Güncelleme Tarihi:
Candan Kalkanlı, görme engelli bir çocuk annesi. Hayatının tek anlamı oğlu Oğulcan'ı gördürebilmek ve ona iyi bir eğitim verebilmek. Ancak her ikisini de henüz başarmış değil.
l Hayatınız nasıl alt üst oldu engelli bir çocuk ve onun giderek büyüyen sorunları karşısında?
Ben Oğulcan'dan sonra hayat buldum. Çok boş yaşmışım o zamana kadar. Oğulcan bizim ilk çocuğumuz. Evlendikten on sene sonra oldu. Şimdi bir filiz yetiştiriyorum. Diğer görme engeli çocuklar için de bir şeyler yapmaya çalıştık. Türkiye'nin her yöresinden insana 8-9 senedir Amerika'dan getirdiğim kitapları çevirtip ulaştırdım.
l Karakteriniz değişti mi?
Hem de nasıl! Ben hiç hırslı, inatçı, kararlı bir insan değildim. Hiç öyle kariyer yapayım, en yükseğe çıkayım diye ideallerimde yoktur. Haddimi bilirdim. Hala da biliyorum. Ama Oğulcan için haddimi bilmeyeceğim. Çünkü onun hayattan alacağı çok şey var daha. Eskiden içime kapanıktım, şimdi herşeyimi paylaşıyorum. İnsanları daha çok seviyorum artık. Daha affediciyim. Hiç kimseye kırılmıyorum.
l Hiç bunalım geçirdiniz mi? Terapi ihtiyacı duydunuz mu?
Hayır hiç bir şeye ihtiyaç duymuyorum. Çünkü ben çok mutluyum. Ben Oğulcan'la kendimi buldum. Geç ve güç gelen her şeyle mutlu oldum. Böyle şeylerle uğraşmaktan mutluyum. Bunlar aslında ailevi konular, kimseye anlatmak, web sitesi hazırlamak, günlerimi mektup yazarak geçirmek zorunda değilim. Kimseyle paylaşılmayacak şeyler belki de bunlar. Ama ben mutluyum, şikayetçi değilim. Çok güzel e-mailler alıyorum. Çok gururlanıyorum,. Oğulcan'la, kendimle. Çok zor değil hayat. Okulların yaptıkları dışında hiç bir şeye üzülmüyorum.
l Eşinizle aranızı bozdu mu bütün bu zorluklar?
Eşim galiba benden daha duygusal çıktı. Ben kuvvetli olduğum için öne çıktım. Eşime biraz kırgınımı bu yüzden. Herkesin başına gelebilir. Buna da başa gelmek oladrak almıyorum. Bu bize Allahın bir lutfu. Allah bize onu layik gördü ve verdi. Çok sınavlardan geçtim beyin olarak. Nedenler niçinler.. Şimdi hepsi bitti. Son yıllardaki inancım Allah onu böyle verdi, al bu çocuğu eğit, evir çevir yoğur dedi. Bu benim vazifem. Eşim sadece çalışıyor. Ama ben kırgınım. Beni çok taktir ediyor ama ben istedim ki o da yardımcı olsun.
l Ama ayrılma noktasında değilsiniz?
Yo hayır. Devam ediyor evliliğimiz.
l Neden Oğulcan'ın normal bir okula gitmesi için ısrar ediyorsunuz? Körler okuluna niye göndermiyorsunuz?
Amerika'ya ameliyatlar için gittiğimde konuyu araştırdım. Gelişmiş ülkelerde engelli çocuklar, diğer çocuklarla birlikte okuyor. Ona özel gerekli olan eğitimi ise özel derslerle alıyor. Amaç mümkün olduğunca hızlı bir şekilde çocuğu sosyal ortama sokmak. Türkiye'de de ‘‘Kaynaştırma Programı’’ diye bir kanun 98 senesinde kabul edildi. Engelliler normal çocuklarla okuyabilir ve devlet her tür desteği verecektir diyor kanun.
l Zaman geçiyor, Oğulcan evde kalıyor, eğitimi yarım kalıyor diye kaygılanmıyor musunuz?
