Güncelleme Tarihi:
Yurt arkadaşlarını kemer ve fırça sapı ile döven öğrenciler yaptıklarını cep telefonu ile kaydederek sosyal medya hesaplarından paylaştı. 18 Şubat'ta olan olay, dayak yiyen öğrencinin yaşadıklarını ailesine anlatmasıyla ortaya çıktı. İddialara göre, pazartesi günü yurttan gözü morarmış şekilde okula giden 14 yaşındaki G.E.K’yi gören öğretmenleri ne olduğunu sordu. Kapıya çaptığını söyleyen G.E.K.’nin sözüne inanmayan öğretmenler durumu Alaca ilçesinde yaşayan ailesine haber verdi.
Okula gelen G.E.K.’nin ailesi çocuklarından yaşadığı dayak olayını öğrenince önce polise daha sonra ise cumhuriyet savcılığına giderek suç duyurusunda bulundu. Anne Yıldız K., daha önce de çocuğunun izinli olarak ilçeye geldiğinde, elbiselerini değiştirirken vücudunda dayak izleri gördüğünü söyledi.
'OĞLUM ACI İÇİNDE KIVRANIYOR'
Bu sene liseye başlayan 14 yaşındaki oğullarını, kendileri ilçede yaşadıkları için okulun yurduna yerleştirdiklerini söyleyen anne, olayı şöyle anlattı:
"Hafta sonu oğlum evdeydi. Pazar akşamı saat 22.00'de babası ile Çorum'a gidip oğlumu yurduna bıraktık. Olay biz bıraktıktan sonra yaşanıyor. Aynı yurtta kalan 3 öğrenci darp ettikleri oğlumu sandalyeye oturtuyor. Bunlardan birisi cep telefonu ile görüntüsünü çekiyor. B.G. elinde sopa ile diğeri kemerle çocuğumu dövüyor. Oğlumun ayağına vurulan sopanın kopan parçası gözüne çarpıyor. Çarpmanın etkisi ile yere düşen oğlum acı içinde kıvranıyor. Yerde yarı baygın yatan oğlumu dövmeye devam ediyorlar. Daha sonra bize haber vermesin diye cep telefonunu alıyorlar. O gece sabaha kadar üç kişi çocuğumun bizimle iletişim kurmasına izin vermiyor. Okul öğretmeni bize haber verince eşimle Çorum'a gittik. Çocuğu alıp doktora götürdük. Çocuğumu o kadar korkutmuşlar ve psikolojisini bozmuşlar ki çocuğum tekrar yurda gideceğim diye korkudan yaşadıklarını anlatmadı. Öğretmenleri gibi bize de kapının koluna çarptım dedi fakat biz inanmadık. Çocuğumuzu eve götürdüğümüzde bir daha seni okula göndermeyeceğiz dediğimde 3 arkadaşının kendisini dövdüğünü söyledi. İkisi döverken birisi kameraya çekmiş. Oğlumu döven çocukların aileleri ile irtibata geçtik. Çocuklardan birisinin babası kendilerinden şikâyetci olmamamız şartı ile darp olayı yaşanırken çekilen görüntülerin bir bölümünü bize gönderdi. Benim çocuğum yapmadı D. yaptı dedi. Madem onun çocuğu yapmadıysa onun çocuğunun elindeki kemer ne? Bir insan gelip de beni iki saat dövün diyebilir mi? Benim çocuğumu daha önce video çekmeden önce dövüyorlar. Ben yurda bıraktıktan sonra döndükten sonra oturtup videoyu çekiyorlar."
