Güncelleme Tarihi:
Bodrum'da 10’uncu sınıfta eğitim-öğretim gören 14 öğrencinin, okula gelen iki milli eğitim müfettişi tarafından bir odaya çekilerek, saatlerce sorgulandıkları ileri sürüldü.
Sorgulamada öğrencilere;
'Başbakan hakkında kimler kötü konuşuyor?'
'Öğretmenleriniz, içki içtiklerini anlatıyor mu?''
Hükümet hakkında eleştiri yapılıyor mu?'
'Okulda siyaset yapılıyor mu?' gibi sorular yöneltildiği iddia edildi. Çocuklarının siyasi içerikli sorularla soruşturmaya tabi tutulduğunu öğrenen veliler, okula akın etti. Okul yönetimi ve müfettişlerle görüşen veliler tepkilerini dile getirdi.
Veliler adına okul çıkışında bir açıklama yapan Toprak Kesoğlu, "Okula resen ya da bir ihbar üzerine denetlemek için gelen müfettişler, 15-16 yaşlarındaki çocuklarımızın doğrudan ve yalnız başlarına ifadelerini almışlardır. Bu tür bir ifade alma sırasında küçüklerin yanlarında velileri ya da kanuni temsilcilerinin, okul görevlilerinin, sosyal çalışmacı bilirkişilerin ya da yetkili avukatların bulunması yasal zorunluluktur. Küçüklerin tanıklık edeceği ya da bilgisine başvurulacağı konuyu bilmeden, özellikle usulüne uygun biçimde davet edilmeden bir soruşturma nedeni ile dinlenilmesi Çocuk Koruma Kanunu’na, bu kanuna dayanarak çıkarılmış Çocuk Koruma Kanununun uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesine, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 5. ve 11. maddesine, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12. maddesine açıkça aykırıdır. Çocuk hakları ’kamusal bir alandır’ ve bu alanda faaliyet gösteren herkesin eyleminin yasal dayanağı bulunmak zorundadır. Yetkinin kullanımı, yalnızca maddi içeriği bakımından değil izlenen usul ve yöntemler bakımından da sıkı esaslara tabidir. Çocuğun yüksek menfaatleri, özellikle adli ya da idari soruşturmalarda ve yine özellikle kamu otoritelerine bu hususu, bir özen yükümlülüğü olarak tevdi etmiştir" dedi.
Kesoğlu açıklamasında şu soruları da yöneltti: "Müfettişler, hangi neden ya da iddialarla, yasal dayanaklarla 15-16 yaşlarındaki çocukların yalnız başlarına ifadelerine başvurmuşlardır? Bu yola başvuran, yardımcı olan, katılan yöneticiler hakkında bir işlem yapılmış mıdır? Çocuklarımıza karşı davranışların, onların kişisel gelişimi üzerine duyarlı ve özenli olmasını beklemenin hakkımız olduğu inancıyla milli eğitim yetkililerinin dikkatini çeker, özensizlik ve yasal gereklere uyulmaması hususlarının takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz."
Velilerden Meral Günday ise çocuklarının müfettişlerin siyaset içeren sorularına ’Kesinlikle hayır’ yanıtını verdiğini öğrendiklerini belirtip, "Olay ortaya çıkınca müfettişler bizi çağırıp, yanlış anlamayla ilgili bir düzeltme yapmak istediklerini söylediler. Müfettişlere, çocuklarımızın haberimiz olmadan ifadelerinin alınmaları ve korkmalarından ötürü tepki gösterdik. Çocuklarımızın reşit olmamaları nedeniyle yanlarında büyüğü olmadan sorgulanamayacaklarını söyledik. Soruşturma yapmalarının en doğal hakları olduğunu, okulda böyle şeyler oluyorsa zaten müdahale etmeleri gerektiğini belirtik. Ama yanında velisi, rehber öğretmen veya okuldan herhangi bir görevli olmadan birebir görüşme yapılmasını doğru bulmadığımızı da ifade ettik. Müfettişler, bunun üzerine, çocuğun yanında veli veya öğretmen olunca doğruyu söylemeyecekleri için bu yola başvurduklarını söylediler, Ayrıca çocuklardan ’Burada sorulanları kimseye anlatmayın’ deyip, söz vermelerini de istemişler. Başbakanlık İletişim Merkezi’ne bildirilen bir ihbar sonucunda bu işlemin yapıldığını öğrendik. Bu işin yasal ve hukuki anlamda peşini bırakmayacağız" dedi.