Oğuzhan Ceyhan'ın isyanı

Güncelleme Tarihi:

Oğuzhan Ceyhanın isyanı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 02, 2009 09:57

Merhabalar ilk önce engellilerle ilgili yazılarınız için sizi kutluyorum. İsmim Oğuzhan Ceyhan ülkemizde profesyonel Astrolojiyi uygulayan bir kaç insandan biriyim.

Haberin Devamı

Yazılarım Ntvmsnbc İnternet sitesinde, Platin dergisinde, Akşam gazetesinde yer almakta. Yenibiriş, Peryön, Kalder ve İnsan Kaynakları zirveleri çalışmalarımı paylaştığım önemli sahalar oldular. Hala da çalışmaya devam ediyorum. Hizmetini vermekte olduğum ve insanların hayat kalitesini arttıran çalışmalarımın ucuz falcılık ile karıştırılmamasını önemle rica ederim. Bu konudaki meraklarınızı da gidermek ve beni daha çok tanımak isterseniz,

http://www.astrologyanalyst.com

http://www.personelonline.com

http://www.karmaastrology.com

http://blog.astrologyanalyst.com adreslerine başvurabilirsiniz.

 

Çok saygı değer Fatih Bey ben de çocuklukta geçirdiğim bir hastalık sonucu yüzde seksen engelli kalan bir vatandaşım. Evliyim. 12 yıldır mutlu bir evlilik sürdürüyorum.

 

Haberin Devamı

Uzun yıllar babamın mesleği sebebi ile İngiltere’de kaldım. Astroloji ve Psikoloji ile ilgili eğitimimi orada tamamladım. Türkiye’ye geldikten sonra eşim Funda Ceyhan hanımla evlendim kendisinin bedensel bir engeli yoktur ve İçmimardır.

 

Yıllar boyu ülkemizde bedensel engelli bireyler ile  ilgili pek çok konuda mücadele ettik.

Engelliler ile ilgili pek çok konuda yurtdışı tecrübelerimi de ön plana çıkararak önemli çalışmalar yaptık. Ülkeye döndükten sonra mimari engeller sebebi ile ancak açık öğretiminin iktisat fakültesinin yüksek okul kısmını iki yıllık bitirebildim. Yıllarca Tekerlekli sandalye basketball oynadım. Antrenör oldum. Engelli ve mimarlık konseptini ülkemizde eşimle ben oturtmaya çalıştık.

 

Şu an kendime ait hem Astroloji, hem mimarlık, hem de bilgisayar yazılım firmam var. Sizin grubunuzda yenibiriş.com ve Gayet.nete hizmet vermekteyiz.

Yakında da e kolay nete hizmet vereceğiz. Bunun yanında Ntvmsnbc ve Akşam grubuna da hem yazılım grubu olarak hem de astroloji grubu olarak hizmet veriyoruz.

 

Haberin Devamı

Yani kısacası belki Türk toplumunda şansını zorlayarak fırsatlar yaratan engelli bireylerden biriyim. Babam askerdir. Devlet memuru. Hiç zenginde bir aile çocuğu olmadım. Ancak şimdi yanımda sigortalı pek çok kişi çalışıyor ve pek çok kişiye ekmek vermekteyim.

 

Biraz ülkemizdeki komikliklerden bahsetmek istiyorum. Eğitimim gereği şu an yurt dışında yaşama şansımda var ve ciddi ciddi gitmeyi de düşünüyorum.

 

Birincisi hiç bir kamu kuruluşunda yeterince insanca muamele görmüyoruz. Diğer arkadaşlar gibi ben de oy veremedim çünkü oy vereceğim sandığa ulaşmam gereken basamak sayısı en AZ 100 dü. Bu arada ülkemizde 8 milyon engelli vatandaşımızın yaşadığını hesaplarsak ki bu Avrupa birliği normudur. Detaylı bir bilimsel istatistik olmadığı için tam engelli vatandaş sayımızda bilinmiyor. Kendim ve eşimin dernekler ile yaptığımız çalışmalarımıza dayanarak bu 10 milyon civarı olabilir. Ciddi bir insan ve seçmen grubu NE yazık ki oy verememiştir.

 

Haberin Devamı

Kendim yanımda işçi çalıştırdığım için hem en ufak bir vergi avantajım yok, hem de herhangi bir normal vatandaşın emeklilik süresince emekli oluyorum. Son kanunla değişme şansı var diyorlar. Bakınız lütfen ben yüzde seksen engelli grubuna giriyorum. İki bacağım felçli ve kendimin engelli bir vatandaş olduğumu ispat etmem için hastanelerde yaşadığım traji-komik olayları size anlatamam.

