ODTÜ’lü canavar

Güncelleme Tarihi:

ODTÜ’lü canavar
Oluşturulma Tarihi: Ocak 07, 2000 00:00

Haberin Devamı

Para için kaçırdıkları iki kişiyi vahşice öldüren şebekenin elebaşı Derya Sudun, ODTÜ İşletme Mezunu çıktı. Ortağı Metin Yılmaz'la birlikte dün sabaha karşı yakalananan Derya Sudun, ‘‘Kaçtıktan sonra birbirimize girdik. Herkes Kemal'i suçluyordu. Piknik alanına götürüp, vurdular’’ dedi.

BÜYÜKÇEKMECE'de para için kaçırdıkları beyaz eşyacılar Mesut Yaşar ve Eyüp Marangoz'u vahşice katlettikten sonra, suç ortakları Kemal Bartık'ı da öldüren şebekenin elebaşısı Derya Sudun ve yardımcısı Metin Yılmaz dün sabaha karşı yakalandı. ODTÜ İşletme Bölümü'nden mezun olduktan sonra Adana'da kurduğu Derya Tekstil isimli şirkette 400 kişi çalıştıran Derya Sudun'un, ekonomik krizde 350 milyon mark batırdığı, bunun üzerine kirli işlere bulaştığı anlaşıldı. Jandarma ve polis ekipleriyle üç gündür köşe kapmaca oynayan Derya Sudun ve Metin Yılmaz, Bakırköy'deki evlerine baskın düzenlenince, yalınayak kaçmak istediler. Sudun'un kardeşi Cumhur Sudun, yandaki binanın çatısından kaçtı, Derya ve Metin Yılmaz aynı yolu kullanarak çıktıkları yan binanın bahçesinde kıskıvrak yakalandı.

KEMAL PLANLADI

Asayiş ŞUbe Müdürlüğü'nde sorguya alınan Derya Sudun ile Metin Yılmaz, olayın içinde yeraldıklarını ancak, cinayetleri Cumhur Sudun'un işlediğini ifade ettiler. Olayın elebaşısı olduğu iddia edilen Derya Sudun, ‘‘Herşeyi Kemal planladı. Ben sadece bankaya gidip parayı aldım. İki kişinin kaçtığını anlayınca, biz de gitmeye karar verdik. Cumhur, Metin ve Murat, adamları tuvalete götürerek vurdular. Kaçtıktan sonra birbirimize girdik. Herkes Kemal'i suçluyordu. Yine aynı kişiler, Kemal'i piknik alanına götürerek vurdular’’ dedi.

CUHHUR YAPTI

Metin Yılmaz ise cinayetlerin hepsini, Cumhur Sudun'un işlediğini önesürdü. Vücudunun büyük bir bölümünün dövmelerle kaplı olduğu belirtilen Yılmaz, olayın başından sonuna kadar, hep geri planda kaldığını söyledi. Bu arada, çete mensuplarından bir bölümünün kaçtığı 34 YJ 3147 plakalı Tofaş Şahin marka otomobil, önceki gece Küçükköy Cennet Mahallesi'nde bulundu. Burada Mc Donalds'ın otoparkına düzgün bir şekilde park edilerek terk edilen otomobilde uzmanlar parmakizi incelemesi yaptılar.

Fabrikatörken konsomatris oldu

Adana'daki tekstil fabrikası battıktan sonra şirketinin bürosunu Güngören'deki bir büroya taşıyan Nisan Derya Sudun, parasız kalınca konsomatrislik yaptı. Jandarma'nın Organize Suçlar ekipleri, Sudun'un izini, Bağcılar ve Güngören'deki müzikhollerden birinde buldu. Sudun, 'Bulut' takma isimli konsomatrisin verdiği bilgi üzerine baskın yapılan Bakırköy'deki evinde, kıskıvrak yakalandı. Her gün başka bir erkekle görünen Derya Sudun'un, depremden sonra boşalttığı Bağcılar Yılmaz Sitesi B Blok'taki komşuları, ‘‘Giren çıkan belli değildi. Sürekli lüks arabalar gidip geliyordu. Esnafa bir sürü borç takıp kayıplara karıştılar’’ dediler.

