Ödülünü pazar günü alacak

Güncelleme Tarihi:

Ödülünü pazar günü alacak
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2006 13:29

Bu yıl Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan yazar Orhan Pamuk, İsveç'te düzenlediği basın toplantısında AB-Türkiye ilişkilerinin mevcut durumunun kendisini "üzdüğünü" söyledi.Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin her iki tarafın da yararına olacağını, ama üyelik süreci konusunda kötümser olduğunu belirten Pamuk, "Bu beni şu günlerde üzen bir konu. Ve bu benim şu günlerde yapabileceğim en eleştirel yorum" dedi.

Haberin Devamı

"Avrupa ve Türkiye'de heyecan maalesef kayboldu. Bu da beni üzüyor" diyen Pamuk, "Eğer Türkiye AB'ye katılırsa, bu AB için iyi bir şeydir. Ve Türk demokrasisi, ekonomi ve halk için de iyidir. Bütün dünya için iyidir" dedi.

Türkiye'nin AB'ye katılmasının "uygarlıklar arasında bir çatışma değil, uyum olduğuna dair bir örnek teşkil edeceğini" belirten Pamuk, Papa 16. Benediktus'un Türkiye ziyaretiyle ilgili bir soruyu ise "İyi geçti, artık bundan söz etmeyelim" diye yanıtladı.

Pamuk'un İsveç'in başkenti Stockholm'deki yayınevi Norstedts'in Riddarholmen'deki binasında düzenlediği basın toplantısını, çeşitli ülkelerden 60'a yakın gazeteci izledi. Basın toplantısını Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülünü kazandığını açıklayan İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi Sekreteri Horace Engdahl yönetti. Basın mensupları Orhan Pamuk'u kitapları ve Nobel Edebiyat Ödülü ile ilgili soru yağmuruna tuttu.

Çok neşeli olduğu görülen ve sorulara zaman zaman esprili yanıtlar veren Pamuk, Nobel Edebiyat Ödülünün hayatında ekonomik olarak bir değişiklik yaratıp yaratmayacağı sorusuna, ödülün hayatında ekonomik olarak değişiklik getirdiğini, ancak bunun dışında yaşantısında değişiklik olmayacağını söyledi. Pamuk, "Benim için bu ödülü almak çok büyük bir onur. Belki de hayatımdaki en güzel bir-iki şeyden biri" dedi.

Pamuk, bir basın mensubunun kendisini Rus yazar Dostsyevski ile karşılaştırması üzerine, "Benim stilim ile Dostyevski'nin stili arasında hiçbir benzerlik yok. Benim kitaplarım film yapılmadı. Yapılmasını da istemiyorum şimdilik. Yazarlıktan başka hiçbir ortak özelliğimiz yok" dedi.

"HER ŞEYİ YAZIYORUM"

Kitapları ve yazarlığına ilişkin birçok soruyla karşılaşan Pamuk, "Yazmak benim karakterim. Neredeyse her şeyi kendime göre yazmak, tekrar yorumlamak, şekillendirmek, iletmek. Bu, benim varoluş nedenim neredeyse. Her şeyi yazıyorum" diye konuştu.

"Şu anda daha çok İran edebiyatıyla ilgilendiğini" kaydeden Pamuk, büyüklerin çocuklarına günümüzde "Benim oğlum paşa olacak" ya da Batı kültüründe buna benzer başka şeyler söylediklerini belirterek, "Bana daima ne zaman Nobel'i alacaksın diye sorarlardı. Aldım, kimse bana artık bu soruyu yöneltemez" diye konuştu.

Orhan Pamuk, Türkiye'deki değişim süreciyle ilgili gelişmelerden umutlu olduğunu, edebiyata ilginin son birkaç yıldır eskiye oranla arttığını ifade etti.

Pamuk, "edebiyatın gücüne" ilişkin bir soruya ise "Edebiyatın gücü kitap ve kalemdir. Edebiyat; anlayabilmek, konuşabilmek, eğlenebilmek, yaşayabilmektir. Anlayabilmek ve anlatabilmektir. Onu yaşayamıyorsan, onun hiçbir gücü yoktur" karşılığını verdi.

TÖREN 10 ARALIK PAZAR GÜNÜ

Ödülünü pazar günü alacak
Pamuk'un katıldığı basın toplantısını İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi sekreteri Horace Egdahl (sağda)  yönetti.

Haberin Devamı

Pamuk, yarın İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi'nde bir onferans verecek.

Haberin Devamı

Yaklaşık bir saat sürecek konferansı sanat ve kültür dünyasından önemli konukların yanı sıra çok sayıda gazetecinin izlemesi bekleniyor.

Konferanstan önce Türkiye'nin Stockholm Büyükelçisi Necip Egüz, Pamuk'un Türkiye'den sanat, edebiyat ve medya dünyasından dostlarının katılacağı öğle yemeği verecek. Büyükelçilik tarafından 9 Aralık Cumartesi günü, yabancı sanat ve kültür dünyasından şahsiyetlerle İsveçli ve yabancı diplomatların katılımıyla Pamuk'un onuruna ikinci kez yemek verecek.

Nobel Ödül töreni 10 Aralık Pazar günü düzenlenecek ve törenin ardından resmi akşam yemeği verilecek.

PAMUK'UN BİR ÇOK ÖDÜLÜ VAR

İsveç Akademisi, Orhan Pamuk'un ödüle layık görüldüğünü Ekim ayında açıklarken, "Pamuk'un yaşadığı kentin melankolik ruhunu arayışında, kültürlerin çatışması ve birleşmesinde yeni semboller bulduğunu" belirtmişti.

Haberin Devamı

Pamuk'un, büyürken geleneksel Osmanlı aile ortamından Batı yönelimli bir yaşam tarzına dönüşüm deneyimini geçirdiği şeklindeki anlatımının hatırlatıldığı açıklamada, yazarın bu konuya, Thomas Mann'i takiben, bir ailenin üç neslinin hikayesini anlattığı ilk romanında (Cevdet Bey ve Oğulları) değindiği kaydedilmişti.

Açıklamada, Pamuk'un uluslararası başarısının üçüncü romanı "Beyaz Kale" ile geldiği, bu romanın 17. yüzyıl İstanbulunda geçen tarihi bir roman olarak yazılmakla birlikte, içeriğinin farklı türdeki öyküler üzerinden egomuzun nasıl oluştuğuna ilişkin bir öykü olduğu, kitapta kişiliğin değişen bir yapı olarak gösterildiği ifade edilmişti.

Haberin Devamı

Ünlü yazarın Nobel'den önce kazandığı diğer edebiyat ödülleri şöyle: Milliyet Roman Yarışması ödülü (1979 - Mehmet Eroğlu ile paylaştı), Orhan Kemal Roman ödülü (1983), Madaralı roman ödülü (1984), The Independent Award for Foreign Fiction (1990), Prix de la Decouverte Europeenne (1991), Prix France Culture (1995), Prix du Meilleur Livre Etranger (2002), Premio Grinzane Cavour (2002), The IMPAC Dublin Award (2003), Ricarda-Huch-Preis (2005), Der Friedenspreis des Deutschen Buchhandels (2005), Prix Medicis etranger (2005) ve Prix Mediterranee Etranger (2006).


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!