 

Hatta bir ara askere gitmediğim için nerede ise tutuklandım, çürük raporu alana kadar akla karayı seçtim eve gelen polisler durumumu görünce kelepçelemekten vazgeçmişlerdi. Bu arada tecilimde tam bitmemişti. Sizi güldüreyim, NE diyeyim arabamda ilk engelli plakasını taktığımda Beşiktaş’ta polislerin, plakadaki işaretleri orak ve çekiç olarak algılaması sonucu bizi o zamanki Gayrettepe’deki emniyet amirliğine götürmelerini, komiserin plakayı anlamamasını, kendimin onların terimiyle kızıl olmadığımı o zaman NE demek olduğunu bile bilmezdim anlatmak için çabalamamı bunlar hep AMA hep traji-komik olaylardı. Yaklaşık 15 yıl önceki hadiselerdir bunlar.

 

Haberin Devamı

Gelin görün ki bazı şeyler değişmemiş. Size geçen ay yaşadığım acı ve beni gerçekten üzen olayı anlatmak ve paylaşmak istiyorum; yıllarca hastanelerde yattım, yaklaşık 7 yıl. Ve eşimle evlenirken onunda isteği doğrultusunda bir karar vermiştik; ÇOCUK EVLAT EDİNMEK istiyorduk. Onları çektikleri sıkıntılardan kurtaracak bir şeyler yapmak bizim için çok önemliydi. Acı çeken, hastanelerde yurtlarda sıkıntı çeken çocukları çok gördüm ve en azından bir tanesini kurtarmak istedim. Kendi çocuğumun olmasındansa var olan bir çocuğa Baba olmayı, eşim de Anne olmayı çok istiyordu. Bu sebeple geçen gün, yasalar doğrultusunda, sosyal hizmetlere başvurduk.

 

Haberin Devamı

İstanbul’da yaşıyorum. Ve tabii ki başvuru için Cağaloğlu’nda bulunan Sosyal Hizmetlere ait olan binaya gittik. Gittiğimizde gördüğümüz muameleyi size anlatamam. İlk önce eşim asansörsüz, eski binanın en üst katında bulunan ilgili kişilerin odasına girmek için yaklaşık 80–90 basamak tırmanarak yukarı çıktı ve neler yapması gerektiğini sormak için birilerini aradı ve müdürü hemen rahatsız etmek istemeyip, görevli birilerini aradı. Ancak konu hakkında bilgi veren kişilerin tatsız ve adeta yanlış bir şey yapıyormuşçasına bir tavır ile yaklaşımları sonrası eşim tatmin olmadı ve Müdürlerden birini görmek istedi. Kapılarının açık ve davetkâr bir şekilde konuşabilir durumda olmalarına sevinerek, kapıyı tıklattı ve müsait misiniz? dedi.

 

Adeta ne var ki, ne diye soruyorsun tavrı ile “Eveeet” diyen müdüre hanımla eşim konuşmaya başladı. Ve evlatlık başvurusu ile ilgili yapması gerekenleri yeniden sordu ve az önce öğrendiklerinden farklı cevaplar aldıktan sonra, benim de binada olduğumu söyledi. Hanım efendi konuşmayı bitirmek isteyen bir tavır ile sonunda benim de oraya gitmem gerektiğini söyledi ve eşim durumumu izah etmeye çalıştı. Karşılığında mutlaka başvuru için babayı da görmemiz lazım ve kendisi buraya gelecek ve üstelik evlatlık edinme süresi boyunca burayı 5 ila 10 kezden fazla çıkacak dedi. Benim de kata çıkmak konusunda zorunluluk olduğunu söyleyen müdüre Hanımın kesim tavrı üzerine eşim, ortopedik engelim nedeni ile 3 katı çıkmamın çok zor olduğunu söyledi ve durumu inanılmaz bir nezaketle ifade etmeye çalıştı. Benim bir basketbol oyuncusu olduğumu, spor yapan bir insan olduğumu, bu basamakları çıkabileceğimi ancak bunu yaparsak onu sakatlayabiliriz, 90 basamağı ben çıkarken perişan oldum, bir sakıncası yok ise, başka bir yol bulalım. Belki başvuruyu giriş katlarından birinde yapabiliriz diye ricada bulunmaya çalıştı. Oysa Müdire Hanım, eşinizi burada görmemiz lazım diyordu. İşte artık olayın inanılmaz bir boyuta ulaştığı zaman burası ; Müdüre Hanım Sayın Nermin Fügen Özer “ 3 kat basamak çıkamıyorsa, nasıl baba olacak, burayı çıkamıyorsa o zaman baba olamaz” dedikten sonra, “Zaten daha önce de görme engelli biri başvurmuştu ona da çocuk vermedik” diyince çıldıran eşim nutku tutularak aşağı indi. Ve tüm durumu bana izah etti. Giriş kapısında görevlilerin arasında düştüğüm durumu, nasıl üzüldüğümü, kırıldığımı, ülkem adına utandığımı, bunca emek ve hizmetten sonra nasıl da perişan olduğumu izah edemem. Eşim o sırada “ Biz evlatlık edinebilecek yürekliliği gösteriyoruz, üstelik kardeş almak istiyoruz, bir değil, iki insana yuva açacağız diyoruz, siz bir orta yol bulmak için hiçbir fedakârlık yapmak için tenezzül bile etmiyor bir de insan aşağılıyor, hakaret ediyorsunuz, bu nasıl iş diye girişte haykırıyor ve bir yandan ağlıyordu. Doğrusu benim de ağlamadığımı söyleyemem.