Evet ama haklarını da almak istiyorum. Artık buna vardı. Okuyabilir mi okuyamaz mı? Bunun için mücadele ediyorum. Nereye kadar derseniz, bu yılın sonuna kadar.
l Ameliyatlarlar, özel okullar, Amerika'ya gitmek.. Nereden para buluyorsunuz?
Şu an gördüğünüz gibi hiç bir şeyimiz yok. Evimizi kapatıp anne babamızın yanına taşındık. Herşeyi sattık. Ev kiralayacak durumda değiliz. Sonuçta özel şirketlerde maaşla çalışan memurlarız. Ameliyatlar herşeyi tüketti. Okullar için burs buluyorum. Bu arada, ben üç yıl boyunca Amerikan Vatandaşlığı çekilişlerine (Greencard lottary) katıldım. Üçüncüsünde şans güldü. Şimdi Amerika'da Amerikan Vatandaşının haklarına sahibiz. Orada okul için para vermiyoruz.
l Amerika'dan döndüğünüz için pişman mısınız?
Evet pişmanım. Ancak o zaman için doğru olduğıunu düşünmüştük. Oğulcan orada yalnız kaldı. Doğduğundan beri kuzenleri ile beraber. Yalnızlık çekmeye başladı. Eğitim iyi olsun derken maneviyatını bozmak istemedik. Ayrıca çalışma imkanları da kısıtlı orada benim için. İngilizcem yok. Fakat eğer burada istediğim gibi okuyamazsa gideceğiz. O zaman temizlikçilik, bulaşıkçılık, hiç umurumda değil ne iş bulursam çalışacağım.
Detayları yan sütunda okuyabilirsiniz. Biz ise Candan Hanım'ın bir anne olarak içinde bulunduğu psikolojik durumu, hayatını nasıl değiştiğin, neler yaşadığını merak ettik, bu konuda görüştük.
Oğulcan'ın hikayesi
Oğlu Oğulcan, altı aylık doğuyor ve Candan Hanım'ın belirttiğine göre tamamen doktor hatası yüzünden kör oluyor. ‘‘Akciğerleri açılsın diye oksijen veriyorlar, ama miktarını ayarlayamadıkları için gözlerine zarar veriyor’’ diyor. Bütün olanaklarını zorlayıp Amerika'da altı kere ameliyat ettiriyorlar Oğulcan'ı. Ancak hepsi başarısız oluyor.
Kalkanlı ailesinin şimdiki derdi çocuklarının arzu ettikleri gibi eğitim görememesi. Candan Kalkanlı, oğlunun Körler Okulu yerine normal bir okula gitmesini istiyor. Önce Robert Kolej'in anaokuluna başlıyor Oğulcan. Bir eğitim yılı bittikten sonra Kalkanlı ailesi, bazı memnuniyetsizliklerden dolayı ilkokulu başka yerde okumasını istiyor. Daha yakından ilgilenirler diye de özel okullara başvuruyor. İstanbul'daki bütün okullara mektup yazıyor. İkisi hariç hiçbirinden cevap gelmiyor. Cevap veren okullardan ENKA, Oğulcan'ı kabul ediyor. Üstelik yüzde 75 burs da veriyor. Ancak okula başlamasına bir hafta kala bir mektup geliyor. Yaptıkları incelemeler sonucunda (Robert Kolej'den dosyasını istiyorlar) Oğulcan'ın ilkokula değil, anaokuluna gitmesini uygun olacağını söylüyorlar. Hemen ardından Candan Hanım'ı görüşmeye çağırıp, Oğulcan'ı ilkokula kabul edemeyeceklerini belirtiyorlar. Bunun üzerine Candan Hamın anakolu teklifini redediyor ve çocuğun kaydını okuldan alıyor.
‘‘Oğulcan'ın kör olduğu öğrendiğimden daha çok üzüldüm kabul edemeyeceklerini öğrenince. Günlerce ağladım. Oğulcan'la bire bir bile görüşmeyi redettiler. Söyledikleri tek şey olanaklarının yetersiz olduğu. Bu son anda belli olur mu? İki ay önce başvurmuşum. O saate kadar neredeydiler?’’ diyor Candan Kalkancı. ENKA'daki kaydı silinince otomatik olarak ön elemelerini kazandığı yarı dönem konservatuar eğitimi de yarım kalıyor. Çünkü onlar da ilkokul kaydı istiyorlar.
