Öğrenciye ücretsiz e-mail

Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları tarafından Ankara Hilton Oteli'nde düzenlenen “Kişiye Özgü Öğretim Modeli”nin tanıtım toplantısına katılan Çelik, bu projeye katkıda bulunanlara eğitimde küreselleşmenin ne olduğunu kavradıkları ve Türkiye'yi bu anlamda dünyaya açtıkları için teşekkürlerini iletti.

Gittiği her ilde “Küreselleşme Sürecinde Türkiye” başlıklı bir konferans verdiğini belirten Çelik, “Yaşadığımız dünyanın farkında olmazsak, biz kendi içimize kapanır ve bu baş döndürücü rekabet içerisinde olan dünyanın çok çok gerisinde kalırız. Atatürk'ün bize gösterdiği o muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma ideali, kendi içimize kapanarak adeta ipek böceği politikası uygulanarak yakalanamaz” diye konuştu.

Bireyi oldukça önemsediklerini ifade eden Çelik, Pakistan depremine yardım için okullarda başlattıkları kampanyaları hatırattı. 81 ile internet aracılığıyla bir metin gönderdiğini belirten Çelik, şöyle konuştu:

“Biz Ankara'dan tuşa basıp bilgileri gönderdikten iki saat sonra Türkiye'nin 81 vilayetindeki okulların elindeydi. 3 günde 12 milyon dolar yardım toplandı. Biz o zaman okulu, il, ilçe milli eğitim müdürünü muhatap alıyorduk. Şimdi Yüksekova'daki Ayşe, İpsala'daki Okan, Sinop'taki Turgay, Mersin'deki Mehmet, Milli Eğitim Bakanlığının eğitim otoritesinin doğrudan muhatabı olacak.”

İlköğretim okulu 4. sınıftan yukarıya tüm öğrencilerin kendilerine has bedava meb.gov.tr uzantılı bir e-mail adresi olacağını açıklayan Çelik, ”Telekomla iş birliği halinde bunu en kısa zamanda gerçekleştireceğiz. Türkiye'de artık çok şükür okullara 550 bin bilgisayar girdi, internet bağlantıları yapıldı. Bilgi toplumunun gereği neyse bunu yapacağız” dedi.

“DEMOKRATİK YÖNETİM BİREYE ÖNEM VERİR”

“Öğrencinin kafasına bilgi depolama” modelinin demode olduğunu ifade eden Çelik, modern çağların en büyük keşfinin bireyin keşfi olduğunu belirtti. Bireyle demokrasi arasında birebir ilişki olduğunu söyleyen Çelik, “Bizim eğitim sistemimiz ekonomiye, üretime duyarlı değil. Demokrasiye duyarlı hiç değil. Antidemokratik yönetimlerde, totaliter yönetimlerde, kitle eğitimi vardır, kitle muhatap alınır. Fert diye bir şey yoktur, fertler kellelerden ibarettir. Despotik yönetimler insanı kereste gibi algılarlar. Eğitim kurumları da onları tek tipleştirecek kurumlardır ama demokratik yapılarda insanlar bu şekilde görülmez; insanlar fert olarak değerlendirilir, bireyi keşfeder bireye önem verir” dedi.

Bilimin insanlığın ortak malı olduğunu belirten Çelik, bu projeyle ilgili olarak, “Bugün Avustralya kökenli Yeni Zelanda'da çalışmış olan bilim adamı ortaya bir şey koymuşsa biz bunu kendi malımız gibi sahipleneceğiz ve bundan gerektiği şekilde yararlanacağız. Her konuda olduğu gibi eğitimde de küreselleşmeyi doğru algılamazsak slogan atmaya devam ederiz, diğer ülkeler de başını alır gider” diye konuştu.

Kişiye özgü modelin, yapılandırıcı modelin, enformatik olmayan modelin öğrenci merkezli eğitimi esas aldığını kaydeden Çelik, “Öğretmene seslenen öğrenci diyor ki 'Bana söylersen unuturum, bana gösterirsen hatırlarım, beni sürece dahil edersen anlarım.' Yapılandırıcı eğitim modeli budur” dedi.

Herkesin mutlaka öğrenebileceği bir öğretim stili olduğunu vurgulayan Çelik, ”Bizim, 'sen geri zekalısın, ne de anlamazsın' diye kenara ittiğimiz bazı çocuklar, hayatının sonraki dönemlerinde büyük başarılara imzalar atmış insanlar olarak karşımıza çıkabiliyor” dedi. Yeni müfredata getirdikleri öğrenci merkezli eğitimin, yapılandırıcı öğretim yönteminin, Bahçeşehir Üniversitesi tarafından bir özel uygulama alanı olarak ele alındığını belirten Çelik, projenin, “müfredatın bir manada uygulaması” olduğunu söyledi. Bakanlık olarak bu projeye destek verdiklerini belirten Çelik ”Hangi öğretim kurumu olursa olsun eğitim sektöründeki bütün kurumlarla bakanlık bu tarzda iş birliği yapmaya hazırdır” diye konuştu.

ENVER YÜCEL

Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel ise bakanlığın izin vermesi halinde bu programı yeni eğitim öğretim yılında uygulamayı istediklerini açıkladı. Türkiye'deki sınavlarla ilgili konuşan Yücel, “Ülkemizde sınav adeta olmaması gereken bir şeymiş gibi gösteriliyor. Sınavsız hayatın çok güzel olacağı söylemlerini duyuyoruz. Ancak sınav sadece bizde değil her yerde var. Sınav olmalı, sınav öğretici olmalı; sınav, ceza ve ödül olmamalı” diye konuştu.
Toplantıya, Yaratıcı Öğrenme Sistemleri Merkezi direktörü Yeni Zelandalı Prof. Dr. Barbara Prashnig, bakanlık üst düzey bürokratları, üniversite temsilcileri ile çok sayıda eğitimci katıldı.