Önce vurdular sonra kestiler

Derya Sudun, Daha çok para istiyordu. Bir yandan rehin tuttukları 4 kişiden para istiyorlar, bir yandan da ‘‘Sizi serbest bırakacağız ama bizi ele verirseniz, hepinizi öldürürüz’’ diyorlardı. Bu arada hiç beklenmedik bir olay yaşandı. Deponun birinci katında tutulan Haluk Şimşek ile Hikmet Toptaş, akşam saat 21.00 sıralarında, bir ara kendilerini bekleyen gözcünün ayrılması üzerine, bileklerindeki alüminyum kelepçeleri kırdılar ve depodan kaçarak jandarmaya sığındılar. Haluk Şimşek ve Hikmet Toptaş'ın kaçtığını görünce paniğe kapılan çete mensupları, asma katta rehin tuttukları Mesut Yaşar ile Eyüp Marangoz'u, kafalarına birer kurşun sıkarak vurdular. Öldüklerinden emin olmak için, Yaşar ve Marangoz'un boğazlarını komando bıçağı ile kesen çete mensupları, iki ayrı otomobille, olay yerinden kaçtılar. Depoya baskın yapan jandarma ekipleri, Yaşar ve Marangoz'un tuvaletteki cesetleriyle karşılaştılar.

Öğretmen kızı

Adana'nın Karataş İlçesi'nde öğretmenlikten emekli olan Muzaffer Sudun'un kızı olan Derya Sudun, Ortadoğu Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirdikten sonra memleketi Adana'ya dönerek ticarete atıldı. 11 Ağustos 1997 tarihinde ağabeyi Nuri Sudun ve Pelin Çiçekçi tarafından kurulan 500 milyon lira sermayeli Derya Tekstil Gıda Kimyevi Maddeler İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketi'nin başına geçen Derya Sudun, kısa sürede büyüttüğü işini, 400 çalışanıyla, bir yılda dev bir fabrikaya dönüştürdü. Ancak tüm Türkiye'de binlerce tekstil firmasının batmasına, yüzbinlerce işçinin işsiz kalmasına neden olan ekonomik kriz, Derya Sudun'un firmasını da etkiledi. Sudun'un yeni yaptığı 350 milyon marklık yatırım yok olurken, 400 işçi de işsiz kaldı.

Komiser Aynur rolü yaptı

Normal yollarla para kazanamayacağını anlayan Derya Sudun, konsomatrislik yaparken tanıştığı sevgilisi Kemal Bartık ile birlikte, korkunç bir plan yaptı. Gazetede gördükleri, ‘‘Beyaz eşya alınır, satılır’’ ilanının altındaki telefonu arayan Sudun ve Bartık, ilanı veren Haluk Şimşek'in, Fatih'teki İrem Spot isimli beyaz eşya dükkanına gittiler. Haluk Şumşek ve ortağı Eyüp Marangoz'la görüşen Sudun ve Bartık, ‘‘Elimizde yaklaşık 100 milyar liraya satabileceğiniz beyaz eşya var. Bize 50 milyar lira verirseniz, bunu size veririz’’ dediler ve telefonlarını bırakarak ayrıldılar. Teklifi mantıklı bulan Haluk Şimşek, Derya Sudun'u arayarak, eşyaları görmek istediklerini söyledi. Salı öğle saatlerinde, yanına yeğeni Hikmet Toptaş, ortağı Eyüp Marangoz ve arkadaşı Mesut Yaşar'ı da alan Haluk Şimşek, Güngören Camlıkahve'deki Derya Tekstil'e gitti. Kendisini şirketin genel müdürü olarak tanıtan Derya Sudun, satılık eşyaların, Büyükçekmece'nin Kıraç Beldesi'ndeki depoda olduğunu söyledi. Hep birlikte deponun yolunu tuttular. Haluk Şimşek ve üç arkadaşı, depoda hiç beklemedikleri bir şekilde karşılandılar. Önceden depoya gelerek beklemeye başlayan Derya Sudun'un kardeşi Cumhur Sudun, Metin Yılmaz, Sebahattin Çelik, Sezer Karakaçar ve soyadı belirlenemeyen Murat isimli şahıs, Şimşek ve arkadaşlarına silahlarını çekerek, ‘‘Mali Polis, herkes yere yatsın’’ dediler. Neye uğradıklarını şaşıran ve talimat üzerine yüzün koyu yere yatan 4 kişinin elleri arkadan kelepçelendi. O andan itibaren birbirlerine ‘‘Başkomiserim, komiserim’’ diye hitabetmeye başlayan gaspçılar, yere yatırdıkları 4 kişiye, ‘‘Haluk kim?’’ diye seslendiler. Haluk Şimşek ile Hikmet Toptaş'ı birinci kata çıkaran gaspçılar, ellerini ve ayaklarını bağladılar. Bu sırada kendilerine küfür edip taşkınlık yapan Mesut Yaşar ile Eyüp Marangoz'u ise asma kata çıkardılar.

