Okan'a cinayet suçlaması

Güncelleme Tarihi:

Okana cinayet suçlaması
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 1998 00:00

Haberin Devamı

Ötanazi isteyen Okan Oktay'dan olan çocuğuyla 9 aydır ortada gözükmeyen Marion'un ailesi perişan. Anne Corry ve baba Hans van Buren, kızları ve torunlarının kaybolmasından Okan'ı sorumlu tutuyor. Okan'ın kızlarını sürekli dövdüğünü belirten baba Hans van Buren, ‘‘Öldülerse de, kaldılarsa da nerede olduklarını bilmek istiyoruz. Okan ne olur bunu bize bildirsin’’ dedi.

KAYIP kızları Marion ve 1 yaşındaki torunları Romy için her gün gözyaşları döken Hollandalı anne Corry ile baba Hans van Buren, ‘‘İstediğimiz tek şey onların nerede olduğunu bilmek. Okan ne olur bunu bize bildirsin. Öldülerse de, sağsalar da bilmek istiyoruz artık’’ dediler.

Banka soygunu zanlısı olarak halen tutuklu bulunan kanser hastası Okan'ın ötanazi talebinde bulunduğunu gazetelerden öğrendiklerini belirten acılı anne Corry 9 aydır çile çektiklerini, gözlerine uyku girmediğini vurguladı ve ‘‘Ötanazi elbette Okan'ın kendi bileceği bir iş’’ diye konuştu.

BULANA ÖDÜL

Corry-Hans van Buren çifti, kızları ile torunlarının bulunması için başvurmadıkları yer kalmadığını, hatta onların bulunmasını sağlayacak bilgiyi verecek olana 35 bin gulden ödül vermeyi kararlaştırdıklarını bildirdi. Baba Hans van Buren, kızlarının hayatta olması halinde kendilerini mutlaka aramış olacağından emin olduklarını belirterek, şunları söyledi:

‘‘Kızımız Haarlem kentindeki kadınlar sığınma yurduna kaçmıştı ve bir gün çocuğu ile trenle Alkmaar İstasyonu'na gelmiş. Okan, onları oradan alıp eve götürdüğünü ve evde 3 saat kadar kavga ettiklerini söylüyor. Daha sonra da onları tekrar Alkmaar İstasyonu'na bıraktığını iddia ediyor. Marion ile Romy'i o andan itibaren gören kimse yok. Bankadaki hesabından bugüne kadar hiç para çekilmedi, sığınma yurdundan eşyalarını da almamış.’’

KARŞI DEĞİLİZ

Hollandalı anne ve baba, kızlarının 2 yıl beraber oturduğu Okan'ın annesine ve kardeşlerine de son derece düşkün olduğunu, sürekli onlardan bahsettiğini belirttiler.

İki genç arasındaki ilişkiye hiç bir zaman karşı çıkmadıklarını, durumun Okan'ın kızlarını dövmesiyle değiştiğini söyleyen Corry ve Hans van Buren, daha sonra şunları anlattılar:

KIZIMIZI DÖVÜYORDU

‘‘Kızının dövülmesine kimse izin vermez. Irkı, milliyeti ne olursa olsun farketmez, biz kızımızın dövülmesine kesinlikle göz yumamazdık. Aradan 9 ay geçti ve Okan'ın ailesi bizi hiç arayıp, sormadı. Gerçi biz de onları aramadık. Okan geçenlerde cezaevinden aradı ve Marion'la konuşmak istediğini söyledi. Biz de burada olmadığını söylediğimizde kızdı ve telefonu kapadı. Yalvarıyoruz, ister sizin aracılığınızla olsun, ister avukatı, ya da arkadaşları kanalıyla, bize onların nerede olduklarını bildirsin. Ölmüş olabilirler ama biz bunu bilmek istiyoruz. Bu acıya artık dayanamıyoruz.’’

Anne: Oğlum sevdiğine ve çocuğuna nasıl kıyar?

