Güncelleme Tarihi:
İzmirli moda tasarımcısı Merve Dündar, keçe yapımında da kullanılan Yeni Zelanda yününü saatlerce odunla döverek farklı kumaşlarla birleştirdi ve yepyeni bir kumaş elde etti. Türk moda tasarımcısının kumaşı, dünya devi markalar Dolce&Gabbana ve Calvin Klein’e yeni kreasyonlar için ilham kaynağı oldu.
İzmir’de yaşayan ve 2009 yılından beri moda sektöründe olan 31 yaşındaki Merve Dündar, Yeni Zelanda yününden tasarladığı kumaşlar ile dünya markalarının gözdesi oldu. Özellikle keçe yapımında kullanılan Yeni Zelanda yününü; ipek, tül ve brokar gibi kumaşlarla birleştirmek için saatlerce odunla döven Dündar, bu emeğinin sonucunda hem yeni bir kumaş elde etti, hem de farklı renkler oluşturdu. Dündar, daha sonra yurt dışı ile çalışan aracı bir firma ile dosyasını İtalya’nın moda devi Dolce&Gabbana’ya yolladı. Marka, Türk moda tasarımcısının kumaşı ile yakından ilgilendi ve bu kumaşı deri ile birleştirerek yeni bir kreasyon hazırlama planı içerisinde olduğu öğrenildi. Dündar, el yapımı olan bu kumaşı seri üretime geçirmek için de özel bir makine kullandı. Türk tasarımcı, bu gelişmeden sonra rotasını Amerika’ya çevirerek dosyasını dünyaca ünlü moda markası Calvin Klein’e yolladı. Calvin Klein de, tıpkı Dolce&Gabbana gibi Dündar’ın özgün kumaşından etkilendi.
ODUNLA DÖVÜYOR
Kumaşı elde etmek için uzun saatler harcadığını belirten Dündar, “Bu kumaş türü, aslında tamamen ilkel yöntemlerle, hatta odunla saatlerce dövülerek yapılan bir kumaş. Yeni Zelanda yünü çok ince bir yündür. Bu yünü farklı renklerle harmanlayarak farklı bir renk skalası da elde ettik. Özgün tasarımıma çok güveniyordum ve bu kumaş daha sonra sınırları aştı. Yurt dışıyla çalışan bazı firmalar bize ulaştı. İlk çalışmamızı Dolce&Gabbana ile gerçekleştirdik. Markaya sunulan dosyamızda 58 parça kumaş, desen örnekleri, renk skalaları ve tasarım örneklerimiz vardı. Dosyamız da kendilerinin ilgisini çekti. Bu kumaş bir Türk tasarımcısı olarak benim ortaya çıkardığım bir kumaş ve dolayısıyla yurt dışında kullanılmıyor. Dolce&Gabbana’nın, ürettiğim kumaşla derileri birleştireceğini ve bir koleksiyon oluşturacağını öğrendik” dedi.
Kumaşı seri üretime geçirmek için kolları sıvayan Dündar, “Biz daha sonra bu kumaşı seri üretilebilir bir duruma çevirmek istedik ve yurt dışıyla iş yapan bir tekstil firması ile çalıştık. Bu kumaşları özel bir makine ile yüzde 100 organik olarak dokuduk ve kumaşı seri üretime kazandırabildik. Şu anda bu kumaş kazak, kaban, panço, elbise, çanta ve ev tekstilinde kullanılabilir halde. Yani el emeği bir ürünü fabrikasyona dönüştürdük. Dosyamız daha sonra Calvin Clein’e gitti. Çözüm ortağımız, Amerika’ya aynı dosyayla gitti. Kumaşımız onlar için ilham kaynağı oldu. Moda sektörüne yeni bir bakış açısı kazandırdı. Marka yetkilisinin dosyayı çok beğendiği, kumaşla ilgilendiği belirtildi. Dosyamız bir süre orada kaldı ve daha sonra görüşmelerin devam edeceği ifade edildi” diye konuştu.
Gösterdiği başarıdan gurur duyduğunu ifade eden Dündar, şunları söyledi: “Mesleğime İzmir’de başladım ve İzmir’de devam ediyorum. Verdiğimiz emeklerin karşılığını görebilmek onur verici ve umut verici. Kumaşım yurt dışı pazarında değer görünüyorsa, ciddi markaların masalarında konuşulabiliyorsa bunun bir parçası olabilmek bir Türk moda tasarımcısı olarak benim için onur verici.”