Güncelleme Tarihi:
Tekstil işçisi Engin Çeber’in geçen 29 Eylül’de Sarıyer’de Yürüyüş Dergisi dağıtırken polise mukavemet ettiği gerekçesiyle tutuklanıp konulduğu Metris Cezaevi’nde işkenceden ölmesi büyük tepki görmüştü. Soruşturma sonunda Çeber ile birlikte gözaltına alınan 3 kişiye, işkence yaptıkları ileri sürülen polislerin teşhis ettirilmesi, 6 infaz koruma memurunun da tutuklanması üzerine, 27 Temmuz 2005’de Adana 6’ncı Kolordu Komutanlığı 1’nci Sınıf Cezaevi’nde işkenceyle öldürüldüğü öne sürülen er Murat Polat’ın babası Kenan Polat ve 52 yaşındaki Anne Gülşen sessizliğini bozdu.
Çeber’in katillerinin bulunması için yapılan çalışmaları ve ilgili yetkililerin çıkıp özür dilemelerini takdirle karşıladıklarını söyleyen Polat çifti, aynı ilginin öldürülen oğulları için gösterilmemesinden yakındı. Baba Polat, “Engin Çeber için Türkiye seferber oldu. 3 gün sonra teşhisler yaptırıldı, tutuklamalar oldu. Bakan çıkıp özür diledi. Ben Murat’ımı vatana asker verdim. Ortada hırsızlık olayı olmadan hırsızlıkla suçlandığı yetmiyormuş gibi bir de mahkum gömleği giymediği için onlarca gardiyan tarafından işkenceyle öldürüldü. Benim oğlum için kimse kılını kıpırdatmadı. Bir paşa çıkıp da ‘Başınız sağ olsun. Özür dileriz’ demedi. Bu bizim çok zorumuza gidiyor” dedi.
Oğullarının işkenceyle öldürüldüğünün askeri makamlarca kendilerinden gizlenmek istendiğini öne süren baba Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Oğlumu işkenceyle öldürene kadar dövmüşler. Ölmek üzereyken alelacele hastaneye kaldırmışlar. Ölüm döşeğindeyken bir zahmet bize haber verdiler. Oğlumu gördüğümde her yeri mosmordu. Vurmadıkları yer kalmamış. Vatan evladına, bir askere, bir insana bu yapılır mı? Otopsi raporunda işkenceyle öldürüldüğü belirtiliyor. 30 katil zanlısı var. Ancak, 1 kişi tutuklu. Oysa, bu tutuklu ile işkence mağdurları, işkencecilerin kim olduğunu tek tek isimlerini söyledi. Maalesef, işkenceciler sokakta gezerken, adliye koridorlarında da yüzümüze bakıp gülüyorlar. Oğlumu işkenceyle öldürenler, öldürten komutanlar ile erlerin tutuklanmalarını istiyoruz. O zaman içimiz rahat eder. Genelkurmay Başkanımızdan konuya ilgi göstermesini istiyorum.”
‘Suçu üzerime yıktılar’
Er Murat Polat’ı işkenceyle öldürdükleri iddiasıyla haklarında ‘İşkence’ ve ‘neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence’ suçlamalarından 12 yıldan ömür boyu hapis cezasına kadar hapis istemiyle Adana 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılan cezaevi eski müdürü şu anda 57’nci Topçu Tugayı Ateş Destekleme Komutanlığı’nda görevli Topçu Yarbay Mustafa Soğukpınar, cezaevinde görevli 4 astsubay ile birlikte toplam 30 kişinin yargılanması devam ediyor.
‘HEP BİRLİKTE DÖVDÜK’
Er Polat’ı döverek öldürdüğü iddia edilen tek tutuklu Hüseyin Güldaşı, suçun üzerine yıkılmak istendiğini öne sürerek kendisini şöyle savunmuştu:
“Murat’a giymesi için elbiseler verdim. ‘Ben bu elbiseleri giymem. Bana kimse giydiremez’ dedi. Biz de giymesi gerektiğini söyledik. Bu sırada Ramazan, Murat ile birlikte getirilen Ahmet Sambur’a iki tokat vurdu. Bunun üzerine Murat bize saldırmaya başladı. Cama fırladı, sandalye ve yumrukla camı kırmaya çalıştı. Bu sırada odada bulunan diğer gardiyanlarla ben Murat’a copla vurduk. Tekme ya da sopayla vurmadım. Murat’ı camdan çektiğimde kendisini dolaba vurdum. Diğer sanıklar neden beni suçluyor bilmiyorum.”
Adana 1’inci Sınıf Cezaevi eski Müdürü Yarbay Soğukpınar ise savunmasında, cezaevini yönergeler doğrultusunda yönettiğini belirtirken, “Benim verdiğim emir cezaevinde isyan çıktığında veya cezaevi idaresine karşı gelindiğinde zor kullanılarak etkisiz hale getirilmesidir. Çırılçıplak soyup çök kalk talimatı vermedim” demişti.