Ödüllerini hak eden oyun Sessizlik

Güncelleme Tarihi:

Ödüllerini hak eden oyun Sessizlik
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2013 00:00

Mehmet Birkiye’nin sahneye koyduğu oyunların hemen hemen hepsini izledim.

Haberin Devamı

Sessizlik bambaşka. Değerli bir yönetmenin ustalık eseri. Milimetrik bir çalışma. Oyun bu yılın Afife ödüllerinde hemen her dalda aday gösterildi. En iyi prodüksiyon, en iyi yönetmen ve en iyi yardımcı erkek oyuncu (Süleyman Atanısev) ödüllerini aldı. Başrolü oynayan Funda Eryiğit en iyi kadın oyuncu ödülünü kıl payı kaçırdı. Şirin Dağtekin Yenen, Çehov Makinası’yla en iyi kostüm tasarımcısı oldu ama bu oyunla da ödülü hak ediyordu. Devlet Tiyatrosu’nun yüzünü ağartan, uzun yıllar kolay kolay unutulmayacak bir oyun.
Orta Çağ İngilteresi’ndeyiz. Karanlık bir dönem. Bir taraftan Vikinglerin kanlı saldırıları bir taraftan siyasi belirsizlikler. Büyükler aralarında anlaşmış, soylu bir kızı Silence Lordu’na gelin göndermişler. Kız aksi mi aksi. Hiç gönlü yok bu işe. Lordumuz da şaşkının önde gideni. Henüz 14 yaşında. Bir taraftan kendini ispat etmek zorunda, öte taraftan dini konularda kafası iyice karışmış. Hıristiyan bir ülkedeyiz ama pagan kuzey inanışları da tesirini sürdürüyor. Kral aciz, psikolojisi darmadağın bir adamcağız. İşte böyle bir iklimde nikâh kıyılır, zifaf odasının kapıları açılır. Ve anlarız ki bizim Lord Silence aslında erkek gibi yetiştirilmiş bir kız çocuğudur. Çağımızın en büyük yazarlarından Moira Buffini, katman katman gelişen çok sürükleyici bir oyun yazmış. Zaten 1999’dan beri bu oyun büyük başarılar kazandı dünyada. Hikâye sert ve karanlık bir atmosferde gelişiyor ama çok komik, çok kıvrak bir yapısı var. Zekice sürprizler, imbiklenmiş karakterler. Cinsellik, birey olma ve iktidar konularını derinlemesine düşünme imkânı sunuyor.
Arkadaşım Serdar Biliş ülkemizin yüz akı bir tiyatro adamı. Baş döndürücü uluslararası bir kariyeri var. Oyunu o çevirdi. Sırf çevirinin güzelliği için bile izlenebilecek bir oyun. Bütün oyuncular çok ama çok başarılı. Şaşkın papaz Roger rolünde Süleyman Atanısev gerçekten ödülü hak eden bir performans sergiliyor. Bize çok uzakmış gibi görülen bir zaman ve yerde geçen bu oyunun bu kadar sıcak bir ilgiyle karşılaşmasına şaşırmamak lazım. Mehmet Birkiye’nin yarattığı atmosfer oyunun evrensel gücünü ortaya koyuyor. Hareketli, işlevsel, şık ve zeki bir dekor tasarımı var. Efter Tunç tek kelimeyle döktürmüş. Oyunun yapısında belki tek bir şey eleştirilebilir: Dindarlık ve kilise kurumunun felsefesinin tartışıldığı bölümler daha kısa yazılabilirmiş. Ama o da yazarın bileceği şey. Bütün salonlarda klima var, açık hava tiyatroları bolca. Şu sezon niye biter, anlamanın imkânı yok. Devlet Tiyatrosu kesinlikle 12 ay oynamalı. Hiç olmazsa Sessizlik bitmesin. Oynamayı sürdürsünler. Bütün arkadaşlarım bu oyunu görsün istiyorum.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!