Güncelleme Tarihi:
Dünyada online eğitimin öncülerinden olan ve eğitim deneyleri ile araştırmalar yapan Sugata Mitra, kazandığı 1 milyon dolarlık ödülü, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’nin yoksul mahallelerindeki çocukları internetle tanıştırmakta kullanacağını söyleyerek, “Dünyadaki bütün çocukların doğuştan gelen merak duygusunu uyandırarak ve birlikte çalışmalarını sağlayarak geleceğin eğitim sistemini tasarlamak, böylece onları desteklemek istiyorum. En iyi öğretmenler ve okullar, onlara en fazla ihtiyaç duyulan yerlerde bulunmazlar” diyor. Yeni Delhi’de, Güney Afrika’da ve İtalya’da yaptığı deney serilerinde çocuklara kendi kendilerine internete erişme olanakları sunan ve deneylerin sonuçlarıyla öğrenme ile ilgili düşüncelerimizin değişebileceğini gösteren Sugata Mitra, geçtiğimiz hafta İSTEK Vakfı Okulları’nın ELT Konferansı öncesi ÖRAV Başkanı Kayhan Karlı ile birlikte sorularımızı yanıtladı:
Eğitim düşünürü olarak kendinizi tanımlıyor musunuz?
Bir eğitim düşünürü olarak tanımlamak çok istemezdim. Onun yerine bir eğitim deneycisi, eğitim alanında deney yapan bir bilim insanı olarak tanımlamayı tercih ederim.
Kaç ülkede bugüne kadar farklı deneyler yaptınız ve niçin genelde sosyo-ekonomik olarak düşük ülkeleri tercih ettiniz?
2006’ya kadar Hindistan’da başladım deneylere ve orada devam ettim. 2006’dan sonra çoğunlukla İngiltere devreye girdi sonra Güney Amerika’ya geçtim. Aslında zaten iyi okulların olduğu yerlerde iyi öğretmenlerde oluyor. Böyle okulların, böyle öğretmenlerin olduğu yerlerde çok da desteğe ihtiyacı yok. Ayrıca dünyanın bütün yerlerine baktığımız zaman iyi okullar ve iyi öğretmenlerin olduğu yerlerde çok az. Daha iyi okulların ve öğretmenlerin olmadığı yerlerde çocuk daha fazla. O yüzden ben de iyi okulların ve iyi öğretmenlerin olmadığı yerlerdeki çocukların daha çok fırsat yakalayabilmesi, onların diğerlerinin seviyelerine yetişebilmesi için o taraflarda çalışmayı tercih ediyorum. Yoksulluk olması benim için önemli değil. Benim için iyi okulun, iyi öğretmenin olmadığı her yerdeki çocuğa fırsat yaratabilmek temel ilke olarak içimde var benim.
Öğrenme ile ihtiyaç arasında bir ilişki var mı?
Aslında 13 yaşın altındaki çocukların merakı çok doğal. Her şeyi merak ediyorlar. İhtiyaç olmasa da merak orada 13 yaşın altında çok var. Aslında 12, 13 yaşına kadar kendi sorularının cevaplarını kendileri bulabilecek şekilde, kendi kendilerine yetişmelerini sağlarsak ondan sonra da böyle devam edecektir. 13 yaş öncesi doğal merakı sorularının cevaplarını verebilmek becerisini geliştirmek aslında anahtardır.
Gelecekte öğretmenlerin yeri nerede olacak?
Aslında öğretmen olamayacak demiyorum. Öğretmenin rolü değişecek. Mesela müzikten bir örnek verelim. Müzikten bakarsak aslında öğretmenin görevi orkestra şefi gibiydi. Yeni durumda orkestra kendi kendine çalabilecek, şefe ihtiyacı olmayacak.
5 yaşında çocuk gibi düşünmeli
Öğretmenin yetiştirme şeklinin de değiştirilmesi gerekiyor.
Kesinlikle doğru. Benim görmek istediğim öğretmen, 5 yaşındaki çocuk gibi düşünen öğretmendir. 5 yaşındakiler sürekli soru sorarlar. Bazen çok garip sorular da sorarlar. Onların soru sordukları yetişkin pes edene kadar, annesi, babası, veya yetişkin ‘tamam artık sorma’ diyene kadar sormaya devam ederler. Aslında soru sormaya devam etmektir öğretmenlik.
Gelecekte duvarsız okullar konuşuluyor. Nasıl bir eğitim modeli sistemi ve okullar gelecekte bizi bekliyor?
Aslında şimdi ve bundan sonrasında çocuklar için okul, daha çok arkadaşlarıyla buluşma yeri gibi haline gelecek. Bu çağda ve gelecekte çocukların okul, arkadaşlarıyla sosyalleştiği, onlarla buluştukları bir yer olacak. Bu yüzden de ben fiziksel olarak da okulda bugünkü sınıf dizaynı veya tasarımına ihtiyaç olacağını düşünmüyorum. Bu yüzden öğretmenler değişecek. Çocuklar için okul arkadaşlarıyla buluşmak istediği bir yer olacak. Bu yüzden öğretmenlerin 5,6,7 yaşındaki çocuklar gibi düşünmelerini hayal ediyorum ki bu okulda buluşma ve sosyal bir mekan olarak öğrenmeyi sürdürebilsinler.
Deneyleriniz ne zamana kadar sürecek?
6 yaşındaki çocuk gibi cevaplamak istiyorum bunu. Soru sormaktan hiçbir zaman vazgeçmediği gibi, bende yeni sorular bulmaya devam edeceğim. Her soru aslında size bazı cevaplar vermekle beraber bir sürü de yeni sorular üretiyor. Bu yeni sorular da doğal olarak yeni deneyleri yeni arayışları getiriyor.
Sabırlıyım
Deneyler uzun sabır gerektiriyor. İnsan deneyi merakı açısından hakikaten güzel bir sır. Çok bekliyorum. Hatta bazen beklediğim yerlerde çok konaklamaya, beklemeye uygun olmayan yerler oluyor. Ama beklemeye devam ediyorum. Sabırlıyım galiba.