AĞIZA NAMLU

Emirleri, diğerlerinin ‘‘Aynur başkomiserim’’ diye seslendikleri Derya Sudun ve komiser Kemal Bartık veriyordu. Haluk Şimşek, malları görmeye geldiklerini, ancak yanlarında para getirmediklerini söyleyince, çete mensupları çılgına döndüler. ‘‘500 milyarım olsa veririm’’ diyen Haluk Şimşek, Üsküdar Akbank Şubesi'nde iki milyar lira parası bulunduğunu söyledi. Şimşek, ağzına tabancanın namlusunu sokan 'Aynur Başkomiser'in isteği ile bankasını arayarak, hesabındaki paranın, Avcılar Şubesi'ne, Fatma Çakırhan ismine havale edilmesi talimatını verdi. Sudun, Şimşek'in kredi kartlarına da el koydu. Kardeşi Cumhur Sudun ile birlikte Avcılar'daki bankaya giden Nisan Derya Sudun, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan Fatma Çakırhan sahte kimliği ile, iki milyar lirayı ve kredi kartlarında bulunan 300 milyon lirayı çekti.

Balkondan kaçarken yakalandılar

Çaldıkları 34 KHL 07 ve 34 YJ 3147 otomobillerle olay yerinden uzaklaşan çete mensupları arasında, istenilen paranın elde edilememesi yüzünden anlaşmazlık çıktı. Çıkan kavga sırasında, çete mensuplarından biri, korkunç olayın planlayıcılarından Kemal Bartık'ı, gözünü kırpmadan öldürdü. Çete mensupları, daha sonra, ikiye ayrılarak dağıldılar. Bu olaydan 14 saat sonra, kafasından ve kasığından vurularak öldürülen Siverek Atatürk Mahallesi nüfusuna kayıtlı Kemal Bartık'ın cesedi, Avcılar Firuzköy İskeçe Caddesi üzerindeki Paşaeli Piknik Alanı'nda bulundu. Polis, üzerinden Kıraç'taki çifte cinayetin işlendiği yerin adresi çıkan Bartık'ın, çete ile bağlantısı olabileceği ihtimali üzerine, İl Jandarma Alay Komutanlığı ile irtibata geçti.

100'E YAKIN BASKIN

İl Jandarma Alay Komutanı Halil İbrahim Tüysüz'ün bizzat yönettiği operasyonlarda, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube ekiplerinin de katılmasıyla, sanıkların yakalanması için, yüze yakın adrese baskınlar düzenlendi. Jandarma bünyesindeki Organize Suçlar Bürosu ekipleri, konsomatrislik yaptığı belirlenen Derya Sunun'un izini, Bağcılar-Güngören bölgesindeki müzikhollerden birinde buldular. 'Bulut' takma adlı bir konsomatris jandarmaya, en son Pazar günü gördüğünü söylediği Derya Sudun'un cep telefonunu ve adresini verdi. Jandarma ve polis ekipleri, önceki geceyarısı, Derya Sudun'un oturduğu Bakırköy Yenimahalle Yanıkses Sokak 10/6'ya baskın düzenlediler. Bu sırada evde bulunan Derya Sudun ile kardeşi Cumhur ve çete mensubu Metin Yılmaz, balkondan bitişikteki dairenin balkonuna geçtiler. Sonra da mutfak kapısını kırarak daireye giren çete mensupları, dış kapıyı açarak, yalınayakla bahçeye çıktılar. Binanın etrafından önlem alan jandarma ve polis ekipleri, Derya Sudun ile Metin Yılmaz'ı yakaladılar. Cumhur Sudun ise kaçmayı başardı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!