Güncelleme Tarihi:
Engin Temel'in Malatya'da yaşayan annesi Hatice Temel (49), cinayetin,oğlunun hızlı ve başarılı bir şekilde yükselişinin önünü kesmek için yapıldığını düşündüklerini belirtti.
Cinayet öncesinde Engin'in hiçbir şekilde tehdit edilmediğini, kimseyle bir probleminin olmadığını dile getiren Hatice Temel, “Herhangi bir tehdit almış olsaydı, mutlaka bizimle paylaşırdı. Biz de böyle bir durumun olduğunu sezmiş olsaydık, onu bir saniye bile yalnız bırakmazdık” dedi.
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın ve Müdür Yardımcısı Tekin Akdoğan'ın Engin'in katillerinin bulunması için çok çalıştığını kaydeden Hatice Temel, şöyle konuştu:
“Kendi çocuklarının katillerini arar gibi arıyorlar. Oğlumun katilleri, ellerini kollarını sallayarak dışarıda gezemeyecek. Katillerin dışarıda son günlerini yaşadıklarına, geç de olsa adaletin yerini bulacağına inanıyorum. En ufak bir gelişmeyi bile takip ediyoruz.”
“ENGİN'İN LÜKS BİR YAŞANTISI YOKTU”
Cinayetin arkasında ne olabileceğini kimsenin bilmediğine işaret eden Temel, oğlu hakkında çok şey söylenildiğini ve söylenilmeye de devam edildiğini ifade ederek, “Kim ne derse desin umurumuzda değil” dedi.
Hızlı yükselişini çekemeyenlerin kurbanı olduğunu düşündüğü oğlunun, hiçbir kötü alışkanlığının olmadığını vurgulayan Hatice Temel, şunları kaydetti:
“Engin, bambaşka bir çocuktu. Gözlerinin içi gülen, neşeli, esprili, girdiği ortama hemen ayak uyduran ve ikna kabiliyeti yüksek zeki bir çocuktu. Engin, bu özelliklerini kullanarak, prestijli bir işte çabuk yükseldi. Bu yükselişinin arkasında herkes farklı şeyler aradı. Yükselişinin arkasında uyuşturucu mafyasının olduğu, gay ve alkol kullandığı arandı. Bırakın uyuşturucuyu ve alkolü Engin, sigara bile kullanmazdı. 'Anne benim öyle şeylerle işim olmaz' derdi. Oğlumun gay olduğu söylendi. Böyle bir şeyin imkanı yok, ama böyle farz edelim, yine de o benim oğlum.”
Engin Temel'in şatafatlı bir hayatının olmadığını savunan Anne Hatice Temel, şöyle dedi:
“Engin'in hep lüks, şatafatlı bir hayatı ve 600 bin dolarlık arabası olduğu söylendi. Engin'in lüks yaşantısı yoktu. Oğlumun gelen eşyalarının arasında bir televizyonu, iki halısı, bir de perdesi vardı. Beyaz eşyası ikinci el olduğu için orada bıraktık. Yatağını bile ben yaptırmıştım. Oğlumuza her anne ve baba gibi iyi bir yaşam sunmak için çalıştık. Biz 19 yaşındayken ona zaten araba almıştık. Engin, hiçbir zaman bahsedildiği gibi 600 bin dolarlık arabaya binmedi.”
“OĞLUMU NAKIŞ GİBİ İŞLEDİM, OYA GİBİ ÖRDÜM”
Oğlunun hiçbir zaman böyle bir işte çalışmasını istemediğini de söyleyen Hatice Temel, şöyle devam etti:
“Engin, sadece bir bara yüzde 10 ortaktı. Diğer barlarda işletmecilik yapıyordu. Engin'in tüm hayatı, spor, işi ve eviydi. Yanlış yapmayacağı konusunda sonuna kadar güveniyorduk. Nasıl yanlış yapar ki? Ben onu nakış gibi işledim, oya gibi ördüm. O mükemmel bir çocuktu. Aramızda çok güzel bir iletişim vardı. Ben onun hem annesi hem de arkadaşıydım. Bir kere bile sesini yükselttiğini hatırlamıyorum. Ses tonundan ne isteyeceğini, ne söyleyeceğini anlardım. Engin'i her an kalbimizde yaşatıyoruz. Oğlumu çok özledim ve onsuz nefes alamıyorum. Yokluğuna alışamadım.”
9 Aralık 2008 tarihinde Harbiye'de faaliyet gösteren bir barın sahibi olan ve daha önce aynı ilçedeki trafik kazasında ölen “Miss Dream Of The World Yarışması” 2004 yılı ikincisi Hazal Müezzinoğlu'nun erkek arkadaşı Engin Temel, Şişli'de tabancayla vurularak, öldürülmüştü.