Güncelleme Tarihi:
İstanbul Eyüpsultan'da 1 Mart'ta seyir halindeki 3 ATV aracından biri arızalanmış, yol kenarına çekilen arızalı araç tamir edilmeye çalışılırken aynı yönde ilerleyen iki araçtan birisi buradaki 3 ATV'ye çarpmış, yaralanan 5 kişiden Oğuz Murat Aci hayatını kaybetmişti.
Kazaya neden olan 17 yaşındaki sürücü Timur Cihantimur'un kaza yerine gelen annesi Eylem Tok'un aracıyla buradan uzaklaşıp annesiyle önce Mısır'a, ardından da ABD'ye gittikleri tespit edilmişti.
Şüphelilerin iadesi için geçici tutuklama talep evrakı, Adalet Bakanlığınca ABD yetkili makamlarına iletilmiş, Florida federal mahkemenin kararı üzerine Cihantimur ve Tok, 14 Haziran'da Boston'da polis tarafından yakalanmıştı.
18 Haziran'da ayrı saatlerde mahkemeye çıkarılan anne oğulun tutukluluk hallerinin devamına karar verilmiş, Cihantimur'un avukatları "müvekkillerinin kaldığı tutukevinin şartlarının çok kötü" olduğunu savunarak, ev hapsi veya yerinin değiştirilmesi talebinde bulunmuş ancak 21 Haziran'da yapılan Cihantimur'un ikinci duruşmasında hakim bu talebi reddetmişti.
ÖZEL BİLİRKİŞİ RAPORU ÇIKTI
Amerika'daki yargılama süreci sürerken, Türkiye'de ise kazaya ilişkin hukuk süreci devam ediyor. Oğuz Murat Aci'nin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasıyla ilgili özel bilirkişi raporu düzenlendi. Timur Cihantimur'un avukatlarının hazırlattığı rapora göre hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci, ATV araçlarının yol kenarında durması, ışıklı tabelalarla ikaz edilmemesi ve o saatte karayolunun kenarında bulunması nedeniyle yüzde 75 kusurlu bulundu. Oğuz Murat Aci'nin ölümüne neden olan 17 yaşındaki Timur Cihantimur ise, ehliyetsiz araba kullanmak ve yüksek hızda araç kullanması nedeniyle yüzde 25 kusurlu bulundu.
"YARALILARA YARDIM ETMEYEREK ÖLÜME TERK EDİYOR"
Raporun skandal olduğunu söyleyen Murat Aci’nin babası Özer Aci, “Baştan sona yazılan bilgilerde eksikleri var. Fazlalıkları var, yanlışları var. Fakat okuduğumda oranların yanlış yazıldığını düşünüyorum. Yüzde 75 bizim oğlumuz, asli kusurlu olarak gösterilmiş. Kendi çocukları ehliyetsiz, süratli bir şekilde araba kullanıyor. Kazaya sebebiyet veriyor. Yüzde 25 kusurlu gösteriyor. Ben burada bu tutanağı düzenleyen yetkililere şunu söylüyorum. Bu çocuğun hiç mi suçu yok? Orada yaralılara yardım etmeyerek ölüme terk ediyor. Hiç mi suçları yok? Sadece kazayı kaza olarak değerlendirip kazadan sonra yaşanan olayları değerlendirme niçin yapılmıyor? İlk yardım niçin aranmıyor? 112 niçin aranmıyor? 112 aradığında SOS defalarca alo alo yaralı var mı? O Araba süren 160, 170 süratla 30 kilometrelik yolda giderken niye düşünmüyor sonuçlarını? SOS'e niye cevap vermiyor? Yaralılara yardım etmeyerek ölüme terk etmek bu suç değil mi? Ben skandal bir rapor olduğunu düşünüyorum. Hayatta her şey para olmadığını söylüyorum. Bunu baştan beri defalarca söyledim, yine söylüyorum. Bu tutanağı tutanda, yazanda, imza atanda hiç mi merhametleri, vicdanları sızlamadı? Ölüye çamur atmak çok kolay. Yani nasıl olsa mezardan kalkıp dirilecek değil ama 6 aydır bir mücadele veriyorum. 6 yıl da geçse bu mücadelenin arkasında olacağım. Öyle basit yaralama değil. O zaman halkımız sizler, bizler yol kenarında durmayalım. Öldüğümüz takdirde yüzde 75 biz suçlu olacağız veya kusurlu olacağız. Öldüğümüzde kalacağız. Yola çıkmayın durmayın biri gelir ehliyetsiz çarpar. Dikkat edelim diye söylüyorum” diye konuştu.
"BEN HER ŞEYDEN ÖNCE BİRAZ MERHAMET, BİRAZ VİCDAN BEKLİYORUM"
Bilir kişi raporunu ilk gördüğünde içinin kaynadığını söylenen Aci, “İçim sızladı. Ya ben her şeyden önce biraz merhamet, biraz vicdan bekliyorum ama bunlar böyle bir şey olmadığı için de artık bunu da bıraktım. Üzüldüm. Yapılacak şey yok. Avukatlarımız itiraz etti. Zaten kayda alınacak bir şey değil. Çünkü hakim heyetinden atanmış bir bilir kişi tarafından tutulmuş bir tutanak değil. Kaydı almayacak. Sadece sinek misali diyorum mide bulandırıyorlar. Dolaylı olarak benim değirmene su taşıyorlar. Devam etsinler” dedi.