Türkiye'deki umutlar sönünce Candan Kalkanlı yurtdışında çareler aramaya başlıyor. Bu arada üç yıl üst üste ABD'nin vatandaşlık piyangosuna başvuruyor. Üçüncü yıl kazanıyor. Greenkart sahibi olunca da oğlunu alıp Amerika'ya gidiyor. ‘‘Bize tüm olanaklarını açıyorlar. Normal bir okulda eğitim hakkı, özel şoför, özel araba, özel öğretmen, özel eğitilmiş köpek, onun veteriner masrafları, hepsi karşılanıyon. Oğulcan kısa sürede İngilizce öğrendi. Bu arada Braille (körler alfabesi) ile okuyup yazmasını öğreniyor. Ancak hem maddi sorunlar, hem vatan özlemi nedeniyle bir sömestre sonra Türkiye'ye geri döndük. Koşulları burada zorlamak istedik. Fakat iki yıldır Oğulcan evedeki özel öğretmenler dışında bir eğitim alamadı. Özel derse de artık durumumuz elvermiyor. Amerika'dan döndüğüme şimdi çok pişmanım. Ancak haklarımız duruyor. Eğer kısa sürede bir çözüm bulunamazsa, gideceğiz Amerika'ya’’.
Okul yetkilileri ne diyor?
Oğulcan Kalkanlı’nın gitmeyi başaramadığı okullardan biri de ENKAOkulları. Bu konuyu görüştüğümüz ENKA Okulları İlk Öğretim Müdürü Şule Yurcu şöyle cevap verdi: ‘‘ENKA Okulları, prensip olarak yüzde bir oranıda engelli öğrenci alıyor her yıl. Şu an iki down sendromlu, bir görme engelli, ve bir cüce öğrencimiz mevcuttur. Biz bu öğrencilere, ihtiyaç duyuyorlarsa burs da veriyoruz. Oğulcan Kalkanlı bize başvurduğunda ben, bir rehber öğretmen ve bir kayıt görevlisi arkadaşımla beraber evlerine gittik ailenin. Rehber öğretmen, çocuğun kendi odasında çocuğu incelemeye aldı. Oğulcan Kalkanlı'nın görme handikapının (özürünün) yanı sıra hiperaktivite (aşırı hareketlilik, konsantrasyon bozukluğu, saldırganlık) gibi başka handikapları da vardı. Daha önce devam ettiği Robert Kolej'deki anaokul öğretmenleri de aynı fikirdeydi. Bu nedenle ilkokula başlamasın, anaokuluna başlasın, bir deneme dönemi olsun, burs devam edecektir dedik aileye. Ancak annesi ısrarla ilkokula başlatmak istedi. Yüksek demir merdivenli bir ilkokulumuz vardı o zaman ve bu durumda yardımcı olamayız diye düşündük. Ayrıca ben başka çocukların da sağlığını düşünmek zorundayım. İki yıl sonra, Candan Hanım tekrar müraacat etti 2. sınıf için. Ancak hem kontenjanımız doluydu hem de prensip gereği özürlü çocukları ara sınıflara almıyoruz. Yani, iddia edildiği gibi çocukla hiç görüşmemiş, son anda fikir değiştirmiş ve de kapıları tamamen kapatmış değiliz. Başvurduklarında Ağustos sonuydu, okullarda 14 Eylül'da açılıyordu. Bütün çözümleri aileye sunduk, ancak onlar kabul etmedi.’’
Candan Kalkanlı, oğlunun görme dışında bir özürü olduğunu şiddetle redediyor, bütün raporlar bunun aksini söylüyor diyor.
Oğulcan’ın tüm hikayesini ayrıntılarıyla öğrenmek isteyenler için Candan Kalkanlı bir web sitesi hazırlamış. www.ogulcan.com adresine girdiğinizde karşınıza Oğulcan’ın köpekli bir resmi, altında da ‘hayallerimi gerçekleştirmeme yardım edin’ yazısı çıkıyor. Sitede okullarla olan yazışmalardan, gelen e-postalara kadar herşeyi var. İleriki günlerde site Oğulcan gibi çocuklar için rehber sitesine dönüşecek.