Güncelleme Tarihi:
İddiaya göre, Hasibe Hülya Toker, geçen yıl edebiyat dersinde Tanzimat Dönemi'nde basındaki sansürle ilgili konuyu işledi. Öğrenciler de çeşitli ulusal gazeteleri getirdi. Bir öğrenci elindeki gazete haberini öğretmene gösterip, “Türban yasası da kabul edildi öğretmenim, bu ülke nereye gidiyor” dedi. Toker bunun üzerine, “Biz Kemalist öğretmenler bu kürsüleri terk etmediğimiz sürece bu ülke ve laik Türkiye Cumhuriyeti hiçbir yere gitmeyecektir ve Cumhuriyet sonsuza kadar korunacaktır” diye cevap verdi. Öğretmenin bu konuşmasını öğrencilerden bazıları velilerine anlattı. Öğretmen hakkında Valilik ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü de soruşturma başlattı. Konuyla ilgili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Hasibe Hülya Toker'in başka bir derste de devlet büyüklerine hakaret ettiği öne sürüldü.
Soruşturma sürerken öğretmen Toker, geçen yıl kasım ayında, Mersinli Endüstri Meslek Lisesi'ne tayin edildi. Hasibe Hülya Toker, haksız yere tayin edildiğini belirtip avukatı Ali Uğur Gökmen aracılığıyla İzmir 1'inci İdare Mahkemesi'nde yürütmenin durdurulması istemiyle dava açtı. Mahkeme, öğretmenin haksız yere tayin edildiğine karar verip yürütmeyi durdurdu. Karar üzerine edebiyat öğretmeni Hasibe Hülya Toker yeniden eski okulu Selma Yiğitalp Lisesi'ndeki görevine döndü.
Soruşturmayı tamamlayan Cumhuriyet Savcısı Ahmet Şinasi Aygün, öğretmen Toker hakkında ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan, 19'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde 4 yılı kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. İddianamede, öğretmen Toker'in, öğrencilere cep telefonundan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e hakaret içeren şarkılar dinlettip küfür ettiği, kendi siyasi görüşüne uygun gazeteleri sınıfa getirttiği, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'ı yeren yazıları okutup, siyasi düşüncelerini sınıfa yansıttığı öne sürüldü.
Öğretmen Hasibe Hülya Toker, hakkındaki davaya avukatıyla birlikte katıldı. Suçlamaları kabul etmeyen Toker, Cumhurbaşkanı Gül'e hakaret etmediğini savunurken, 28 yıldan bu yana Türk Dili Edebiyatı öğretmeni olarak çalıştığını anlattı. Toker, şöyle dedi:
“Milli Eğitim Bakanlığı'nın bize vermiş olduğu müfredat dışında sınıfta ders vermem veya herhangi bir olay hakkında ya da devlet büyükleriyle ilgili yorum yapmam söz konusu değildir. 10'uncu sınıf öğrencilerine ders verirken Şeyh Edebali'nin Osman Gazi'ye vasiyetini okudum ve bu metnin açıklamasını yaptım. Yine açıklama yaparken yöneten ve yönetilenler hakkında uyması ve uymaması gereken kurallar öğretilir, Ben, kişi gözetmiş değilim amacım verdiğim dersteki unsurları öğrencilere aktarmaktır. Bu metin bu nedenle verilmiştir. Bu dersten 1 ay kadar önce 11/D sınıfında ders verirken sınıf öğrencilerinden biri, türban yasasının meclisen geçtiğini söyleyerek, ‘Bu ülke nereye gidiyor öğretmenim?’ diye sordu. Ben de kendisine, ‘Kemalist öğretmenler bu kürsüleri terk etmediğimiz sürece bu ülke hiçbir yere gitmeyecek ve Laik Cumhuriyet sonuna kadar korunacak, asla ülkem İslam Cumhuriyeti olmayacak’ dedim. Sanırım başı örtülü olan bazı öğrenciler ve velisi bu sözümü takıntı haline getirip olayı bu duruma getirdi. Ben kesinlikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da ‘Şerefsiz, namussuz, Allah belasını versin, sonları Adnan Menderes gibi olacak’ demedim. Şikayetçi olan öğrenciler türbanlıdır. Hiçbir kuruluşun piyonu olmadım. Benim siyasi felsefem Kemalist felsefesidir.”
Bu dava ertelendi.
İKİNCİ DAVA
Öğretmen Hasibe Hülya Toker hakkında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da hakaret ettiği gerekçesiyle, İzmir 1'inci Sulh Ceza Mahkemesi'nde 1- 2 yıl hapis cezası istemiyle yeni bir dava açıldı. İddianamade öğretmen Toker'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a “Şerefsiz, namussuz, Allah belasını versin, sonları Adnan Menderes gibi olacak” dediği, kendi siyasi görüşüne uygun gazeteleri sınıfa getirttiği ve Başbakanı yeren yazıları öğrencilere okutup, siyasi düşüncelerini sınıfa yansıttığı öne sürüldü.
Cumhurbaşkanının ardından Başbakan'a da hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında dava açılan Hasibe Hülya Toker, ilk duruşmaya katılmadı, öğrenciler tanık olarak dinlendi. Öğrenciler daha önce verdikleri ifadeleri tekrarlayıp, öğretmenin bu sözleri söylediğini öne sürdü. Duruşma sanık öğretmen H.H.T'nin bir dahaki duruşmaya gelmesi için tebligat çıkartılmasına karar verilip ertelendi.