 

Yasa benim bir evlatlık sahibi olmama izin verirken, kanuni olarak haklarım var iken, ve bu konuşmayı, herhangi bir yardımcım değil, bizzat eşim gerçekleştirirken ve tüm istediğim sadece iki küçük cana yuva kazandırmak iken dehşete kapıldık. Unutmayınız ki, asansör medeniyetin içinde yer almaya başlayalı çok oldu. Tek parmağını bile oynatamayan bir insanın dünyanın gizemini çözmeye çalıştığı (Stephen Hawking ) ve tüm dünya hayranlık ile izlerken, insanlara sosyal hizmet getirmek için ülkemin bir kurumunda bir koltukta oturan bir müdüre hanımın, üstelik bir anne ve bir hanımefendinin zahmet edip, bize yardımcı olmak için elinden geleni yapmış olması gerekirdi. Daha çok şey söylenebilir. Ama ülkeme Engelli basketbolunu getirmiş, bir çok insana ekmek kazandıran eğitim görmüş, medeni bir insan olarak bunların tek satırını bile hak etmiyorum. Dahası hanımefendinin izahı gereği, sadece bir merdiveni aşamamış olmam baba olamamam için yeterli imiş. x

 

Yorumu size bırakıyor ve resmen bu rezalet sonrası bebeklerimi almak için elimden geleni yapacağımı size duyuruyorum. Bu rezaletin duyurulması için bana katılırsanız ve benim gibi madur olup, sesini çıkaramayan arkadaşlarımıza yol açabilmemiz için konuyu size de aktarıyorum.

 

Bir kulağında Walkman kulaklığı takılı, yerinden kalkmaya tenezzül etmeyen ve sadece başvuru için adı geçen bir engelli insan adına, yüzünü bile görmeden oturduğu yerden ahkâm kesen bu kişinin orada oturmaya hakkı olmadığını da hatırlatmak isterim.

 

Eşim ve ben, bebek veya bebeklerimizi almak için elimizden geleni yapacağız. Beni bir asansöre karşı yok sayan bu zihniyet ile savaşacağım. Fakat bu konuda bu rezaleti başkalarına da duyurmanızı rica edeceğim.

 

Uluslararası arenada Astrolojik hizmet veren bir firma olarak AstrologyAnalyst, dünyanın en önemli maden şirketlerinden birinin desteği ile henüz Türkiye’de açıklanmamış bir çalışmanın ortağı olarak TWP ile çalışmaya başlamıştır. Türkiye’nin ve bir Türk Astrolog’un bilimsel çalışmalarının uluslararası arena duyurulması için çok özel çalışmalara destek veren TWP , aklıma saygı duyduğu için sanırım çok şanslıyım. Kendi ülkemin bana hizmet etmesi gerekli olan bir koltuğunda oturarak, benim babalık haklarımı sorgulama şekli ile benim, eşimin ve o iki çocuğun hayatını kısıtlama hakkını elinde tutmaya çalışan sayın Müdüre Hanımı kınıyorum.

 

Kınamak ile kalmayacağım.

 

Milli sporcu olacak kadar Baba’yım,

12 Yıllık mutlu bir evliliğin ortağı olacak kadar Baba’yım,

Basketbol antrenörlüğü yapacak kadar Baba’yım,

Maratonlarda madalyalar alacak kadar Baba’yım,

Kendi ülkemin insanlarının para kazanmasını sağlayacak iş sahibi olacak kadar Baba’yım,

 

Eşimin kıymetli kalbini ve yeteneklerini bu yazıya yazmıyorum.
Onu da tanımak isterseniz http://www.benimfengshuim.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

 

Saygılarımla,Oğuzhan Ceyhan

          

Not: Bir sosyal hizmetler binasında olmayan Asansör gösteriyor ki, hizmetler sadece ayakları, bacakları, elleri kolları, gözleri olan insanları kapsıyor… Ne yazık, ne yazık! Orada oturan kişi güzelim ülkemin temsilcisi olamaz.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!