Güncelleme Tarihi:
Sendika’nın "1931’den 2005’e Öğretmenlerin Yoksullaşma Süreci" başlıklı araştırmasının sonuçları, bu meslek grubundakilerin yıllar geçtikçe daha kısıtlı bir yaşama zorunlu kaldıklarını ortaya koydu. 1931 yılında 90 lira maaş alan öğretmenlerin aynı yıl maaşı ile 170 litre zeytinyağı alabildiğini kaydederken, 2005 yılına gelindiğinde maaşlar ortalama 738 YTL’ye olmasına karşın alınabilen zeytinyağı miktarı sadece 87 litre oldu. Öğretmenlerin, maaşlarının eridiğini gösteren diğer göstergeler ise şöyle:
" 1931 yılındaki 90 lira maaş ile 164 kg koyun et alabilen öğretmen, 2005’te tüm maaşıyla ancak 62 kg koyun eti alabilmektedir.
1938 yılında göreve yeni başlayan bir öğretmen, aldığı 85 lira maaş ile 173 kg beyaz peynir alabiliyorken, 2005 yılında bir öğretmen maaşıyla ancak 123 kg beyaz peynir alabilmektedir.
1950 yılında 225 lira maaş alan bir öğretmen 25.7 adet Reşat altını alabiliyorrken, 2005 yılında 738 YTL maaş alabilen 5.1 adet Reşat altını alabilmektedir.
1965 yılında 2025 lira maaş alan bir öğretmen 29 adet Cumhuriyet altını alabiliyorken, 2005 yılına gelindiğinde, tüm maaşını altına yatırsa bile ancak 5.9 adet Cumhuriyet altını alabilecektir.
1978 yılında 7940 lira maaş ile 94 adet roman alabilen bir öğretmen, 2005 yılında tanesi 15 YTL’den ancak 50 adet roman alabilmektedir.
1995 yılında bir öğretmen maaşıyla 2898 adet ekmek alabiliyorken, bugün 1845 ekmek alabiliyor.
1995 yılında bir öğrrtenin maaşıyla 676 litre süt alabiliyorken, 2005 yılında sadece 492 litre süt alabiliyor.
1995 yılında bir öğretmen maaşıyla 730 litre benzin alabiliyorken, 2005 yılında ancak 321 litre benzin alabiliyor."
Sendika, araştırmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, yüzbinlerce eğitim emekçisinin açlığın ve yoksulluğun kıskacına girdiğine dikkat çekerken, öğretmenlerin başta maaşları olmak üzere mesleki ve özlük hakların insan onuruna yaraşırr bir düzeye yükseltilmesi gerektiği belirtildi.