'ÖLÜSÜNÜ MÜ VERECEKLER BANA'
Çocuğunun ölümle tehdit edildiğini ileri süren anne Yıldız K., “Ben çocuğumu devlet yurduna teslim ettim. Çocuğumun ölüsünü mü vereceklerdi bana. Çocuğumu belki de öldüreceklerdi. Çocuğumu ölümle tehdit ediyorlar. Benim çocuğum öldükten sonra devlet sahip çıksa ne olur çıkmasa ne olur. Çocuğum uyumuyor, düşüp düşüp bayılıyor. Ben çocuğumu devletine vatanına hayırlı evlat olsun diye okutmak istiyorum. Ben 14 yaşındaki çocuğumu devlete emanet ettim. Çocuğumu saat 22.00’de yurda teslim ettim. Bu yapılırken niye kimse ses çıkarmadı? Ben yurda gidip çocuğuma neden bunu yaptınız dediğimde hemen polis çağırdılar. Sadece çocuğuma bunu niye yaptınız diye sordum. Dövdükleri yetmemiş gibi elinden telefonunu almışlar. Çocuğuma sahip çıkılsın bunu yapanların yanına kar kalmasın. Elini kolunu sallayarak ben bunu yaptım demesinler. Küçük de olsa ceza alsınlar. Benim çocuğum suçluysa o da ceza alsın. Çocuğum sürekli ağlıyor. Gece sabahlara kadar yatmadı. Sabahlara kadar 'Yapmayın, vurmayın benim ne suçum var' deyip duruyor. Çocuğum mahvolmuş, psikoloji bozulmuş, bitkin bir şekilde. Yaşadıklarının etkisinden kurtulamıyor, korkuyor. konuşamıyor. Çocuğum bu grubun yurtta küçük çocuklara yaptığı her şeyi anlattı” diye dert yandı.
Çocuğunu darbeden öğrencilerin akşam kantine giderek buz alıp çocuğunun gözüne koyduklarını anlatan anne Küçük, “Kantine gidip buz istiyorlar. Buzu alıp çocuğun gözüne koyuyorlar. Sabaha kadar çocuğu susturmak için eziyetlere devam ediyorlar. Bunu hiçbir yetkili koridorlardaki kameralarda görmediler mi? Bir telaş olurken neden görülmedi? Ölmesi mi gerekirdi çocuğumun. Çocuğum dövüldükten sonra cep telefonunu almışlar, ailene söylersen bunun daha beterini yaparız diye tehdit etmişler. Yoklama alındığında yatağına yatırıp 'buradayım' diye bağırtmışlar. Öğretmen demez mi, çocuğum kalk seni bir göreyim diye. Gece saat 3-4'e kadar bu çocuk yurt içerisinde geziniyor. Çocuğum sabah uyandığında niye gözün mor denilmedi. Daha önce okul yönetimine gittim. Şikayetçi oldum ancak ispatlayamadım. Gidiyorum çocuğum korkudan mecburmuş gibi örtbas etti. Arkadaşlarım dedi. Gelsinler çocuğumun psikolojisini düzeltsinler. Sabaha kadar ağlıyor. Bağırıyor. İsim sayıklıyor. Bu çocuğun psikolojisini nasıl düzelteceğim. Aşağılanma duygusunu nasıl atlatacak. Nasıl topluma iyi birey olacak” dedi.
'SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'
Olayın sonuna kadar takipçisi olacaklarını vurgulayan anne Küççük, “Bundan sonra yargı, adalet ne karar verirse versin sonuna kadar peşindeyim. Çocuğuma yapılan eziyeti işkenceyi kabul etmiyorum. Ben çocuğumu devlete emanet ettim. Çocuğumun vücudu morluklar içerisinde. Ne diyebilirim bir anne olarak ne diyebilirim. Sözün bittiği yer. Bu davayı bırakmayacağım. Çeteleşme var. Hakaret var. İnsanlık dışı onur kırıcı hakaretler var” dedi.
İNCELEME VE SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Olaydan G.E.K.’nin ailesinin şikâyetçi olması üzerine haberdar olduklarını belirten yurt yöneticileri ise konuyla ilgili soruşturma başlattıklarını açıkladılar.
Çorum Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından da olayla ilgili inceleme ve soruşturma başlatıldı.