Güncelleme Tarihi:
Mizah ve karikatür dünyasının büyük ustası Oğuz Aral’ın cenazesi, bugün Levent Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda kardeşi Tekin Aral’ın yanında toprağa verildi.
Levent Camii'ndeki cenaze töreninde basın mensuplarının Aral'a ilişkin görüşlerini aldığı sanatçı dostlarından mizah yazarı Gani Müjde, Türkiye'deki pek çok karikatür sanatçısının üzerinde Aral'ın emeği bulunduğunu dile getirdi.
Ondan hem çekindiklerini, hem de saygı duyduklarını kaydeden Müjde, Aral'ın aynı zamanda kendilerine “baba şefkati” ile yaklaştığını anlattı. Müjde, “Ben şu an sahip olduğum her şeye onun sayesinde sahip oldum. O'nu mizaha küstürdüler. Gırgır dergisini o kurmuştu ama o dergiyi elinden aldılar. Bu, onun hayattan vazgeçmesinde etkili oldu” dedi.
Karikatürist Hasan Kaçan da “Oğuz Aral'ı bir kelimeyle anlatmak isteseniz ne dersiniz” şeklindeki soruya, “(Usta) deriz, (baba) deriz” yanıtını verdi.
Aral'ın, pek çok karikatüristi yetiştiren Türkiye'nin çok büyük bir değeri olduğunu dile getiren Kaçan, “Bir gün biz de onunla buluşacağız. Sevindiğimiz nokta bu. Belki öbür tarafta da ondan fırça yeriz” diye konuştu.
Cem Yılmaz da Oğuz Aral ile çalışmadığını, onun öğrencilerinin bir öğrencisi olduğunu ifade ederek, “Ben cenazeye onun bir okuru olarak geldim. Türkiye'de kim mizahla uğraşıyorsa onda mutlaka Oğuz Aral'ın parmağı vardır” dedi.
Erdal İnönü de karikatür sanatının Türkiye'nin dünyada önde olduğu alanlardan biri olduğunu dile getirerek, “Oğuz Aral da bu dalda öncü bir insandı. Bizim geleneğimizde bulunan Nasrettin Hoca gibi karakterlerin çağımızdaki bir halkasıydı” şeklinde konuştu.
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi ise çok üzgün olduğunu ifade ederek, Aral'ın Türk mizahı için çok önemli bir isim olduğunu vurguladı.
OĞLU SEYİT ALİ ARAL: “TÜRKÇE'DE O'NU ANLATACAK KELİME YOK”
Aral'ın oğlu Seyit Ali Aral da çok üzgün olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
“Yarın daha eksik ve daha fakir olacağımıza inanıyorum. Ve daha az güleceğiz. Türkçe'de ya da başka bir dilde babamı anlatabileceğim herhangi bir kelime yok. Çok mükemmel bir insandı. Benim için bir ruh arkadaşıydı.”
Aral, “babasının mizaha küskün gittiği” yorumları yapıldığının hatırlatılması üzerine de bu tip sorulara cevap vermek istemediğini, babasını güzel bir şekilde uğurlamak istediğini söyledi.
Eşber Yağmurdereli de Aral'ın kendi kuşağı için çok önemli biri olduğunu ve hep yaşayacağını ifade etti.
Yaşar Kemal, Aral'la uzun yıllardır dost olduklarını belirterek, Aral'ın eserleriyle yaşayacağını söyledi.
Zülfü Livaneli ise, “Oğuz Aral, hem yetiştirdiği insanlarla, hem de verdiği eserlerle yaşamaya devam edecek. Çok büyük bir insandı. Mizah sanatının ustasıydı” diye konuştu.
Livaneli, “12 Eylül'de dergisi kapatılan Aral'ın cenazesi, bir asker cenazesiyle aynı camide bulunuyor. Bu tezat hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine, “Tezatlıklar Aral'ın konularından biri. Tezatları işleyen biri, yine bir tezatla uğurlanıyor” dedi.
Cenaze törenine, Aral'ın eşi Tolga, kızı Elgin, oğlu Seyit Ali ve kızkardeşi yazar İnci Aral'ın yanı sıra, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Müşfik Kenter, Semih Balcıoğlu, Halit Kıvanç, Rutkay Aziz, Ertuğrul Özkök, Altan Öymen, Metin Üstündağ, Meltem Cumbul, Esin Afşar, Müjdat Gezen, Nebil Özgentürk'ün de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.
AVNİ'YLE UĞURLANDI
Öte yandan, camiye, Aral'ın ünlü karikatür tiplemesi “Avni”nin kartondan yapılmış büyük boy bir maketi de getirildi. Aral'ın, okurlarıyla yıllarca “Gırgır” dergisinde buluşturduğu karikatür serisi olan Avni'nin ağlayarak el sallayan bir çizimi olan maket, cenaze töreni sonunda da cenaze arabasının arkasına Aral'ın fotoğrafıyla birlikte yerleştirildi.
Cenazeye katılanlara da, üzerinde Aral'ın çizdiği, ağlayan insanları gösteren bir karikatür ve onlara bakan Aral'ın resmi üzerinde “Kesin ağlamayı! Sizin daha çok işiniz var” yazılı bir konuşma balonu olan kartlar dağıtıldı.
Levent Camii'nde öğleyin kılınan cenaze namazının ardından, Aral'ın cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.
ÖZGEÇMİŞİ
Silivri'de 1936 yılında doğan Oğuz Aral, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin 3. sınıfından ayrılarak, 1950'den sonra çeşitli dergi ve gazetelerde karikatür çizmeye başladı.
“Güncel, halkın anlayabileceği, basite indirgenmiş” bir karikatür anlayışına önem veren Aral, kendi mizahi görüşü doğrultusunda birçok karikatürcü yetiştirip, kamuoyuna tanıttı.
Gırgır mizah dergisinin kurucusu ve yönetmeni olan Aral, daha sonra Avni dergisini çıkardı. Aral, Gırgır dergisinin tirajını 300 bin adedin üzerine çıkararak, Avrupa'nın üçüncü büyük güldürü dergisi durumuna getirdi.
“Avanak Avni” tiplemesinin yaratıcısı Oğuz Aral, “Hayk Hammer, Köstebek Hüsnü, Utanmaz Adam ve Vites Mahmut” gibi tiplemeleriyle de tanınıyordu.
Karikatürleri halen Hürriyet gazetesinde yayınlanan Aral'ın, tiyatro, müzik ve sinema konularında da çalışmaları bulunuyor.
Anadolu'nun çeşitli yerlerinde pandomim gösterileri sergileyen Aral, Koca Yusuf (1966), Direkler Arası (1967), Bu Şehri İstanbul (1968), Ağustos Böceği ile Karınca (1971) adında çizgi filmleriyle de Türk çizgi film sektöründe önemli bir yere sahip.
Bodrum’da tatil yaptığı sırada rahatsızlanan Oğuz Aral, hastaneye kaldırılmış, ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.
Türk karikatürünün bir başka büyük ismi Bedri Koraman, Oğuz Aral’ın ardından ‘Büyük Yaratıcı’nın özenle yarattığı insanlardan biriydi. Zeki, çalışkan ve çok espriliydi. Çok yakındık. Yüzlerce karikatürcü yetiştirdi. Tarihe geçecek bir kişilik olarak bakmak lazım Oğuz’a’ dedi.