlikler yani okulları farklı tutmak lazım. Mesela; o gece Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın Irak, Suriye, Diyarbakır, Silopi, İskenderun gibi bütün Türkiye sathında birlikleri vardı. Bu birliklerin bir kısmını darbe için Ankara’ya sevk etmeye çalışıyorlardı. Silopi Karargahı işgal altındaydı. Hem yurt içi hem yurt dışı yere müdahale etme zorunluluğu vardı. Mesela Irak’taki komutanımızı Silopi’deki Karargaha getirdim. Önemli olan komutanın her tarafa nüfuz etmesidir, bulunduğu yer önemli değildir" diye cevap verdi.

Duruşma diğer tanıkların dinlenmesiyle devam ediyor.