Öğretmen katiline ömür boyu hapis istemi

Güncelleme Tarihi:

Öğretmen katiline ömür boyu hapis istemi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 18, 2010 14:09

ADANA'da, 6 Kasım 2009'da Türkçe öğretmeni 26 yaşındaki Demet Eygi'yi öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanan 27 yaşındaki Hüseyin Ayyıldız hakkında, ömür boyu hapis cezası istendi.

Haberin Devamı

Pınar Mahallesi'nde ailesiyle birlikte oturan Demet Eygi, geçen yıl 6 Kasım'da, oturdukları apartmanın önünde bıçaklanarak öldürüldü. Cinayetin şüphelisi Hüseyin Ayyıldız, olaydan 2 saat sonra yakalanıp tutuklandı. Ayyıldız hakkında Adana Cumhuriyet Savcısı tarafından ‘kasten öldürme’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan Ayyıldız, öldürdüğü öğretmenle şırdan dolması sattığı yerde tanıştıklarını, müşterisi olduğunu belirterek, “Demet Eygi'yi amcasının kızı aracılığıyla tanıdım. Olaydan yaklaşık 11- 12 ay önce arkadaşlığımız başladı. Zamanla duygusal ilişkiye dönüştü. Evlenecektik. Bunun için gayri resmi yaşadığım eşimden ayrıldım. Bir yıla yakın ilişkimiz iyi gitti. Demet bir süre sonra ayrılmak istediğini söylemeye başladı. Nedenini sorduğumda beni daha önce birlikte olduğu erkekler gibi kullandığını söyledi. Benden önce Van'da bir erkek öğretmenle bir süre arkadaşlık yapmış. Olay günü de önce arkadaşımla bir yerde yemek yiyip alkol aldık. Kendisini telefonla arayarak görüşmek istedim. Olay yerine yemek yediğimiz arkadaşımla gitmiştim. Arkadaşım biraz uzakta bekledi. Konuşurken bana, ‘Erkekler keriz, sen de kerizsin’ diyerek beni istemediğini söyleyip küfür etti. Alkollün de etkisiyle kendimi kaybettim. Ne yaptığımı hatırlamıyorum” dedi.

Öldürülen Demet Eygi'nin kızkardeşi Didem Eygi de sanığın olay günü ablasını cep telefonundan arayarak görüşme talebinde bulunduğunu bildirerek, “Ablam kabul etmeyerek telefonunu kapattı. Bu kez beni telefonumdan aradı. Ben de telefonu ablama verdim. Ablama dershaneye yüksek model bir araçla geldiğini söylemiş. Ablam da geldiklerini gördüğünü ve araçlarının düşük model olduğunu söylediğini bildirdi. Tekrar arayıp konuşmak istediğini söylemiş. Biz kuzenimle yemekle uğraşırken ablam konuşmak için aşağıya inmiş. Bir süre sonra evin zili çaldı. Balkondan baktığımda kalabalıktı. Sokakta ambulans ve polis ekiplerini görünce aşağı indim” dedi.

Sanığın ablasına sık hediye aldığı yönündeki sözlerinin doğru olmadığını kaydeden Didem Eygi, “Çünkü ablamın hediyeye ihtiyacı yok. Ben şırdanı severdim. Kuzenlerimle sanığın çalıştığı işyerine şırdan yemeye giderdik. Ablam fazla sevmezdi. Ben şırdancıya gittiğimde sanık ablamı sorar, ablamın da gelmesini söylerdi. Aralarındaki ilişkinin boyutunu bilmiyorum. Sanıktan şikayetçiyim” diye konuştu.

OTEL KAYITLARI VAR

Sanığın avukatı ise mahkemeden, müvekkili ile maktulün aralarında ilişki bulunduğunu ifade edip, kaldıkları otellerin kayıtlarının istenmesini, adli emanete alınan müvekkiline cep telefonun açılarak mesajların incelenmesini ve öldürülen Eygi’nin Bursa’da okuyan kız kardeşine gönderildiği iddia edilen paralarla ilgili dekontların incelenmesi talebinde bulundu. Mahkeme, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.

'ÇOK MASRAFLIYDI'

Tutuklu sanık Hüseyin Ayyıldız, sorgusunda ve tutuklandığı mahkemedeki ifadesinde ise, olayı şöyle anlatmıştı:
“Masraf yapmayı çok seviyordu. Devamlı hediyeler istiyordu. Ablasına yardım etmemi istiyordu. Zaman zaman hediye alıyordum. Bu amaçla evimdeki mobilyalarımı sattım. Bu arada işimi de kaybettim. Kendisine yardım edemez, hediye alamaz duruma geldim. Bu nedenle aramızda soğukluk oldu. Gazipaşa Parkı’nın karşısından ablasına ayakkabı aldık. Ayakkabıyı otobüsle Bursa’ya yolladım. Kendisi de ayakkabı almak istedi. Üzerimde yeterli nakit para olmadığını söyledim. Alınganlık yaptı. Ayakkabıcıdan çıktığımızda bana ’Paran olduğu sürece benim işime yararsın’ şeklinde ifadeler kullandı. Ben alttan aldım. Kendisini Güzelyalı Mahallesi’nde oturan diğer ablasının yanına bıraktım. Orada kaldı. En son gün aradığımda müsait olmadığını söyledi. Birkaç kere aradım. Müsait olmadığını eve gideceğini söyleyerek benimle konuşmak istemedi. Olay günü tekrar aradım. Kendisine ‘Buluşalım ayakkabı alalım’ dedim. O da müsait olmadığını söyledi. Bunun üzerine arkadaşım ile Menderes Bulvarı’nda biraz alkol aldık. Kendisine telefon açtım. ‘Menderes'ten bir arkadaşımla geliyoruz, birkaç dakika görüşelim’ dedim. O da kabul etti. Evlerinin arkasına gelmemi söyledi. Arkadaşım sokağın başında beni bekledi. Ben arabadan indim. Binanın arkasına gittim. Telefonla geldiğimi söyledim. Yanıma geldi. Özlediğimi söyledim. O da ‘Sen benim işime yaramazsın, paran olduğu sürece işime yararsın. Senden öncekiler de böyleydi’ dedi. Ben de ‘Bu şekilde konuşma’ dedim. Bana ‘Midemi bulandırıyorsun, git, defol git’ diye hakaretlerde bulundu. Bunun üzerine, aldığım alkolün de etkisiyle üzerimde taşıdığım bıçağı çıkarıp rastgele vurdum. O ana kadar öldürme ve yaralama gibi bir düşüncem yoktu. Böyle bir olay yaşandığı için çok pişmanım.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!