Geçtiğimiz şubat ayı sonunda Den Helder kenti yakınlarındaki 't Zand kasabasında banka soygununa karışmak, polislere ateş açmak ve soygun sırasında yoldan geçmekte olan bir kadını yaralamak suçlarından sanık olan 24 yaşındaki Okan'ın annesi Sevgi Oktay acılar içinde... Anne Oktay, Okan'ın 1995 yılında sol ayak parmaklarından birinde çıkan beni aldırmak için hastaneye gittiğini ve daha sonra yapılan testler sonucu beze kanseri teşhisi konulduğunu belirtti. ‘‘Ortaya çıkan hastalık sonrası moral çöküntüsü yaşadı ve bunalıma girdi. İşbaşı vermemelerine rağmen yine de yarım gün gidip çalışmak istedi. Belki de çalışmış olsaydı morali düzelecek ve bunlar da başımıza gelmemiş olacaktı. Ama doktorlar bunu yapmadıkları gibi, terapiye de gönderip, psikolojik yardımda da bulunmadılar’’ diyen gözü yaşlı anne Sevgi Oktay, hastalığın her geçen gün ilerlediğini ifade etti. Oğlu Okan’ın 1994 yılında tanıştığı Hollandalı kız arkadaşını çok sevdiğini ve çocuk beklerken evlenmeyi kararlaştırdıklarını belirten Sevgi Oktay, şunları söyledi: ‘‘Birbirlerini çok seviyorlardı. İki yıl birarada oturduk. Ben de Marion'un çok sevdim. Hamile kaldığında evlenmeye karar verdiler ama Marion ‘Annem ve babam bu beraberliğimize zaten karşılar. Evlenmeye de kalkarsak daha da sorun olur' demesi üzerine bundan vazgeçtiler. İki yıl benim yanımda oturdular ve çocuk olduğunda başka bir eve taşındılar. Romy dünyaya geldiğinde Marion'un ailesi ile hastanede karşılaştık ama bizden sürekli uzak durdular. Çocuk doğduktan sonra da bu aile rahat durmadı. Sonunda kızları için Bergen kentinde bir ev tuttular ve oğlumla araları bir süre açıldı. Daha sonra Marion sığınma yurduna gitmiş. Bir hafta sonra çocuğu da alarak oradan ayrılmış. Dokuz aydır halen bir haber yok. Oğlum, çok sevdiği arkadaşına ve çocuğuna nasıl kıyar? Buna ihtimal bile vermiyorum. Bu olayın ardında başka şeyler var ama ne olduğunu bilemiyorum.’’ Arkadaşı Marion ile 1 yaşındaki kızı Romy’nin ortadan kaybolmasından sonra Okan'ın adeta yıkıldığını ve hastalığının da süratle ilerlediğini söyleyen Sevgi Oktay, ‘‘Okan bunların hiç birini hak etmedi. Dilerim, ona bu acıları yaşatanlar da aynı acıyı yaşarlar. Oğlum haksızlığın kurbanı oldu’’ dedi.

Okan'ın günlüğü... Herkes bana katil gibi bakıyordu

MARION ile kızı Romy'nin 8 Haziran 1997 tarihinde esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmalarında parmağı olduğu iddia edilen dönemde, bir diskoteği basmak ve silah taşımak suçlarından tutuklanan Okan Oktay'ın, demir parmaklıklar ardında tuttuğu günlüğünden ve ailesine gönderdiği bir mektuptan satırbaşları söyle:

11/2/1998. İnşallah bu ajanda dürüst ve bütün gerçekleri ortaya çıkaracak ellere geçer. Her yerim ağrıyor... Suçsuz olmama rağmen herkes bana psikolojik baskı yaptı, ruh ve bedenle yapılan işkence hiç durmuyordu. Hanımımla, çocuğum kaybolduktan sonra içim parça parça olmuştu.

Polis beni basına katil olarak gösterdiği gibi arkadaşlarıma para teklif edip, hanımımla çocuğuma bir şey yaptığıma dair yalancı şahitlik yapmalarını istedi... Onların bulunması için her şeyi yapmaya hazırdım.

Herşey polisin televizyona ve basına beni katil olarak göstermesiyle başladı. Zorla filmimi çektiler... Bütün gerçekleri Allah'ın kitabına dayanarak yazıyorum. Bütün bu gerçeklerin ve bu yapılan pisliklerin basına anlatılması gerekli. Hanımımla, çocuğumun ortaya çıkması için her şeyi yapacağım. Sonra da hepsinin yüzüne tükürmek istiyorum. Eğer ölmezsem... Eğer ölürsem de bana yaşatılanların bütün dünyanın bilmesini istiyorum. Ben suçsuzum... suçsuzum...suçsuzum...

Acı üzerine acı... Hiç kimse destek vermiyor. Şimdiye kadar bir tek kişi geçmiş olsun demedi. Herkes bana bir tuhaf bakıyor. Nedeni fotoğraflarımın gazetelerde ve televizyonlarda boy boy çıkması... Nereye gidiyorsam, herkes bana katil gibi bakıyor. Hanım ve çocuğum kaybolduktan sonra dünya bana zindan oldu, acılar içinde kıvranıyorum... Polis tarafından az kalsın öldürülesinceye kadar dövüldüm, az kalsın boğuyorlardı... Polisten yediğim dayağı kimseden yemedim. Dört gün burnumdan kanlar aktı... O günden sonra geceleri kabuslar görüyordum, kimse yardım etmiyordu.

Kızıyla birlikte 9 aydır kayıp

8 Haziran 1997 tarihinde kızı Romy ile birlikte esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolan Maroin'un akıbeti meçhul. Bu süre içinde ne ailesini aramış, ne kredi kartından para çekmiş. Ne gören var, ne duyan... Okan, Marion'un ailesine, ‘‘Kavga ettik. Sonra onları istasyona bıraktım. Ondan sonrasından haberim yok’’ demiş. Hollandalı genç kızın perişan ailesi perişan. Gözlerine 9 aydır uyku girmiyor. Çaresizlik içindeler. Marion ve torunlarıyla ilgili bilgi bile iletecek olanlara 35 bin gulden ödül vereceklerini açıklıyorlar.

Ötanazi istedi

Çektiği acılar yüzünden ötanazi talebinde bulunan cezaevindeki Okan Oktay, Marion'la mutlu günlerinde... Okan şimdi cezaevinde acılar içinde korkunç sonunu bekliyor... Marion, kızı Romy ile birlikte 9 aydır kayıp.

Marion’un yerini söylesin

Kayıp Marion'un annesi Corry ile babası Hans van Buren'in gözlerine 9 aydır uyku girmiyor. Acılı aile ‘‘Kızımızın yerini söylesin’’ diye cezaevindeki Okan'a yalvarıyor.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!